"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nesilleri kurtarma hizmeti

M. Latif SALİHOĞLU
13 Şubat 2015, Cuma
Yeni nesil, yaşadığımız “helâket ve felâket asrı”nın en dehşetli tehlikelerine mâruz kalıyor.

Siyasî, felsefî, kültürel cereyanlar bir yana, ahlâksızlığı terviç ile günahlara teşvik eden cereyanlar, cidden dehşet verici boyutlara tırmandırılmış vaziyette.

Öyle ki, bu ahlâkî dejenerasyondan büyükler bile kendini muhafaza etmekte büyük zorluk çekiyor. Hatta, “Kırkından sonra” azıtıp gidenlerin, boğulup tükenenlerin sayısı hiç de az değil.

Bu durumda, çocukların ve gençlerin karşı karşıya bulunduğu sıkıntıların ve tehlikelerin boyutunu varın siz tahayyül edin.

Bugün acaba hangi anne-baba çıkıp “Ben evlâdım garantide; onun geleceğinden de eminim” diye garantili şekilde konuşabiliyor?

Etrafı saran ahlâksızlık tehlikesinden etkilenmeyen bir çevre, hatta bir ev-hane var mı acaba?

Böyle bir şeyi kim iddia edebilir?

Demek ki, mesele gayet ciddî.

O halde, buna aynı ciddiyetle de eğilmek gerekiyor.

* * *

Âcizane, yurt içinde ve yurt dışında yapmış olduğumuz gözlem ve tesbitlere göre, dindar ve muhafazakâr ailelerin çocukları da—yukarıda temas ettiğimiz—tehlikelere mâruz durumdalar. Ve bu durum, aileleri derinden derine düşündürüyor.

Haliyle, üzülmek gibi düşünmek de yetmiyor. Muhakkak sûrette çare arama ve tedbir alma cihetine gitmek gerekiyor.

Bu mesele için aranacak çarelerden ve alınacak tedbirlerden daha mühim, daha ciddî ve daha makbul biz hizmeti hakikaten düşünemiyor, tahayyül dahi edemiyoruz.

Evet, günümüz itibariyle ebeveynlerin en büyük derdi evlâtlarının ahlâk ve hidayeti olduğu gibi, onları iman ve hidayet dairesine sevk edecek çare ve tedbir arayışı dahi yapılacak hizmetler listesinin birinci sırasında yer almalı.

Meselâ, aralarında yapacakları istişarelerde aşağıdaki suâllerin cevabını arayıp bulmaları gerekir:

  • Çocuk dünyaya geldiği andan itibaren, ona hangi yaşta hangi eğitimi vermeli? Ona hangi yaşta nasıl davranmalı.
  • Okul öncesi yaşta ona neleri öğretmeli ve neleri daha sonraya bırakmalı?
  • Okula başladıktan sonra, onu yaşıtları arasında nasıl bir sosyal çevreye dahil etmeli ve nasıl bir ahlâkî terbiyeye sevk etmeli?
  • Bilhassa on beş yaşına kadar verilmesi gereken “ahlâk-ı İslâmiye terbiyesi” hangi seviyede ve ne şekilde verilmeli?
  • Okul ve mahalle ortamında hangi arkadaş çevresinden onu uzak tutmaya çalışmalı? Ve, bunu ona nasıl anlatıp iknaya çalışmalı?
  • Haftalık, dönemlik ve yıllık tatillerini bilhassa dinî eğitim ve manevî terbiye açısından nasıl değerlendirmeli, bu hususta ona nasıl yardımcı olmaya çalışmalı?
  • Okul tahsilinin hangi kademesinde çocuğa hangi telkinlerde bulunmalı; aynı şekilde, hangi telkinlerde bulunmaktan kaçınılmalı?
  • Okul tahsilini tamamladıktan sonra, hayata atılma safhasında, iş ve aile kurma meselesinde ona nasıl ve ne şekilde yardımcı olmaya çalışılmalı?

Diyanet “Pot kırdı”

Daha evvel (3 Ocak 2011) yazmış olduğumuz “Pot mu, put mu?” başlık bir yazı büyük yankı uyandırmıştı.

Emirdağ Lâhikası (I) isimli eserin ilk (1959-73) baskılarında Üstad Bediüzzaman’a ait “Dehşetli bir put kırdım” tâbiri yer alıyor. Bu nüshalar, arşivimizde mevcut. (S: 242)

Son yıllarda ise, bazı yayınevleri tutup bu son derece kritik ifadeyi ne yazık ki “Pot kırdım”a çevirdi.

Risâle’nin neşrini tekeline geçiren Devlet, Diyanetle sözleşme imzalayan yayınevlerine güyâ eski baskıların esas alındığı nüshaları vermiş.

Ne var ki, yukarıya aldığımız o kritik tâbir için aynı şekilde davranmayıp bunu “Kemalist zihniyet”in hoşuna gidecek tarza dönüştürmüş.

Yani, o tabiri “Dehşetli bir pot kırdım”a çevirmiş. Bunu, yaptığımız tetkiklerde gözlerimizle gördük. Neşriyat bölümündeki arkadaşlarımız da bunun şahidi.

............................................

NOT: Detaylı bilgi için bakınız: http://www.yeniasya.com.tr/m-latif-salihoglu/pot-mu-put-mu-2_200298

***

RUZNÂME 13 ŞUBAT 1878

Tâze Meclis fesh edildi

Birinci Meşrûtiyetin ilânıyla (1876) teşkil olunan Osmanlı Meclis-i Mebûsânı, Sultan II. Abdulhamid tarafından "vazifesini lâyıkıyla îfâ edemediği" gerekçesiyle 13 Şubat 1878’de feshedildi.

Meclis'in kapatılmasıyla birlikte, Anayasa (Kànun-u Esasî) da rafa kaldırılmış oldu. Böylelikle, I. Meşrûtiyet dönemi, henüz bir yaşını dahi tamamlayamadan son bulmuş oldu.

Demokrasinin kesintiye uğradığı bu dönem, tam 30 yıl sürdü. II. Meşrûtiyet, Hürriyet ile birlikte ancak 1908'de ilân edilebildi.

Okunma Sayısı: 2812
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • A. Demir

    14.2.2015 16:47:03

    >>gaf yapmak. Bilmeyerek içinde bulunduğu durumu sarsacak veya karşısındakini incitecek bir söz söylemek veya davranışta bulunmak.<< Yani üstad hazretleri bir yanlislik yapmis, pot kirmis(!) Bazilari böyle anlamakta israrli. Osmanlicasi öyle olsa bile üstadin ömrü boyunca durusu ve yazdiklari ile insicam teskil edeni hangi kelime olur? Pot mu, yoksa put mu?

  • R.Kalyoncu

    14.2.2015 13:13:21

    Değerli İsmail Bey Kardeşim, Öncelikle size tavsiyem; düşüncelerinizi nezaket dairesinde ifade etmenizdir. Saniyen; Osmanlı Türkçesi alfabesinde put ve pot kelimelerinin yazılışı p ve t harfleriyle ve aynı şekilde yazılır. Sorun, yazılışı aynı olan bu iki kelimenin farklı okunuşundan kaynaklanmaktadır. Ömürleri neşriyat ve hizmetle geçen, risale-i nur hadimlerinden sadece muhterem Said Özdemir değil, Ahmet Aytemur ve merhum alim Avdülkadir Badıllı gibi muhterem zevatın da bu kelimeyi pot şeklinde okudukları bilinmektedirler. Meselenin bugünkü Diyanetle ve Kemalizmle ilgisi yoktur. Ayrıca, bendenizin derdinin ne olduğunu merak ediyorsanız; aşağıdaki Blog adresimden bunu öğrenebilir ve şayet eleştirilerinizi mail adresime bildirirseniz, memnuniyetle cevaplanacağını bilmenizi isterim. Selam ve muhabbetle. [email protected]

  • İsmail Cebecili

    14.2.2015 01:38:31

    Yahu Kalyoncu. Senin derdin ne be kardeşim? Mesut Zeybek gibi bir kuru inat mı, birilerine âlet olmak mı? Sözlüğe bakarak Nurların neşri mi olur? Eski, 1980 öncesi bütün kitaplarda put olarak geçen/yazılmış kelimeyi, Said Özdemir veya Mesut Zeybek veya bir başkası nasıl pot haline getirebilir? Artık, ALLAH'tan korkun, boş, işe yaramaz, yanlış inatlardan vazgeçin. Oyuncak olmayın. Üstelik yanlışı inatla ve ısrarla savunuyorsunuz. Yazık oluyor.

  • HÜSEYİN İLHAN

    13.2.2015 19:24:41

    Hırsıza,yolsuzluk yapana,milletin üç kuruşunu haramsaraya yatırana,din kardeşimi katleden yahudiden cesaret ödülü alana,israili OECD ye kabul eden imzayı atana,milleti kömür diye taş alarak soydurtana asla güvenilmez.

  • R.Kalyoncu

    13.2.2015 18:08:02

    Değerli Burhan Bey kardeşim, Osmanlıca Türkçesinde Pot ve Put kelimelerinin yazılışı aynıdır ( Yani her iki kelime de eski alfabede P ve T harfleri ile yazılır). Sorun o kelimenin nasıl okunacağından çıkıyor (harekesiz yazıldığı için). Yoksa kelimenin yazılışı değiştirilmiş olsaydı herhalde merhum Abdukadir Badıllı ve Ahmet Aytemur gibi Üstad Hz. lerinin talebeleri öyle söylemezlerdi. Aksini iddia etmek de şahsen benim haddime düşmezdi.

  • kamil dağıstanlı

    13.2.2015 17:31:20

    Bediüzzaman Said Nursi'nin "kâinata değişmem" dediği talebelerinden rahmetli Zübeyr Gündüzalp, Said Özdemir için, "Ben yaşadıkça Üstadımın mesleğini sana tahrip ettirmem!" demişti. Said Özdemir; bu günkü Risale-i Nur Külliyatı'nın devlet tekeline alınmasında bir numaralı faillerden biridir. Neşriyatla vazifelendirilmesi de kendinden menkul palavralardan biridir.

  • Burhan Yılmaz

    13.2.2015 15:34:14

    Sayın R. Kalyoncu, Aa Türkçe sözlük'te Pot: 1. İsim Kötü dikiş sebebiyle kumaşta oluşan büzülme veya kıvrım Örnek Cümleler 1. Ceketinin arkasındaki potlar, bugün mutlaka her zamandan çok ensesine binmişti. - Y. K. Karaosmanoğlu 2. Mecazi Yanlışlık, hata, gaf Sayın Said Özdemir Risale-i Nur'un müellifi değilki Risalede kelimeyi değiştirip tasarruf yapsın, Hz. Üstad değil bir kelimeyi, bir harfin dahi kendisinden habersiz değiştirilmesine müsaade etmemiş. İşte Yeni Asya' daki Latif Beyin ifade buyurduğu orjinal arşiv, ister safiyane niyetle, ister bilerek "put"'u " pot" yapmak büyük manevi mesuliyeti muciptir.

  • Nazım AYDIN

    13.2.2015 10:43:50

    Put kelimesini niye pot yapıyorsunuz?

  • R.Kalyoncu

    13.2.2015 09:30:26

    Put mu-pot mu? Meselesinin Diyanetle, Kemalistlikle ilgisi yoktur. Bizzat Müellif-i Muhterem tarafından neşriyatla vazifelendirilen muhterem Said Özdemir tarafından eskiden beri bastırılan eserlerde pot olarak geçmektedir. İzahatı şu adreste görülebilir. http://www.ittihad.com.tr/pot-degil-put-iddiasina-cevap/

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı