"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Lütfen dinleyiniz

M. Latif SALİHOĞLU
19 Mart 2015, Perşembe
Sayın devlet ve hükümet yöneticileri! Bediüzzaman’ın hitabıyla “Ey ehl-i hâl ve akd!”

Orta yerde bir düğüm var... Ya biz sesimizi size duyuramıyoruz, ya da siz bizi duymak, dinlemek istemiyorsunuzdur.

Tam olarak bilemiyoruz; belki de siyasî fikir ayrılığı sebebiyle böylesi bir vaziyet hâsıl oldu. Oysa, siyasî görüş farklılığı, sesimizi duymamanızı, bizi dinlememenizi gerektirmiyor.

Esasen, farklı düşüncelere sahip olmamız, millet ve memleketin hayatî meselelerinde hiç anlaşamayacağımız, birbirine hep zıt düşeceğimiz anlamına de gelmez, gelmemeli.

Şunu da hatırlatalım ki: Bizim yanılmamız, bir konuda hata yapmamız, öncelikle kendimize zarar verir. Ama, sizin yanılmanızdan bütün bir millet ve memleket zarar görür ve ne yazık ki görüyor. Dolayısıyla, size bazı hususlarda ikazlarda bulunmayı yine de millî, vatanî, vicdanî bir vazife telâkki ediyoruz. O halde, lütfen dinleyiniz.

“Sorun”un adını koymalı

Sayın devlet-hükûmet erkânı!

Farkında mısınız? Bizi dinlemeyerek, daha çok yakın adamlarınızın sesine kulak verdiğiniz konuların hemen tamamında ifrat ile tefrit arasında gidip geliyorsunuz. Evet, şimdiye kadar bir çok meselede ya U dönüşü yaptınız, ya da 180 derecelik dönüşlere imza attınız. İşte, bunlardan küçük bir liste:

Meselâ, şimdi çıkmış “Kürt sorunu yoktur” diyorsunuz. Doğru söylüyorsunuz; ama, neden şimdi? Daha evvel niçin aynı hassasiyeti göstermediniz? 

Bakınız, sizin sözcüleriniz de başkaları gibi aynı “Kürt sorunu” tâbirini defalarca telâffuz ettiniz. Hatta, yıllardır dillendirmiş olduğunuz şu “Çözüm Süreci”ni hemen herkes “Kürt sorununun çözümü” diye okudu ve öyle de anladı. Gelinen noktada, bu hususta kesinlikle yanıldığınız, hata ettiğiniz ortaya çıktı.

Biz tâ yıllar öncesinden şu “Kürt sorunu” tâbirinin sakıncalarına ısrarla dikkat çektik. (Bkz: Kürt Reçetesi. 23.06.2009’da başlayan 13 Bölümlük yazı dizisi.) 

Aynı konuyu bu tarihten daha evvel ve daha sonrasında da uzun uzadıya dile getirmeye çalıştık. Ama, bizi yine dinlemediniz. Neticede, şimdi çoğu kimsenin hayretle karşıladığı ve kendi beyanlarınızla da çelişen tuhaf bir noktaya geldiniz. 

Bu sebeple insanlarımız haklı olarak soruyor: Madem ki böyle bir sorun yoktu, o halde siz şu meşhur “Çözüm Süreci”yle neyi kast ettiniz? Bunu çıkıp millete bir güzel anlatmanız gerekmez mi? İhtiyaç duyulursa şayet, bu konuda size gönüllü olarak daha fazla yardımcı olabiliriz.

Operasyon furyaları

Bir dönem Ergenekon, Balyoz, KCK operasyonları adeta furya gibiydi. 

Bu operasyonlarda, kelimenin tam anlamıyla gel-gitler yaşandı, bir bakıma ifrattan tefrite düşüldü.

İşin içinde başka unsurların da etkisi bulunmakla beraber, binlerce insanın tutuklanma operasyonları gibi serbest bırakılma ameliyesi de yine sizin iktidarınız devresinde gerçekleştirildi.

Emin olun, biz bu konuda da etkili uyarılarda bulunduk. Meselenin sulandırılmaması ve operasyonlar esnasında mâsumların zarar görmemesi için âzami derecede hassasiyet gösterilmesi gerektiğini söyledik.

Ne yazık ki, sesimiz duyulmadığı gibi, etrafınızı saran bazı müdahaneciler, yahut “kraldan çok kralcılar” tarafından “Kesin size Ergenekon virüsü bulaşmış” ithamına bile maruz kaldık.

Tekraren ifade edelim ki, bu meselede de siyaseten müflis tecrübelere imza attınız ve “Keşke öyle yapmasaydık” yollu bazı handikaplar yaşadınız.

Eski dost ile kanlı-bıçaklı

Gülen Hoca Grubuyla olan münasebetlerinizde yüzde yüz kat’iyyetinde ifrattan tefrite düştünüz ve yine 180 dereceye yakın bir açıyla birbirinden hayli farklılık arz eden davranışlar sergilediniz.

Hükûmet veya devlet adamlarının bir sivil toplum grubuyla alabildiğine içiçe hareket etmesi doğru olmadığı gibi, tabandaki kahir ekseriyeti mâsum olan bir sivil kesimin üzerine böyle husûmet ve huşûnetle gidilmesi de devlet âdâbı ve hükûmet ciddiyetiyle asla bağdaşmıyor. Mevcut tavrınızı lütfen bir kez daha gözden geçiriniz.

Zira, suçlu ile suçsuzu ayırmadan, hükûmet marifetiyle böylesine bir “toptan suçlama” furyasının ikinci bir benzerine günümüz dünyasında rastlayamıyoruz. Bu grupla sürdürülen cephe kavgasının, siyasetin dışında ayrıca iç ve dış dünya nazarında İslâm kardeşliğine büyük zarar verdiğini de bu vesile ile hatırlatmış olalım.

Lütfen, bu mânâsız ve her yönüyle zarar veren kavgaya bir an evvel son veriniz. Hiç olmazsa, tabandaki mâsum kesimin hakkını ve hatırını da düşünerek daha mülâyimce bir üslûp kullanınız. Dahası, kendiniz konuşmaktan çok, kànun ve adâleti konuşturunuz. Tâ ki, açılan bu sosyal yara daha da derinleşmesin.

Mısır, Suriye, Irak...

Komşu ve kardeş ülkelerle olan münasebetlerde düzinelerle hatalar yapıldı. 

Rejimleri, iç meseleleri ne olursa olsun, bu ve benzeri ülkelerle yürütülen diplomasi bağları büsbütün kesilmeseydi, inanıyoruz ki yaptıkları zulüm, verdikleri zarar daha az seviyede olurdu.

Hem terörist, hem siyonist bir ülke olan İsrail ile ticarî, savunma ve diplomatik münasebetini kesmeyen bir Türkiye’nin, Mısır ve Suriye ile ilişiği kesme cihetine gitmesi doğru olamaz.

Aha şuraya yazıyoruz: Bilhassa bu iki ülke ile münasebetlerimizin böyle kopuk şekilde gitmesi, daha büyük tehlikeleri, daha muzır komşuları doğuruyor. 

İç ve dış gelişmelerin, nice zamandır küsüştüğümüz ülkelerle yakın zamanda bir politika değişikliğine gitmeye bizi mecbur edeceği kanaatini taşıyoruz.

Yargı ve ihale yasaları

12 Eylül 2010 referandumuyla bağlantılı olarak HSYK’nın yapılanmasında yanıldığınızı açıkça itiraf ettiniz. 

Ama, vaktiyle yapmış olduğumuz uyarıları hiç dikkate almadınız.

Bu konuda kerratla değişikliğe giderken de bizi dinlemediğiniz için, son olarak yaptığınızın doğruluğundan yine emin olamadığımızı ifade etmek durumundayız.

Adâlet sistemi ile ihale sisteminde yapılan çok sayıdaki değişikliğin artık baş döndürücü bir vaziyet aldığını da bu vesile ile hatırlatmış olalım.

Başkanlık sistemi

Yüksek dozda seslendirmiş olduğunuz başkanlık sistemine teorik olarak karşı değiliz ve olmadığımızı da her vesileyle ifade ettik.

Şu var ki, darbe anayasasını ve yine darbecilerin koymuş olduğu seçim yasasını bile değiştirememiş, hürriyet ve demokrasiyi, hukukun bağımsızlığını henüz sağlam zemine oturtamamış bir Türkiye’nin  başkanlık sistemine de hazır hale geldiği kanaatini taşımıyoruz.

* * *

Okuyucularımız sıklıkla soruyor: “Tavsiyelerinizi, düşüncelerinizi devlet ve hükûmet erkânına iletmiyor musuzun?” diye. Onlara da bir cevap teşkil etmesi mülâhazasıyla, bu konuları tekraren işleme ihtiyacını duyduk.

