"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Namık Gedik ve Said Nursî

M. Latif SALİHOĞLU
16 Nisan 2015, Perşembe
Yakın tarihimizin en tartışmalı ve en muammalı isimlerinden biri hiç şüphe yok ki, Demokrat Partili Namık Gedik’tir.

Gedik, 27 Mayıs Darbesi (1960) olduğunda Demokrat hükûmetin İçişleri Bakanıydı.

Darbeciler, diğer mazlûm ve mağdur siyasiler gibi Gedik’i gözaltına alıp işkenceden geçirdiler. Bir farkla ki, ona daha çok işkence çektirdiler: Düşünceye, bayılıncaya, hatta ölünceye kadar, işkencenin hemen her türlüsünü uyguladılar.

Can çekişmesi esnasında ise, yarın-öbür gün hesap vermemek için—intihar süsü verilerek—tutuklu bulunduğu Ankara Harp Okulunun yüksek penceresinden aşağıya attılar; onu vahşice katlettiler.

Bütün bu olup bitenlerin görgü şahidi, DP İskenderun İlçe Başkanı Edip Yargın. Yargın, bu cinayeti yüksek sesle lânetlediği için, o da bayıltılıncaya kadar vuruldu, tekmelendi, ağzı burnu kan-revân içinde bırakıldı.

Netice itibariyle, Namık Gedik, bir şehid-i mazlûm olarak göçüp gitti bu dünyadan: Ona otopsi bile yaptırılmadı, kırıklar ve morluklar içindeki cesedi ailesine gösterilmedi, çöp arabasıyla taşınan cenazesi Karşıyaka Mezarlığındaki bir çukura defnedildi. Mezar yeri bile hâlâ belirsiz, meçhûl durumda.

* * *

En az darbeciler kadar Demokratlardan nefret eden Eşref Edib, bu insanlık dışı cinayetin ardından kendince bir hikâye uydurdu.

Hikâyesinin omurgasını zalim, gaddar ve yalancı darbecilerin “Gedik, intihar etti” yalanına dayandırdı. Tercihini bu yönde yaptı.

Oysa, Eşref Edib, Üstad Bediüzzaman’ın dostu ve iman kardeşiydi. Fakat “siyasette kardeş değil”di. Bundan dolayıdır ki, Bediüzzaman Hazretlerinin “Namık Gedik, bize hakiki dost ve İslâmiyette ciddî taraftardır” sözüne hiç kulak asmadı. 

Tam aksi yönde gitti ve Namık Gedik hakkındaki türlü yalan ve iftiralara vicdanları titreten yeni yalanlar ekleyerek şu uydurma hikâyeyi piyasaya servis etti: “İntihar eden Namık Gedik, 1960 yılı Mart ayı sonlarında Urfa’da ölüm döşeğinde yatan Said Nursî’nin derhal oradan çıkarılmasını, gerekirse çöp arabasıyla alınıp götürülmesini emretmişti. Aynısı onun başına geldi. Cesedi çöp arabasıyla taşındı.”

Eşref Edib, hem gaddar, hem sahtekâr olan darbecilerin “İntihar etti” şeklindeki yalanına nasıl inandı, niçin itibar etti, anlaşılır gibi değil...

* * *

Siyâseten Necip Fazılların, Eşref Ediblerin çizgisinde yayın yapan Yeni Şafak gazetesi, geçenlerde (13 Nisan 2015) Üstad Bediüzzaman ve Namık Gedik ile bağlantılı bir belge yayınladı.

Belgeli haberin metninde ise, ne yazık ki Eşref Edib’in düştüğü aynı hataya düştü; bunu belki de kasten yaptı, bilemiyoruz.

Y. Şafak, bu konuda şahitli, ispatlı, tesbitli olarak defalarca dile getirdiğimiz bir gerçeği de hiç nazar-ı itibara almayarak ve hiç ihtiyat payı dahi bırakmayarak, o da aynen darbeciler ve E. Edip gibi “Namık Gedik’in intihar ettiği” yönünde ifadeler kullandı.

Bununla da yetinmeyen gazete haberinde, ayrıca Namık Gedik ile Said Nursî’nin aralarının “gergin” olduğunu delilsiz şekilde iddia etti.

Söz konusu haberde, bize göre tek itimada şâyân nokta, Said Nursî’yi ziyaret eden Namık Gedik’in “Hilye-i Saadet”ten bahseden 13 Nisan 1960 tarihli “TBMM Özel” antetli belgeydi.

Bu orijinal belgede, şu ibretlik ifadeler yer alıyordu: “Bu Nur’un 21 Aralık 1959'da, Bediüzzaman Said Nursî'nin Ankara'da Beyrut Palas Otelinde ziyaret ettiğimde, Başvekilimiz Adnan Menderes'e hediye verilmesi için bana teslim edilmiş idi. Muhterem Said Nursî Hilye-i Saadet'in kısa hikâyesi ile bana teslim etti. Muhterem, her sabah namazdan önce Hilye-i Saadeti 3 defa öpüp alnına götürdüğünü, her sabah Peygamberimize duâ ettiğini, gözyaşlarının Hilye-i Saadetin üzerine döküldüğünü, kendisi için bunun çok önemli olduğunu beyan etmiş, bu emanetin bundan sonra Başvekilimiz Adnan Menderes'e emanet edilmesinin önemli olduğunu izah etmiş ve verilmek üzere bana teslim edilmiştir... Başvekilimiz Adnan Menderes'e Said Nursî'nin hediyesi teslim edilmiş ve aylar sonra Başvekilimiz aynı uygulamalarla, sabah namazından önce Hilye-i Saadete, Peygamberimize duâ ederek çok gözyaşı döktüğünü, ama bunu taşımaya muktedir olmadığını, emanetin tekrar iade edilmesi için bana teslim etmiştir. Ben de bu emaneti benim için çok önemli iki şahsiyetin (Bediüzzaman ve Menderes) gözyaşını döktüğü Hilye-i Saadet'i teslim etmemiş, korumaya almışımdır. Vasiyetimdir: Bu Hilye-i Saadet, gözyaşları ile yoğrulmuş, içi Peygamber sevgisi ve aşkı ile tutuşmuş yanmış iki önemli şahsiyetin, gözyaşları ile yoğrulmuş bu emaneti gelecek nesillere anlatınız diye çocuklarıma vasiyet ediyorum.

Dahiliye Vekili Namık Gedik

* * *

Böylesine imanı kuvvetli bir şahsiyetin intihar ettiğine inanmak, hele hele darbecilerin beyanını doğru kabul ederek inanmak, doğrusu bize pek tuhaf geliyor.

Rabbim ona, Menderes’e ve Bediüzzaman’a rahmet eyleye...

* * *

@salihoglulatif: Üstad Bediüzzaman’ın Başbakan Adnan Menderes’e hediye olarak gönderdiği Hilye-i Saadete son derece hürmetkâr olan Namık Gedik hakkındaki yalan ve iftiraları çürüten bir belgenin pür dikkat okunmasını önemle rica ediyoruz.

***

M.Latif Salihoğlu, Demokrat Parti İçişleri Bakanı Namık Gedik üzerinde oynanan oyunları ve ardında yatan sebeplere daha önce de değinmişti. İlgili videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.

Okunma Sayısı: 19763
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Adem KOCABAS CİDDE

    16.4.2015 22:40:11

    Ak Parti yöneticilerinin bu millete sağladığı huzuru, refahı şimdiye kadar kim sağlamış ki, birileri hak-hukuksuzluktan bahsediyor. Nankörlük yapıyorlar, iftira atıyorlar, asil kul haklarına kendileri dalıyorlar. Onur tarafta bu iftiralarin hesabını nasıl verecekler?

  • Hüseyin İLHAN

    16.4.2015 22:03:41

    Mesele şu ki,DP,AP ve liderlerine karşı kin güdenlerin dini hayatları olabilir,beş vakitlerine nafileleride ekleyebilirler,her yıl hac,umre yapabilirler,zekatlarınıda verebilirler,peki bunları yapmaları acaba onların HAK,HUKUK- gözükmeyen,ADALETSİZ ce yaptıklarını örtermi.Hele hele kul hakkına girmeleri ne demektir.AKP iktidarı öyle kul haklarına girdi ve giriyor ki kusura bakmayın amma kul haklarını ödemekten cennete girmeleri için sıra nasıl gelir düşünün.Geçmiş hükümetin haksızlık yapması AKP nin hırsızlık,yolsuzluk,haksızlık yapmasına mazaret ve istinat olamaz.

  • Okur

    16.4.2015 16:32:58

    Eşref Edip 'in siyasi bir takım meselelerde Üstad hazretlerine itibar etmeyip bu konularda kesin yanlışlar yapması ona karşı saygısızca konuşmayı gerektirmez. Biz Nur Talebelerine de yakışmaz.. Unutulmamalıdır ki Eşref Edip'in kaleme aldığı bazı şeyleri Üstad hazretleri Risalelere de almıştır. Risalelerde yazısı çıkmış bir zat hakkında saygısızca ifadeler kullanmak o yazdıklarına da saygısızlıktır. Eleştirmek ayrı şey..saygısızca sözler sarf etmek ayrı şey. Ayırt etmek lazım.

  • serkan küçük

    16.4.2015 13:14:01

    Bu yazıyı gazeteden okudum ve hemen internete baktım. Lakin ben namık gediği Süleyman efendi'nin naaşına yaptığı son derece saygısız ve düşmanca hareketinden biliyorum. Fatih mezarlığına defnedilmesi yönünde karar çıkartılmış ve kalabalık da oraya yönelmişken namık gedikin emriyle Karacaahmette bir çukur açtırılıp oraya gömün diye emretmesi büyük bir terbiyesizliktir. ben bu yazınızı hiç tasvip etmiyor ve hele de ona şehid demenizi esefle kınıyorum...

  • ali yeşilkaya

    16.4.2015 12:35:44

    1-yeni şafak şu aralar uydurma belgelerle kinini yani siyasetini tatmin ediyor.fazla itibar etmemek,ihtiyatlı davranmak lazım. 2-rahmetli eşref edibin siyaseten demokratlara düşman,üstada ise muarız olduğunu kabul etmeyi içine sindiremeyen kardeşlerimizi insafa ve siyasetin etkisinden kurtulmaya davet ediyorum.üstada hizmet etmiş abilerimizin dahi siyaseten üstada muhalefetleri açıkça ortada iken ve bizim için mihenk risale-i nurlar iken bu tavrı anlamak mümkün değil.kardeşler lütfen hayali abilere müfritane ali makam vermeyi bırakın.bizler hakiki abileri seviyor ve hürmet ediyoruz.sizse hayalinizdeki hatasız abileri.perde açılsa sizin hürmetiniz belki yok olacakken,bizim hürmet ve muhabbetimiz eksilmeyecek artacak.

  • İ.Hilmi Ünlü

    16.4.2015 11:25:46

    (en az darbeciler kadar Demokratlardan nefret eden Eşref Edib,) Yukarıya aldığım değerlendirme cümlen şu anda sizlerin mevcut hükümete ve siyasete bakış açınızı yansıtıyor. Yani o zaman Eşref Edip Üstad Bediüzzaman'ın ölçüleriyle değil partizanca veya kendi siyasi anlayışının taraftarlığı ölçüleri ile hadiseye baktığı gibi...

  • Sadri

    16.4.2015 11:22:47

    Bu söylem hep aklımda şüphede kalmıştı.Van da bir sohbet de Üstadın vefat yıl dönümünde sohbeti sunan Abi de aynen "Namık Gedik, 1960 yılı Mart ayı sonlarında Urfa’da ölüm döşeğinde yatan Said Nursî’nin derhal oradan çıkarılmasını, gerekirse çöp arabasıyla alınıp götürülmesini emretmişti. Aynısı onun başına geldi. Cesedi çöp arabasıyla taşındı" demişti.Demokrat partinin içişleri bakanı olduğuna bakmayın demişti Hatta başka olumsuz şeylerde söylemişti Namık GEDİK hakkında.ama onuda suçlamıyorum O da o uydurma hikayeyi okumuştur yüzde yüz. Latif Abi Aydınlattığın için Allah razı olsun.

  • Nahit Topaloğlu

    16.4.2015 11:22:32

    Üstadımızın Ankara'da Beyrut Palas Otelinde kaldığı tarih hiçbir kaynakta 21 Aralık 1959 olarak yer almıyor. Dolayısıyla Yeni Şafak'ın belgesindeki bilgi bu açıdan da sakat!

  • hhk

    16.4.2015 10:48:55

    Demokratların istinatkahi olan nurcuları onlardan uzaklaştırıp dayanak noktalarını yok etmek için akla hayale gelmedik iftiraları atacaklarına Emirdağ lahikasında Üstadımız bulunmuştu..Malesef dinsizlerin ve masonların bu oyunlarına siyasal islamcılar her zaman çok rahat geldiler..Bu da onlardan biri..Bilhassa 12 eylul 1980 den sonra bu oyunu daha dehşetli bir şekilde oynadılar,yeni asya gurubundan başka diğer guruplarımız bu oyuna geldiler ve gelmekteler..Oyun oyun içinde oynanmaya devam ediyor..Kulaklar ise Emirdağ lahikasındaki Üstadın ikazına hala kapalı..Duaya devam..

  • Garib Doğu

    16.4.2015 10:41:31

    Demokrat olmayan,demokratlığı,hür düşünceyi içine sindiremeyen,Eşref edip ve onun gibi siyasal islamı benimseyenlerden bu beklenir. Gaddarca ihtilalciler tarafından şehit edilen bu elim facia yetmiyormuş gibi,sen gel bu mazluma bu iftirayı yapıştır.Kim ne derse desin bu kafa yapısı,bu tarz anlayış,hür bir anlayış olmayıp,militarist bir kafa yapısıdır.Bu anlayışta olanlar on iki eylülü de hararetle desteklemişerdi. Demokratların bu hale gelmelerinin en büyük nedenlerinden biri de işte bu tarz düşünen ,bu bakış açısına ve bu misyona sahip olanlardır.Tarihin yanlış ve karanlık noktalarını gün ışığına çıkarıp,bizi aydınlatan yazarımız,M.Latif Salihoğlu'nu candan tebrik ediyorum.Allah ebediyyen razı olsun.

  • haydari

    16.4.2015 10:34:15

    Nahit Bey, Yeni Şafak'ın ilgili haberine bakarsanız daha başka antetli kağıtlar olduğunu da görebilirsiniz. Bazılarında "hususi", bazılarında "özel" yazılmış. Yani bilerek yanlış yapmazlar herhalde bu konuda.

  • kamil dağıstanlı

    16.4.2015 10:25:29

    Hepimiz biliyoruz ki; İslâmî kulvarda siyaset yapanların görevi müslümanları demokratlardan olabildiğince soğutmak. Ve bu görevi de başarıyla yerine getiriyorlar. Ama bu tuzaklara düşen nurcuların vebali diğer müslümanlardan yüz kat fazla olduğuna inanıyorum. Sn. Mustafa Işıldak'ın da belirttiği gibi, nurcular Salih Özcan'ın nereden koştuğunu iyi irdelesinler.

  • Yenemuk

    16.4.2015 10:19:30

    Sayın Topaloğlu Sn. Salihoğlu'na araştırmasını önerdiğiniz konuya ilgi duydum ve internette bir tarama yaptım. 29/Ocak/1946 tarihli ve dönemin CHP Bolu Milletvekili Cemil Özçağlar' a ait TBMM antetli kağıtta (hususi) değil (özel) yazdığını gördüm. Bilgilerinize.

  • Hüseyin TÜRKOĞLU

    16.4.2015 10:13:01

    Demek ki sayılabilir, ölçülebilir, tartılabilir ve sağlamasına bakılabilir bilgilerin dışındaki rivayetlerle vakit israf etmemek gerekiyor.

  • Nahit Topaloğlu

    16.4.2015 10:10:49

    Latif Kardeşim, 1960'ta çıkarılmış kanunlarda "özel" değil "hususi" kelimesi kullanılmış. 1960'ın gazete manşetlerine baktım. Bazı haberlerde "özel haber" değil "hususî haber" kaydı var. O kanaate vardım ki Yeni Şafak'ın 13 Nisan 1960 tarihli “TBMM Özel” antetli belgesi de uydurma. Çünkü ne meclisin çıkardığı kanunlarda ne de gazetelerde "özel" kelimesi arz-ı endam etmiş değil o tarihte. Çok büyük ihtimalle TBMM antetli kâğıtlarda da "özel" değil "hususi" yazıyordu.Kanaatimce sahte belge ihdas eden Yeni Şafak, o tarihte "özel" kelimesinin daha arz-ı endam etmemiş olduğunu düşünemedi. Bâki selamlar

  • Yahya Yıldız

    16.4.2015 10:08:01

    İbretli bir vakıa... Bilenler bilmeyenlere anlatsın...

  • Okur

    16.4.2015 09:33:17

    Bu belge gerçektir veya sahtedir..Aslında bizim açımızdan çok da mühim değil. Çünkü Üstad hazretleri Risalelerde Namık Gedik hakkındaki fikrini açık ve net bir şekilde beyan etmiştir. Gerisi tarihçilerin ve araştırmacıların işi..Latif abiyi tebrik ediyorum. Küçük bir tevafuk oldu onu da sizlerle paylaşayım: Sabah işe gelirken risale okuyordum, üstad hazretleri namık gedikten bahsediyordu, ben de kim bu zat acaba dedim. İşe gelip Bilgisayarın karşısına geçip Latif abinin yazısını okuyunca cevabımı aldım. Allah razı olsun.

  • Hüseyin İLHAN

    16.4.2015 08:55:08

    Rahmetli babamız beldemizin DP ocak teşkilatı kurucusu olarak darbeciler tarafından zorbalıklarına maruz kalmış.Bizlere iman,kur'an davası ile beraber HÜRRİYET ve DEMOKRAT olmayı nasihat ediyordu.MNP,daha sonra MSP li olan bazı müslüman kardeşlerimiz MENDERES e ağıza alınmayacak iftiralar,hakaretlerde bulunuyordu.Şimdi MENDERES e sahip çıktıkları koca yalan bunların.E.EDİP maalesef edebe aykırı kul hakkına girmiş.Ahirette onlar hesaplaşa dursun.Ey risalei nurların pınarından beslenen ihvanlarımız.Sizlere noldu bu siyaseti için her fitneyi ve iftirayı atmakta beis görmeyenlerin kuyruğuna takıldınız.YAZIK YAZIK.ALLAH SİZLERE BASİRET,FERASET,İZ'AN,İNSAF VE VİCDAN versin.

  • Nahit Topaloğlu

    16.4.2015 08:17:05

    Latif Kardeşim, 13 Nisan 1960 tarihli “TBMM Özel” antetli belge hakkında nazarınıza sunmak istediğim bir husus var. Araştırmak sizin işiniz. Acaba 1960'ta meclis antetli kâğıtlarda “TBMM Özel” mi yazıyordu yoksa "TBMM Hususî" mi? Emin değilim ama bana "hususî" yazması daha yakın geliyor. Çünkü 60'lı yıllarda banka reklamlarında ve piyangolarda "çekiliş" yerine "keşide" kelimesinin kullanıldığını çok iyi hatırlıyorum. Acaba 1960'ta meclis antetli kâğıtlarında ne yazıyorsdu? Bu açıdan bir incelerseniz iyi olur? Bâki selamlar

  • TOYGAR

    16.4.2015 08:14:38

    Buradaki (kimine göre küçük) bana göre deryalar cesametindeki hakikati anlamak da nasiptir diyorum. Küçük gören küçülüyor; büyük gören Yeni Asya okusun, Yeni Asya düşünsün ve Yeni Asya baksın!..

  • özdemiroğlu

    16.4.2015 07:04:53

    Namık Gedik ile ilgili bu tezvirat ve iftiraya Milli Görüşcüler ve onların bu zamandaki iktidardaki temsilcilerinden dört elle sarılanlar var.Eşref Edip merhum bunun hesabını nasıl verecek?Bir ara Şevki Yılmaz'dan da bu konuda o iftiraları teypten dinledim.C. Allah bu zihniyetten milletimizi muhafaza etsin.Üstadın ''Euzübillahiminaşşeytani ves siyaset'' dediği ölçü bu olsa gerektir, Aziz iktidar muhibbi kardeşlerim.

  • Mustafa Işıldak

    16.4.2015 02:48:08

    Bir şehid kahramanın hakkını teslim eden bu güzel yazı için teşekkür ederiz. Allah rahmet eylesin şehid Namık Gedik Bey'e. Ayrıca, “İntihar eden Namık Gedik, 1960 yılı Mart ayı sonlarında Urfa’da ölüm döşeğinde yatan Said Nursî’nin derhal oradan çıkarılmasını, gerekirse çöp arabasıyla alınıp götürülmesini emretmişti. Aynısı onun başına geldi. Cesedi çöp arabasıyla taşındı” yalanını yayan kişilerden birinin de memleketimizin başına siyasal islam belasının musallat olmasına vesile olan Salih Özcan'dır. Bunun belirtilmesinde de yarar var, kanaatimce.

  • Hüseyin TOPUZ

    16.4.2015 01:04:00

    Asrın imamını tanımayan Eşref Edip te olsa gümleyip gider...

  • hasan Muharrem okur

    16.4.2015 00:51:46

    Allah razı olsun

  • garip talebe

    16.4.2015 00:50:01

    Nurcular ile Demokratlar muttefiktirler ve her turlu istibdadı gun gelecek kaldirmaya vesile olacaklardır.Yeter ki Ustadlarini iyi dinlesin Nurcularimiz..Iyi tetkik etsin.Bir Yeniasya kalmamali Demokratlara nokta-i istinad olan.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı