Kitap okumak, herkese her zaman için faydalı ve lüzumlu bir meziyettir. Tatil döneminde ise, kitap okumaya biraz daha ağırlık verilmeli ki, zihin kabiliyeti atalete uğramasın.
Yakın zamanda, okulların tamamı birer birer açılmaya başlayacak.
Zamanı müsait olanların, kalan birkaç gün veya birkaç haftayı da kitap ağırlıklı okumaya ayırmalarını tavsiye ederiz. Mümkünse, birkaç kişi ile birlikte “okuma programları” düzenleyerek...
Şahsen, programlı kitap okumalarından büyük ölçüde istifade ettiğimi, ruhumu, iç dünyamı ferahlatan mânâlarla feyizyâb olduğumu tereddütsüz söyleyebilirim.
Bu tür programlarda önem kazanan can alıcı bir nokta şudur: Bu okuma programları, acaba nasıl bir plânlama yapılarak, nasıl bir uygulama tarzı takip edilerek, en verimli, en semeredar bir hale getirilebilir?
Evet, bu noktanın izahını ve bu suâlin cevabını bulmak, esasında bu tür hizmetlerle alâkalı hemen herkesin en büyük dileği, temennisi, hatta gayesidir denilebilir.
İşte, biz de bu âlî maksada ve bu ulvî gayeye mâtuf noktalara değinmek arzusundayız. Bu arada, okuma programlarını sadece gençler veya öğrenciler için değil, yetişkinler için de düşünmeli ve uygulamaya çalışmalı. Dolayısıyla, aşağıda tavsiye niteliğinde yazacaklarımız umum okuma programları için de geçerli sayılır.
* * *
Evet, okuma programlarının daha verimli, feyizli hale getirilebilmesi maksadıyla, uyulması/uygulanması gereken hususlar hakkında ilgilenenler için şöyle bir tavsiye listesi hazırladık. Bunların tatbiki, haliyle imkânlar ölçüsünde olabilir.
Dolayısıyla, herşey tekâmül kànununa tâbi olduğu gibi, bu teklif ve tavsiyeler de aynı şekilde tadil, tashih veya tasrih yoluyla pekâlâ tekâmül ettirilebilir.
Bir günde "iki öğün yemek" formülünden hareketle, günün ilk saatlerinden itibaren okumaya başlayacak olursak...
1- Güne, sabah namazıyla başlanır. Abdest, namaz, tesbihat ve sabah dersi, tahminen iki saatlik bir süreyi ihtiva eder.
2- Ardından, yine yaklaşık iki saat kadar kaylûle (gündüz uykusu) yapılabilir.
3- Kaylûleden sonra, bir saatlik hususî, yani ferdî okuma süresi.
4- İlk özel okumadan sonra kahvaltıya geçilir.
5- Kahvaltıdan sonra, ferdî okumaların ikinci etabına geçilebilir. Bu süre, öğle ezanı vaktine kadar devam edebilir.
6- Öğle namazı ve namaz dersinden sonra, “takviyeli çay” servisi yapılabilir. (Öğle yemeği olmayacağından, çayın yanında pasta, bisküvi, kraker, vs. ikram edilebilir. Ya da, ara öğün olarak bir meyve veya tatlı çeşidi tercih edilebilir.)
7- Çay-ikram faslından sonra, müzakereli, yahut sorulu-cevaplı ders-sohbet safhasına geçilebilir. Bu fasıl, ikindi vaktine kadar devam edebilir.
8- İkindi namazı ve namaz dersinden sonra, akşam yemeğine oturulur.
9- Yemekten sonra, akşam ezanı vaktine kadar serbest program uygulanır: Spor, gezinti, musıkî, hususî sohbet, vesaire…
10- Akşam namazı ve namaz dersini müteakip, ikinci çay servisi yapılır.
11- Çaydan sonra, ikinci müzakereli, sohbetli, sorulu-cevaplı derse geçilir. Bu ders de, yatsı ezanına kadar devam edebilir.
12- Yatsı namazı ve namaz dersini müteakip, mümkünse yine meyve, ya da tatlı ikramı yapılabilir.
FEYİZLİ BESLENME
Sünnet-i Seniyyede yeri olmayan, dolayısıyla Üstad Bediüzzaman’ın da hayatında yer vermediği “günde üç öğün yemek” programının uygulanması halinde, (gerek zaman israfı, gerekse maddî israf, rehavet çökmesi, çevre kirliliği, nefsine hakim olamama, irade zafiyeti… gibi sebeplerle) arzu edilen verimin, hedeflenen feyiz ve bereketin, neredeyse yarı yarıya azalacağı (tecrübe ile sâbit) hususu, asla hatırdan çıkarılmamalı.