* * *

@salihoglulatif: Siyasî iktidarla görüş farklılığı içinde olmamız, onları ikaz etmeye engel olmadığı gibi, hükûmetin sesimize kulak vermesine de bir mâni teşkil etmez.

Okunma Sayısı: 5079
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İLHAN

    19.3.2015 20:39:10

    İşine gelen yazıları ve yazarları baştacı edenler şunu unutmasınlar'DOST ACI SÖYLER,amma dostunu düşman ilan eden bedbahtlara şakşakçı,iyi gün dostu,harami,yosuzluk hırsızlık değildir diyecek kadar dini ahkamdan uzak allame geçinenler ve dün söylediğini bugün inkar eden siyasiler tencere-kapak misalidirler.

  • Halit Kara

    19.3.2015 13:47:44

    Evet, bu ülkenin bütün kesimleri birbirini anlamaya çalışmalı, birbirine peşin hükümle yaklaşmamalı. Müslüman kimse, kardeşini ikaz etmeli, yardımcı olmalı, yerine göre destek vermeli, yerine göre de karşısına çıkıp tenkidini yapabilmeli. Bu cihetle, bugünkü yazınızı çok olumlu bulduğumu belirtmek istiyorum. Allah razı olsun.

  • Ömer Güney

    19.3.2015 12:32:13

    Bugünkü yazınız gayet yerinde güzel olmuş. Bu yazıyı AKP, MHP, CHP, HDP milletvekili ve bürokratların da dahil olduğu yaklaşık 100 kişiye gönderdim. Rabbim tesirini halk etsin

  • Yıldırım

    19.3.2015 12:16:27

    Kapalı avuca bir şey konulamayacağı gibi, kulağını tıkayanlara da bir şey anlatmak mümkün değildir. Lâtif Bey Kardeşim de her halde uyarılarına kulak tıkanacağını biliyor ama, yine de hakkı hatırlatmaktan geri durmamak için yazma gereğini hissetmiştir diye düşünüyorum. Yani, " söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil" hesabı. Biz söylemeye devam edelim hiç değilse gönlümüz ve vicdanımız rahat olsun. Lâtif Bey'i bu yerinde uyarıları için tebrik ediyor, belki vicdanı ölmemiş olanlar çıkar da "evet her zaman olduğu gibi Yeni Asya ve sizler haklısınız" der diye ümit ediyorum

  • recep günay

    19.3.2015 10:18:56

    Allah razı olsun.. Ama inadın gözü kördür, Egri cetvelden dogru çizgi çıkmaz.. Bu oluşumdan dogru iş beklemek , tekeden süt çıkmasını beklemektir. Bir üzüm tanesi veriyor yüz tokat vuruyor..

  • Ömer Said

    19.3.2015 09:45:18

    Allah sizden razı olsun. Dostça yaptığınız uyarılar inşallah dikkate alınır

  • Garib Doğu

    19.3.2015 08:23:52

    Hay ağzına,yüreğine sağlık,kalemine kuvvet.Müstakim Üstadın müstakim talebesi...Belirtilen yanlışlar ve gösterilen öneriler hepsi doğru ve yerin de.Uslup,tarz harika...Tahliller,tespitler dosdoğru...Nezaket kuralları içinde mükemmel,dostane bir ikaz ve uyarı yazısı.Cenab-ı Hak ebediyen razı olsun.

  • Ali Vefalı

    19.3.2015 07:43:10

    Yazar kardeşim, tesbitleriniz yerindedir. Hükümetteki müthiş U dönüşlerinin daha onlarcasını sayabiliriz, ama bu tuaf davranışlarından ders almadıkları gibi, savunuyorlar. Yeni Asya ekibi ve cemaati, baştakilerin bu güne kadar yaptıkları müthiş yanlışlıkları ve haksızlıkları açıkca belirtti ve yoğun şekilde uyardı, açıkcası vazifesini yerine getirmiştir.

  • Hasan Çetin

    19.3.2015 00:32:25

    Devlet ve hükümet yöneticileri, kendileri ile aynı fikir ve düşüncede olmayan insanları dinlemediği ve onlarla ,ülkenin bütününü ilgilendiren meselelerde konuşmadığı ve bildiklerini okuduğu sürece , daha nice U dünüşleri yapacak!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı