"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mahallî siyasette ölçü (1)

M. Latif SALİHOĞLU
06 Mart 2019, Çarşamba
Aşağıda okuyacağınız yazı ile aynı mahiyetteki yazılar, hem beş sene önceki, hem on sene evvelki mahallî seçimler hengâmesinde de bu köşede yayınlandı.

İhtiyaç hasıl olması sebebiyle, yine aynı tarz ve aynı düstûrlara istinad eden cevap ve izahları dikkat nazarlarına tekraren takdim ediyoruz.

* * *

Bilhassa "mahallî seçim" zamanlarında okuyucularımız tarafından en çok yöneltilen sorulardan biri de şudur: "Bizim genel siyasî duruşumuz bellidir. Ahrar-Demokrat çizginin doğruluğundan bir şüphemiz yok. Ayrıca, 'Demokrat Nur Talebesi' olmakla da iftihar ediyoruz. Ancak, bizim buralarda Demokrat Parti’nin bazı merkezlerde adayı yok, bazı yerlerde adayı var, fakat kazanma şansı zayıf görünüyor. Bu gibi durumda ne yapmalıyız? Misal, falan adayın kazanmaması için, onun karşısındaki en güçlü aday hangi partiden olursa olsun, onu desteklemek gerekmez mi? Bu ve benzeri hususlar hakkında ne dersiniz?"

Hemen ifade edelim ki, bu tarz mülâhazalar, genel seçim dönemlerinde de gündeme geliyor. Ancak, mahallî idareler seçimlerinde bu nokta daha ziyade öne çıkıyor.

Üstad Bediüzzaman tarafından telif edilen Lâhika mektuplarında, neticeye bakılmaksızın Ahrar ve Demokratlara destek olunması hususunda bir çok izah ve ifade var. Ayrıca, bu meyanda muhtelif sebepler ve gerekçeler zikrediliyor. Ama, söz konusu sebep ve gerekçelerden hiç birinde “Genel siyaset ayrı, mahallî siyaset ayrı” şeklinde herhangi bir tasnife, yahut değerlendirmeye rastlamış değiliz. Yani, böyle ikisinin birbirinden ayırt edilmesi gerektiğine dair herhangi bir ölçü, kaide, düstûr, prensip bilmiyoruz.

Bununla birlikte, Demokratların desteklenmesine dair mükerrer tavsiyelerde bulunuluyor. Misal, bir lâhika mektubunda şu ifadeleri okumaktayız: “Demokratları iktidar yerinde muhafaza etmeye Kur'ân menfaatine kendimizi mecbur biliyoruz. Bunu da, Demokratlardan bir hayır beklemek değil, belki dehşetli cereyanlara siyasetlerince muarız oldukları için yapıyoruz." (Emirdağ Lâhikası: 424)

Demek ki neymiş? Demokratlar, siyasî meslekleri icabı muzır cereyanlara karşı oldukları için, onlara destek veriliyor... Gariptir ki, böylesi bir hizmet, Risâleler'de bir başka partiden istenmemiş ve beklenmemiş. Bu işi Demokratlar yapar ve yapabilir denilmiş.

Ancak, buna rağmen, Üstad Bediüzzaman'ın siyaset âlemiyle yakından alâkadar oluşunun öncelikli bir sebebi ve mühim bir gerekçesi de şudur: Dini siyasete âlet etmemek ve ettirmemek...

Yanlış anlaşılmasın. Üstad’a ait "Halkçıları iktidara getirtmemek ve Demokratları iktidar mevkiinde muhafaza etmek" ifadesi de asla ve kat'a küçümsenemez. Dikkat çekmek istediğimiz husus şu ki: Birinci ve öncelikli madde karşısında, bunlar ikinci ve üçüncü derecedeki gerekçeler olabilir.

Birinci ve en mühim gerekçe, umumun mal-ı mukaddesi olan din-i İslâmın siyasete âlet edilmesine ve ettirilmesine mani olmaya çalışmaktır. Zira, en büyük ifsad, en azim tehlike, en büyük vebâl, dinin dünyaya ve siyasete âlet edilmesi çabasıdır.

İşte, Üstad Bediüzzaman'ın da "Şimdi mecburiyetle bakmaya lüzum var" diyerek hatırlatmış olduğu en büyük vazifesi, bu mazarratı def'etmek ve bu büyük tehlikeyi bertarar etmeye çalışmaktan ibarettir.

Nitekim, hem 1909'da, hem de 1949'da aynı endişe ile harekete geçmiş ve eski İttihad-ı Muhammedi ile şimdiki İttihad-ı İslâm'dan olan kardeşlerinin yanlış bir yola sapmaması için, siyasete bakmaya ve yakından alâkadar olmaya mecbur kalmıştır. 

(Bkz: Divân-ı Harb-i Örfî "Yedinci Cinayet" ile Tarihçe-i Hayat’ın Afyon Hapsiyle ilgili son kısmına.)

Bu genel ölçüleri hülâsaten hatırlattıktan sonra, geçelim şu "mahallî siyaset" faslına...

(Devamı var)

Fotoğraflar: Erhan Akkaya - Yeni Asya

 

Okunma Sayısı: 2413
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Tahir Kaplan

    6.3.2019 17:33:01

    En büyük ölçü Euzubllahi mine şeytani ve siyaseti dir geri lafu güzaf

  • Abdullah Tunç

    6.3.2019 10:56:24

    Siyasette uyulması gereken ölçüler net olarak ortaya konmuştur.misyon belli,prensipler,kaideler belli.Bunlara tabi olunsa mesele kalmaz.Ya bu ölçü,prensip ve usuller göz ardı edili yor,ya yanlış anlaşılıyor veya içtima-i hayata yanlış tatbik ediliyor.Geçmişte örneklerini gördük.Yalnış siyasi tutum ve davranışlarla ilgili zaman kaydını koyduğu halde bundan ders alınmıyor .Üstadımız zamanın kaydına itiraz edilmez demesine rağmen bu sözü görmezden geliniyor.Bunun en büyük sebebi de Risale-i Nur'un ölçüleri ye rine başka ölçülerin kullanılmasıdır. Makalede geçen;"Genel siyaset ayrı ,mahalli siyaset ayrı" düşüncesi bir ya nılmadır.Çünkü genel siyaset ile ma halli siyaset bir bütündür.Mahalle ge nelin parçasıdır.Mahalli siyasete veri len oy genel siyasetin hesabına geçer ,hanesine kaydedilir.Bu noktada çok yanılmalar ve yanlış yapmalar oluyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı