"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Muhtelif suâllere cevap - 2

M. Latif SALİHOĞLU
25 Ekim 2014, Cumartesi
Bediüzzaman Hazretleri ile eserlerinin ticaret gibi siyasete âlet edilmesini de asla doğru bulmayız.

(Dünden devam)

Risâle-i Nur, Kürtler, Kürtçe, hükûmet, siyaset, cemiyet ve Kemalist rejime bakış tarzı ile ilgili meraklı suâlleri cevaplandırmaya bugün de devam ediyoruz.

* * *

Soru-5: Said Nursî ile devlet arasında nasıl bir ilişki vardı? Üstad Bediüzzaman için, “Türkiye Cumhuriyetine karşı sivil itaatsız biriydi” denilebilir mi? Ayrıca, Kemalist rejimle muhabbeti-münasebeti nasıldı?

Cevap-5: Said Nursî, devlete düşman biri değil. Fakat, Kemalist rejimle de asla barışık biri olmadı. 
Devleti yönetenleri yakından tanıdıktan sonra, rivayetleri esas alarak şu tavrı takındı: Onlarla çalışmamak, fakat dünyalarına da karışmamak.
Yani, siyaset yoluyla veya silâhlı bir yöntemle mücadeleye girişmedi. Sadece fikir ve inanç noktasında onlara muhalefet ile mücadele etti. 
Kendisi her türlü zulme, eziyete, işkenceye maruz kalmasına rağmen, onlara yine de zerrece boyun eğemedi. “Efendiler! Ben imanın cereyanındayım” diyerek, yolunu, dâvasını hem onlara, hem dünyaya ilan etti. Hayatının sonuna kadar da aynı istikamette yürüdü... 1950’den itibaren yeniden siyasete bakarken de, yine o kudsî dâva zarar görmesin diye baktı.
Bir ifadesinde de şunu söyler: “Bana hücum eden garazkarların en esaslı sebebi, Mustafa Kemal’in dostluğu ve tarafgirliği vesilesiyle beni eziyorlar. ...Onun garazkâr dostları, beni yirmi senedir bahanelerle tazip ediyorlar.” (Emirdağ Lahikası, s. 247)

* * *

Soru-6: Son dönemlerde Ak Parti ile Fethullah Gülen cemaati arasında bir kavga, bir çekişme söz konusu. Hükûmet tarafı bu kavgada, özellikle seçim meydanlarında Said Nursî ve eserlerini ziyadesiyle dillendirdi. Bu konuya yaklaşımınız nedir?

Cevap-6: Biz, iktidar partisi ile Gülen grubu arasındaki bu kavgada taraf değiliz, olmayız ve olamayız. 
Müminler arasındaki bir kavgayı, bir fitne ateşini, elimizden geldiğince de söndürmeye çalışırız.
Tarafların birbirine yönelttikleri toptan suçlama, toptan aşağılama, yahut toptan cezalandırma tarzını da Kur’ân’ın “Velâ-teziru vaziretun...” gibi temel prensipleriyle hiçbir şekilde bağdaştıramıyoruz.
Bediüzzaman Hazretleri ile eserlerinin ticaret gibi siyasete âlet edilmesini de asla doğru bulmayız.
İhlâsı kıran birinci mâni, maddî menfaate yönelik hesap ve teşebbüslerdir. Tarafgirane ve mütehakkimane siyaset ise, kalpleri ifsad, huzuru berbad eder.
Kim yaparsa yapsın, seçim meydanlarında bu gibi manevî değerlerin kullanılmasını son derece yanlış ve sakıncalı buluruz. 
Dünyada hiçbir şeye alet edilmeyen bir iman-Kur’ân dâvasıdır, Bediüzzaman’nın dâvası.

* * *

Soru-7: Said Nursî, Kürt meselesinin çözümü için bazı reçeteler sunmuştur. Nursî’nin yolunda giden Müslümanlar, Kürt sorununun çözümü konusunda Üstadları ile aynı yolda gittiğine inanıyor musunuz?

Cevap-7: Bu konuda bilgisizlik gibi bazı yetersizlikler de olabilir. Ama, Nur Talebeleri hakkında kasdî bir durumdan söz edilemez. 
Kemalizm, şuur altına o derece Türkçülüğü şırınga etmiş ki, bazı dindarların da bu narkozdan bir türlü kurtulamadığına zaman zaman şahit olmaktayız.
Ama, Nur Talebeleri “Kemalizm”  ile asla ve kat’a ünsiyet etmezler, uyum sağlamazlar, zerrece yakınlık duymazlar. Bilâkis, uzak dururlar.
Bediüzzaman’ın talebeleri ve Nur Camiası içinde Türkler, Kürtler, Araplar ve sâir unsurlar var. Her biri diğerini hürmetle, muhabbetle, uhuvvetle kucaklar. Aralarında bu mânada bir soğukluk, bir ayrımcılık yok.
Hiç biri diğerine karşı ırkî üstünlüğü taslayamaz. İslamın ölçüsünü esas alır, meselelere öyle bakar. 
Yaklaşık kırk yıldır bu camianın içindeyim, şimdiye kadar bana dışlayıcı bir bakışla, itici bir nazarla bakan bir Nur Talebesi olmadı, görmedim.
Başka niyette olanlar, esasen bu camiada uzun süre barınamaz. Herkes daireye girebilir; fakat ya ıslah olur, ya da çekilip gitmek zorunda kalır.
Hadiseler de bunu ispat etmiştir ki: Nur Talebesinin Kürdü Kürtçü olamaz, Türkü Türkçü olamaz. Vesâire...

* * *

Soru-8: Zaman zaman Said Nursî’nin Seyidliği de gündeme geliyor. Bazı kimseler, “Said Nursî’nin Kürt kökenli oluşu hazm edilmiyor veya bu zâtı Kürdlere lâyık görmüyorlar; onun için Seyyidlik yönü gündeme taşınıyor” şeklinde iddialarda bulunuyor. Siz bu meseleyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cevap-8: En baştaki soruların cevabında da ifade ettiğimiz gibi, Bediüzzaman Said Nursî, Nurcuların nazarında hem Kürttür, hem de Seyyid. 
Esasında, bunların biri diğerine mani olmaz. Zira, Seyyidlik bir ırk değil. Seyyitler, Üstad Bediüzaman’ın tabiriyle “bir mübarek nesil, bir nuranî silsile”dir. Hz. Fatıma’dan, dolayısıyla Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den çoğalanlar, başta Türk, Kürt, Arap olmak üzere bütün unsurların içinde kesretle mevcuttur.
Velhasıl: Bediüzzaman Hazretleri, başta hem Türkleri, hem Kürtleri, hem Sünnileri, hem Alevileri ve sair unsurları fikir ve mâneviyat sahasında buluşturan, kucaklaştırıp kaynaştıran bir konumdadır. 
Bu da bize Allah’ın büyük bir lütfudur, ikramıdır, ihsanıdır.
Bediüzzaman’ın eserleri, Kur’anın malı ve hakiki bir tefsiri olarak, aynı zamanda bütün beşeriyete hitap ediyor. Bir başka ifadeyle, bütün insanların, her iki cihanda da huzurunu, barışını, saadetini temine çalışıyor.

* * *

@salihoglulatif’ten: Meşveret ve Şûrâya istinad eden bir cemaate karşı ferdî muaraza cinayet, hizbî (grup) muaraza ihanet gibidir. Birincisi nefrete, ikincisi fetrete sebebiyet verir.

Okunma Sayısı: 2878
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı