"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Namık Gedik’i mânen öldüren zihniyet (1)

M. Latif SALİHOĞLU
30 Mayıs 2019, Perşembe
Demokrat Parti’nin son İçişleri Bakanı Namık Gedik, darbe cuntası tarafından gözaltına alındığı Ankara Harp Okulu’nda 30 Mayıs (1960) gecesi vahşice şekilde katledildi.

Hemen başta ifade edelim ki, bu konuda son derece iddialıyım: Namık Gedik, iki kez öldürüldü. Konuyla ilgilenen herkese, o aziz insanın, darbeciler tarafından işkence ile madden-bedenen, “siyasî dinciler” tarafından da mânen-fikren öldürüldüğünü bütün detaylarıyla ispat etmeye hazırım.

Zalim darbeciler, Namık Gedik’i işkence ile ölüm derecesine getirdikten sonra, yüksek binanın penceresinden aşağı atarak, cinayetlerine “intihar kılıfı” giydirdiler. Bu kılıf hikâyesini yutan Eşref Edib gibi “siyasî İslâmcılar” ise, o mazlûm şehidin başına gelenlere “Oh olsun!” dercesine bazı hikâyeler uydurmak sûretiyle, bu kez onu mânen öldürdüler. Öyle ki, elli küsûr sene müddetle, mezar yeri dahi meçhûl bırakılan o aziz insanın ruhuna duâların, Fatihaların gitmesine bile mâni oldular.

İşte, bu derin ve hacimli hadiseye dair olarak, şimdilik burada bilgilerimizin az bir kısmını sizlerle paylaşmaya çalışalım.

Dördüncü şehit: Namık Gedik

Darbecilerin katlettiği "demokrasi şehitleri"nin sayısı, genelde üç kişi olarak bilinir: Menderes, Zorlu ve Polatkan.

Oysa, bu listeye bir dördüncü şehidi daha eklemek lâzım: Namık Gedik.

Demokrat Partinin son İçişleri Bakanı olan Namık Gedik'in ölüm tarihi: 30 Mayıs 1960. Yani, o meş'um darbenin üçüncü günü... Merhûmun ölüm sebebi olarak da, resmî kayıtlarda "intihar" diye yazıldı. Güya, tutuklu bulunduğu Harbiye Okulu’nda bunalıma girmiş ve kendini okulun yüksek penceresinden aşağı atarak intihar etmiş...

Darbe cuntasının resmî tutanakları öyle diyor. Ama, gerçek durum acaba öyle mi?

Ölüm hadisesinin bu şekilde gerçekleştiğine, esasında darbecilerden ve müzmin Demokrat Parti düşmanlarından başka kimse inanmıyor, inanmaz da. Keza, Namık Gedik gibi itikadı kuvvetli bir devlet adamının "intihar günâhı"nı irtikâp edeceğine, onu yakından tanıyanlar da ihtimal veremiyor.

Dahası, ölüm hadisesinin yaşandığı Harp Okulu’nda o esnada bulunan, hadiseyi sonradan tahkik eden, hatta yapılan işkence ve işlenen cinayeti bizzat müşahade eden bir çok kimsenin tasdikiyle sabittir ki, Namık Gedik'in ölümü intihar değil, düpedüz bir cinayettir.

Yani, kısaca bu mazlum şahıs da kasten öldürülmüş ve "demokrasi şehitleri" listesine dahil edilmiştir. Ancak, o dehşet günlerinin şartları altında bu hadiseyi araştırıp tahkik etmek ve işin iç yüzünü ortaya çıkarmak mümkün görünmüyordu. 

Düşünün ki, karşınıza çıkanlar, icabında komutanları olan generallerin bile yüzüne tükürecek kadar azgınlaşmış, hatta insanlıktan çıkmış albay ve daha düşük seviyedeki subaylar var. Düşünün ki, Genelkurmay Başkanını, üniversite hocası binlerce akademisyeni makamından - görevinden eden gözünü kan bürümüş bir cunta var.

Düşünün ki, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar dahil olmak üzere, Demokrat Partililerin tamamını tutuklayıp Yassıada cehennemine sevk eden insanlıktan nasipsiz bir silâhlı komita var.

Acaba, böylesi bir durumda siz çıkıp neyi araştıracak ve hangi hakkın peşine düşecek, yahut savunmasını yapacaksınız? Evet, her tarafta dehşetin kol gezdiği böyle bir ortamda, acaba Namık Gedik'in başına gelenleri doğru şekilde öğrenmek hiç mümkün müydü?

Onun hakikaten resmî kayıtlara geçtiği gibi intihar mı ettiğini, yoksa işkence ile önce bayıltılıp öleceği fark edilince okulun penceresinden mi atıldığını, o günün şartlarında nasıl öğreneceksiniz?

(Devamı var)

Okunma Sayısı: 10144
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah Tunç

    30.5.2019 08:10:14

    Namık Gedik'in ölümü genelde resmi tarih kayıtlarına göre biliniyor.Ve bu yanlış bilgi insanları günaha sokuyor. Yazıda geçtiği gibi bu mazlum iki sefer öldürülmüş oluyor.Birincisi zalimler tarafından,ikincisi tahkiksiz müslüman lar tarafından.Görgü şahitleriyle işin gerçek yüzü ortaya konulmuş. İnsan larsui zamdan ve ağır bir vebaldan kurtarılmış ve bir mazlumun hakkına hukukuna girmeye engel olunmuştur. Bu önemli işi ve görevi başardığı için yazarımız Latif Salih oğlu'nu can-ı gönülden takdir ve tebrik ediyor,Ce nab-ı Hak ebediyen razı diyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı