"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Kur’ân ile aynı yerden geldi” mi diyor?

M. Latif SALİHOĞLU
08 Eylül 2025, Pazartesi
Kelâm-ı kadim olan Kur’ân, Arş-ı Âlâ’dan nüzûl edip geldi. Kur’ân’ın hakikî bir tefsiri olan Risale-i Nur ise, Kur’ân’ın arşından, semasından, yıldızlarından nebean edip geldi.

Emsâlsiz tazyiklere maruz kalan Nur Külliyatı, şüphesiz Allah’ın inayeti ve Kur’ân’ın nuruyla, feyziyle, medediyle telif edilerek vücûda geldi. Yaklaşık iki bin mahkemenin tamamından beraatle çıktı. Ama ne yazık ki, Risale-i Nur'u mahkûm etmek için hâlâ canhıraş şekilde uğraşanlar var.

«

Said Nursî ve Risale-i Nur hakkında menfî bir hava yaymaya çalışan bazı “enaniyetli hocalar” var. Bunların çoğu kafayı “Birinci Şua”ya takmışlar; tenkitlerine yalan-yanlış şeyleri de katarak kara çalmaya devam ediyorlar. Onlara göre, Said Nursî güya “Benim risalelerim, Kur’ân ile aynı yerden geliyor; aynen vahiy gibi geliyor, iniyor, yazdırılıyor.”

Fesubhanallahil-azim! Bu nasıl bir çarpıtmadır ki, bazı muarızlar bunu bilerek, kasten ve hatta inadına inadına söyleyip yaymaya çalışıyor.

«

Hocalar, imana hizmet eden Üstad Bediüzzaman’a ve Kur’ân’ın malı olan Risale-i Nur’a sahip çıkacaklarına, imanî ve ahlâkî buhran içinde çırpınan bîçarelere bu eserleri tavsiye edeceklerine, bir kısmı ne yazık ki bunun tam tersini yapmakla kendini adeta vazifeli görüyor.

O hocaların hepsi değil; ama, bir kısmının bir yerlerden vazifeli olduğunda şüphe yok. Diğer muhaliflerin ise daha çok “enaniyet” damarıyla ve bir kısmının da “meslek-meşrep muhalefeti” saikiyle hareket ettiği kuvvetle muhtemel.

«

Üstad Bediüzzaman’a ve eserlerine karşı tâ 1930’larda ilk saldırıya geçen hocalardan biri “İstanbul’daki ihtiyar zât”tır. Üstadın kendi ifadesiyle “galiz gıybet ve şeni’  hakaret”te bulunan o “ihtiyar hoca”, dokuz sene (1935-44) müddetle “İstanbul afakında bir nevî taarruzda bulunmuş” görünüyor. (O zât, 1944’ten kısa bir süre önce vefat etti.)

O zâtın ekolünü takip edenler, fikirde Büyük Doğu mefkuresi, siyasette ise Fevzi Paşa, Erbakan ve Erdoğan liderliğindeki siyasî misyonun içinde yer aldılar.

«

Günümüzde Said Nursî ve eserlerine aynı cepheden saldıranların başında Mustafa İslâmoğlu ve Abdülaziz Bayındır geliyor. Bunlara son zamanlarda Mustafa Öztürk de katılmış oldu.

İlâhiyatçı Prof. Mustafa Öztürk, 13 Temmuz 2025’te “Said Nursî ile Atatürk Münakaşası” isimli bir video yayınladı. Bir ay zarfında 150 bin civarında izleyiciye ulaşan bu video çok ilgi görmüş olmalı ki, Öztürk, 4 Eylül 2025’te bu kez doğrudan Said Nursî ile ilgili yeni bir video daha yayınladı. İsmini “Said Nursî’yi nasıl bilirdiniz?” diye koydu.

Her iki videoda da dikkatli bir üslupla konuşan Öztürk, Said Nursî’ye karşı Mustafa Kemal tarafını tuttuğunu gizlemiyor. Ama, Said Nursî hakkında da bildiği doğruları takır takır söylemekten çekinmiyor.

İkinci videoda ise, Said Nursî hakkında bazı noktalarda hem yalan-yanlış bilgileri sıralıyor, hem de onun için “bencil, egoist, kendini beğenmiş, yöneticilere kafa tutan, dikkat çekme takıntısı olan hastalıklı bir fikir-kafa” gibi, yer yer tahkir ve tezyif edici ifadeler kullanıyor. Ayrıca, Risalelerde din ilmi ile fen ilminin mezc edilerek anlatılmasından da hiç hoşlanmadığını ifade ediyor.

Olabilir. Herkes bu anlatım tarzında hoşlanmak durumunda değil. Lâkin, Mustafa Öztürk gibi akademisyen, hiç ilgili yeri okumadan ve konuyu tahkik etmeden şunu söylemesi kabul edilemez: Ona göre, güya Said Nursî “Benim sözlerim-kitaplarım ile ayet-Kurân aynı yerden geliyor” demiş.

Kesin ve net olarak ifade edelim ki, yok öyle bir şey. Bediüzzaman’ın böyle bir iddiasının olduğunu hiç kimse ispat edememiş ve edemez.

Sayın Öztürk, eleştirdiğiniz bu zâtın öyle bir sözü ve dahi maksadı yoksa eğer, tahkiksiz giden size ve sizin gibi entelektüellere ne demek lâzım geliyor? Bunu da düşündünüz mü?

Yazının sonunu, Said Nursî’nin konuya dair çarpıtılan sözlerini kaynağından (Birinci Şua ağırlıklı) naklederek bağlayalım. Tâ ki, hakperest olanlar bu ifadelere bakarak yorum yapsın; tâ ki, vebali büyük yanlışlara düşmemeye hassasiyet göstersin.

* Risale-i Nur, vahiy değil ve olamaz. Belki, ekseriyetle Kur’ân'ın feyziyle ve medediyle kalbe gelen sünûhat ve istihracat-ı Kur'âniyedir.

* Risale-i Nur, tarîkat değil, hakîkattir; âyât-ı Kur’âniyeden tereşşuh eden bir nurdur. 

* Risâle-i Nur’un Kur’ân’dan başka me’hazı yok, Kur’ân’dan başka üstâdı yok, Kur’ân’dan başka mercîi yoktur. Telif olduğu vakit hiçbir kitap müellifin yanında bulunmuyordu. Doğrudan doğruya Kur’ân’ın feyzinden mülhemdir.

* On Beşinci Şua’dan: O risalede (Birinci Şua’da), biz demiyoruz ki, “Ayetin mana-yı sarîhi budur”; tâ hocalar “Fîhî nazarun” desin. Hem dememişiz ki, “Mana-yı işarînin külliyeti budur.” Belki diyoruz ki, mana-yı sarîhinin tahtında müteaddit tabakalar var; bir tabakası da, mana-yı işarî ve remzîdir. Ve o mana-yı işarî de, bir küllîdir; her asırda cüz’iyatları var. Risale-i Nur dahi bu asırda o mana-yı işarî tabakasının külliyetinden bir ferttir.

* Tarihçe-i Hayat’tan: Risale-i Nur’a hücum edilmez. O, doğrudan doğruya Kur’ân’a bağlanmış; ve Kur’ân dahi Arş-ı Azam ile bağlıdır. Kimin haddi var, elini oraya uzatsın, o kuvvetli ipleri çözsün.

Okunma Sayısı: 2712
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İbrahim FİŞEK

    9.9.2025 06:42:01

    Rabbimiz CC ebeden razı olsun, âmîn âmîn âmîînnn 🤲🌹🤲

  • Musa

    8.9.2025 23:11:51

    5.bölümde hocam

  • Seyfi vizeli

    8.9.2025 18:01:42

    Hüseyin kardeşim o ihtiyar ve kibir ehli zat, Mesnevî-i Nuriye kitabını da yere fırlatıp hakaret ettiğini de mutemed ağabeylerden duydum. Allah'a havale ediyoruz. O(cc) intikam alanların en büyüğüdür... Birileri böylesi basiretsiz ehli kibri kullanır kullanır sonra da paçavra olarak çöpe fırlatıp atar.....

  • Yusuf

    8.9.2025 15:42:13

    Halk partisinin en beğendiği hocadır kendileri. Halk partisi iktidara gelse diyanet reisi olacak ilk adaydır. Halk partisi iktidara gelince bir şey olmaz diyenlerin bu yazı ile ferasetleri açılır inşallah

  • Seyfi vizeli

    8.9.2025 14:42:13

    Latîf bey sizi de anlamadık gittik. Yahu bilerek hücum eden, iftira atan,hakikati inkar eden, doğruyu görseler bile kibirlelerinden bakmayan bu odun gibi heriflerin isminin önüne ne diye Sayın ön ekini koyuyorsunuz ki?

  • Ali Üç

    8.9.2025 13:27:15

    Allah razı olsun efendim, hafta sonu kısmen girizgahını kısaca dinlemek durumunda kaldım. Daha fazlasına vaktim olmadı ama güzel bir ifade ile cevab verilmiş. Bakalım Mustafa bey bu yazıyı okuyup kale alacakmı, zira daha evvelkilerde maalesef pek bir düzeltme yapmayanlar çok oldu

  • HÇeşitcioğlu

    8.9.2025 11:50:23

    o “ihtiyar hoca”, dokuz sene (1935-44) müddetle “İstanbul afakında bir nevî taarruzda bulunmuş” -1924- 1943 olacak..

  • Mustafa Yalçın

    8.9.2025 11:49:32

    Bil ey gafil; Risale-i Nur’u tenkit parmağın ile yoklama, tereddütlü aklını karıştırma. Bürhan mı istersin? —Su; görülür, hissedilir, parmakla tutulmaz. Tenkit parmağında mekan bulmaz. — Hava; Hissedilir görünmez, ağızını açıp ruhunu yönetemez isen, yüzüne çarpar gider. İstifade edemezsin. —Nur; Sana görünür fakat sen kalbinin gözünü açmaz isen kaçar gider. Haris, mizanlarınla tartmaya kalksan gizlenir. Akıl terazinle tartamazsın. Senin karanlık dünyana hapis olmaz. Aklını başına al…! Zühre/ 10. Nota(Açılım)

  • Semanur Tunoğlu

    8.9.2025 10:57:24

    Mustafa Öztürk'e göre ülkemizdeki tarikat ve cemaatler islam dinini bozmuşlardır.

  • Ayhan Aydın

    8.9.2025 09:41:29

    Dar düşüncelerde nedamet yok, enaniyetleri tam gaz devam ediyor. Allah kaleminize kuvvet versin.

  • ERSAN AYBAR

    8.9.2025 09:03:09

    Allah razı olsun Latif abi

  • Zübeyir

    8.9.2025 08:05:25

    Kaleminize sağlık Latif Abi. Üstadımız ve Risale-i Nurlara ait doğru olmayan neşriyata karşı gazete lisanı ile sahip çıkıp düzeltmeniz çok ehemmiyetli. Allah razı olsun. Üslubumuzda nurun mesleğine uygun olarak nezihane ve nazikane.

  • Abdullah

    8.9.2025 05:10:54

    Yahu! Bu şöhret budalaları,bu enaniyet meftunları,okumuş cahiller,tenkit ettik leri Risale-i Nur'u okumadan, tamamını gözden geçirmeden hüküm veriyorlar. Kendi muzahrafatlarını önümüze sürüp kabul ettirmek için, veya "batsın" namla rını duyurmak,değersiz varlıklarına değer verdirmek için,;adi ve alçakça saldırıyorlar.Bunlarda hamiyet-i diniyenin zerresi yoktur.Risale-i Nur'un yaptığı hizmetin milyarda birini dahi yapamayanlar, kıskançlık ve hasetlerin den,sataşıyorlar.Çamur atıyorlar.Güneş balçıkla sıvanmaz.Saldırdıkları nura bir şey olmaz.O Nur bütün haşmetiyle alemi, dünyayı aydınlatmaya devam edecektir..Sataşanlar hiçbir zaman toplum nezdinde itibar kazanamaya caklardır.Gazete bunlara gerekli cevap leri vermelidir..Asla sessiz kalma malıdır.Yeni Asya Risale-i Nur'un medyadaki dili ise bu saldırılara karşı sessiz kalamaz.Yazarımızı bu konuda ki hassasiyetinden dolayı tebrik ediyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı