"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mustafa Kemal’in cenaze merasimi

M. Latif SALİHOĞLU
19 Kasım 2024, Salı
Günün Tarihi: 19 kasım 1938

Mustafa Kemal öldüğünde “Allahû ekber” demek yasaktı. 1932’de konulan bu benzersiz yasak, minarede, cami içinde-dışında, hatta cenaze namazında bile devam ediyordu. 

Şu da var ki, sırf  “Ezan yasaklandı” denilmesin diye, “Allahû ekber”in yerine şarkı gibi söylenen “Tanrı uludur” ucûbesini ikame etmişlerdi. Bu komedi, tâ Haziran 1950’ye kadar, yani tam 18 sene boyunca kaskatı bir şekilde devam etti. Her ne ise…

Tarih 19 Kasım 1938. Mustafa Kemal’in cenazesi 9-10 gündür Dolmabahçe Sarayı’nda bekletiliyordu. O gün İstanbul’dan Ankara’ya sevk edilecekti.

Yüksek rütbeli subaylar arasında şu tartışmalar yaşandı: Cenaze namazı kılınsın mı, kılınmasın mı? Namaz için cenazeyi camiye götürmek gerekir mi,   gerekmez mi?

Cenaze organizasyon heyeti, katafalkın camiye götürülmesine de, Müslümanlar için bir “farz–ı kifâye” olan namazı-nın kılınmasına da karşıydı. Gerekçe ise, M. Kemal’in hayatı boyunca ibadet için camiye gitmemesi ve namaz kılmaması gösteriliyordu.

Ne var ki, M. Kemal’in üvey kız kardeşi Makbule Atadan, cenaze namazının kılınmasını istiyordu. Onun isteğini reddetmediler. Konuyu “İlâhiyatçı” diye bilinen “din felsefesi hocası” Şerafettin Yaltkaya’ya açtılar. Cenaze namazı ile ilgili hususları ona sordular. Daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığını da yapacak olan Prof. Yaltkaya, görevlilere şöyle yol gösterdi: Cenazeyi camiye götürmeye gerek yok. Dolmabahçe’de birkaç kişiyle de pekâlâ kılınabilir. Kamet esnasında, tekbir olarak “Allahü ekber” denmese de olur.

İşte, 19 Kasım günü alelacele ve sabahın erken bir saatinde Yaltkaya’yı Dolmabahçe’ye çağırdılar. O da, inisiyatif 

kullanarak cenaze namazını çok farklı bir şekilde edâ etti. Muhtemeler, bu tarz bir dinî merasimin dünyada ikinci bir   örneği yoktur.

Zira, Prof. Yaltkaya, İslâmın orijinal kudsî tâbirlerini kullanmak yerine, M. Kemal’in cenaze namazını toplam 4 dakika süren Türkçe tekbir, Türkçe dua ve Türkçe selâmlama şeklinde kıldırdı.

Şöyle ki: Namaza dururken, olmazsa olmaz kabul edilen “Allahû ekber!” demek yerine “Tanrı uludur” diyerek ellerini bağladı. Namazın sonunda sağa ve sola doğru selâm verirken de “Esselâmû aleyküm verahmetullah” demek yerine, yine uyduruk tabirler kullanarak ‘‘Esenlik üzerinize olsun’’ sözleriyle, başını sağa-sola çevirerek “sözde cenaze namaz”ını tamamlamış oldu.

(NOT: Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için şu kaynaklara bakılabilir: 1) 10 Kasım 1998 tarihli Hürriyet’ten Murat Bardakçı’nın yazısı; 2) Anadolu Ajansı’nın 10 Kasım 2004 tarihli haber bülteni. ([http://www..aa.com.tr]www..aa.com.tr)

Günümüz itibariyle belki çok garipsenecek olan şu “Allahû ekber”siz ibadet biçimi, ne yazık ki 1950 yılı Haziran ayı ortalarına kadar resmî ve alenî, yani etraftan duyulacak bir ses tonuyla okunan bütün ezanlarda, irad edilen bütün vaaz ve hutbelerde, açıktan kılınan hemen bütün cenaze namazlarında aynen uygulanmış. Esasen, başka türlüsü kànunen yasaklanmış, suç sayılmış ve cezaî müeyyideye tabi tutulmuş idi.

Bu da gösteriyor ki, cenaze namazı dahil olmak üzere “Allahû ekber”siz yapılan farz ibadetler, İslâmın ruhuna göre olmadığı gibi, dinin tarif ettiği şekilde de olmamış. 

Hakikaten büyük vebâl. 18 yıl boyunca, hem usûlden, hem esâstan mahrum şekilde kılınan o cenaze namazları ne olacak? Dahası, bu kadar ağır bir vebâli kim taşıyabilir?

Okunma Sayısı: 3045
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    19.11.2024 17:44:31

    "Bu da gösteriyor ki, cenaze namazı dahil olmak üzere “Allahû ekber”siz yapılan farz ibadetler, İslâmın ruhuna göre olmadığı gibi, dinin tarif ettiği şekilde de olmamış." O halde, ihlâsla ve ısrarla, topluca tevbe-i istiğfar etmemiz ve o zamanki farz ibadetlerini KAZA yapmamız elzem olmuştur, Cenab-u Allah c.c Afuv'dür, bizleri de AFFEDER inşâallah, Amiiin. ..."Rivayetler, Deccal'ın dehşetli fitnesi İslâmlarda olacağını gösterir ki, bütün ümmet istiaze etmiş (Allah'a sığınmış) لَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ Bunun bir tevili şudur ki: İslâmların Deccal'ı ayrıdır. Hattâ bir kısım ehl-i tahkik İmam-ı Ali'nin (R.A.) dediği gibi demişler ki: Onların Deccal'ı Süfyan'dır. İslâmlar içinde çıkacak, aldatmakla iş görecek. Kâfirlerin Büyük Deccal'ı ayrıdır. Yoksa Büyük Deccal'ın cebr ve ceberut-u mutlakına karşı itaat etmeyen şehid olur ve istemeyerek itaat eden kâfir olmaz, belki günahkâr da olmaz." Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Şualar - 585

  • Erdem MASTAR

    19.11.2024 16:46:34

    Bu silik toplum demekki o na layık günümüz deki gibi suskun bana ne lazım diyerek zalime biat ettiler ahiretsiz din icad ettiler halende aynı nakarat ile devam ediyoruz cuma kılan münafıklar yüzünden

  • Hüseyin İlhan

    19.11.2024 12:59:51

    Birşey zıddı ile bilinir kaidesi hükmünce mevcut idare 'islamın ahlakına,hak,hukuk,adalet gibi beşerin huzur ve güvenine zıt keyfilikler,faiz ve israf gibi alenen haram olanları tercih ederek,destekleyerek bozuk ayinadarlık edip zıt olan ve yanlış bir fikri cilalandırıyor. Sorarsanız din-milliyet adına hareket ettiklerini söyleselerde alakası yok. 2025 Yılında 2 trilyonu faizcilere verirken elleri titremeyenlerin,hak edene hakkını verirken ceplerinde değil kafalrının,kalplerinin içinde akrep varmışcasına hareket etmeleri ve millete yeni külfetler yükleyerek fukaralşatırmaları, Din kardeşini katleden katillere hala mal sevkleri ve temsilciliği en alt sevşiye ye indirmek varken bize gazel,siyonist katile perde gerisinde destekleri 28 Şubatın devamına,1950 öncesi cebberrut rejimin elan tahakkukuna hizmet ettiklerini görmemek ne büyük fecaat.

  • Mustafa Said Kara

    19.11.2024 10:57:26

    Allah halk partisi zihniyetine fırsat vermesin. Her fırsatta o dönemi özlüyorlar. Kemalist sistem bertaraf edilmedikçe gerçek demokrasi ile tanışmamız mümkün değil.

  • Hasan Doğan

    19.11.2024 09:31:06

    Evet o gün istibdat ı mutlak vardı.O idare o gün cebrî i kefî i küfriye kanun namını takmakla o şenaatler işleniyordu.Ancak bugün ise insanlara yapılan gaddar zulümlere maalesef seyirci kalınıyor ve üstadın tefsiri ile hiç süresi 113.ayeti kerimesindeki:"zalimlere en edna bir meyil göstermeyin,yoksa cehennem ateşi size de dokunur".hakikatına adeta kulaklar sağır,gözler kör ve vicdanlar taşlaşmış bir şekilde zalimin yanında ölüm mazluma haketmiştir ki bu zulme maruz kalmış denmektedir.Heyhat ki ne heyhat....

  • Ali TAM

    19.11.2024 08:25:03

    Ticaret Hukuku Hocasi olan Almayadan Mülteci Yahudi Hirsch e hukukta ÖLÜ KISININ SAHSI HUKUKU BITER demesine ragmen ZORLA Türkceyi de iyi bilmeyen adama 5816 sayili kanunu yaptirdilar. Adam Mülteci YAP DENILENI YAPACAK! Kendisinin soyunun Medine üzeri ISPANYA oradan SELANIK e zorunlu oldugu ve dolayisiyla kendisinin YAHUDI oldugu iddia edilen sahsi ZORLA KIMSE MÜSLÜMAN YAPAMAZ ona IMAN VEREMEZ. Biz Hristiyanlarla Almanya da Diyalog yaparken Vatikan hakkinda cok bilgi edindik. Arapca'yi cok iyi egiten uzman dil hocasi elemanlar bünyelerinde vardi. Yani HUTBE okuyabilecek sevide Arapcaya hakimlerdi. Yani bu sahislar IMAN etmemisler ama biliyorlar, Bunlar ölünce Islam Dini üzere ölmezler! NOKTA!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı