"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Orta Avrupa’da başarı örnekleri

M. Latif SALİHOĞLU
14 Ocak 2015, Çarşamba
Daha evvelki Almanya seyahatlerimiz, ülkenin kuzey ve güney taraflarına olmuştu. Yeni yılın ilk gününde başlayan on bir günlük ziyaret ve seyahat programımızı ise, Orta Almanya bölgesindeki bazı şehir, kasaba ve köylerinde gerçekleştirdik.

Frankfurt Hava Limanındaki pasaport kontrollerinde, daha evvel hiç karşılaşmadığımız tarzda sıkı bir denetimin varlığına şahit olduk.

Frankfurt’tan Mainz’e geçtik. İki günlük aradan sonra lise ve üniversite seviyesindeki gençlerle altı günlük ders, seminer ve okuma programlarının yapılacağı bölgeye (Wetzlar) giderek, ertesi gün kampa girdik.

Blasbach’taki kamp yeri, benim ölçülerime göre harikaydı, mükemmeldi. 

20-30 hanelik köyün de bir miktar dışında ve uzağında, geniş arazili dağlık-ormanlık, ara ara çayır-çimenlik, sessiz-sâkin bir alanda kurulmuş olan bu donanımlı sosyal tesiste huzur dolu günler geçirdik, unutulmaz feyizli hatıralar yaşadık.

Programa katılan gençlere ve hemen her gün yaptığımız gece sohbetlerine iştirak eden civardaki arkadaşların ihlâsına, sebat ve gayretlerine cidden hayran kaldım.

Keza, perde gerisindeki isimsiz Nur kahramanı olan hanım kardeşler, sırayla her gün 15-20 kişilik sıcak ev yemeği hazırlayıp servis ederek bu umumî sevaba dahil oldular. Tebrik ederiz, ellerine sağlık.

Wetzlar’deki nurlu program bittikten sonra, tekrar Mainz’e ve oradan da son ziyaret durağımız olan Mannheim’e vâsıl olduk.

Mannheim’de çoğunluğunu gençlerin teşkil ettiği kardeşlerimizle yaptığımız iki-üç günlük programın ardından, üzerimizde tatlı bir yorgunlukla Türkiye’ye geri döndük.

Bu kadarını tahmin etmiyordum

Kuzey ve Güney’de olduğu gibi, Orta Almanya Bölgesinde de kadim dost, kardeş ve daimî okuyucularımızın olduğunu biliyordum. Fakat, itiraf edeyim ki, genç potansiyelin ve yetişmiş hizmet şâkirdlerinin bu kadarını hiç tahmin etmiyordum.

Oraya gidip bizzat yerinde gördükten sonra, onların varlığıyla iftihar ederek “Elhamdülillah” dedim; umuma şâmil dinamik hizmetlerine mukabil olarak da “Maşaallah ve bin bârekâllah” diyerek onları tebrik ettim.

* * *

Yeni Asya’nın yakından takip edildiği bu bölgede Nur hizmetinin parlamasına sebebiyet veren hadiseler zincirinin halkalarına da yakînen vâkıf olma imkânını/fırsatını bulduk.

Buradaki Nuranî hizmet halkasının genişlemesine ve kardeşlik zincirinin sağlamlaşmasına mâtuf gördüğümüz en mühim sebep şudur ki: Muhtelif noktalarda ve dağınık bir vaziyette bulunan Nur’un has ve hâlis şakirdleri, tam bir ihlâs ve kemâl-i şuur ile biraraya gelerek “Nurun şahs-ı mânevisi” etrafında birleşip kenetlenmişler.

Herkes, o “buz parçası nev’indeki” şahsiyet ve enaniyetini Kur’ân’ın Kevser çeşmesinden akan büyük Nur havuzunun içine atıp eritmiş. Böylelikle, ortaya gayet kuvvetli, sağlam ve metin bir şahsiyet-i mâneviye çıkmış.

İşte, bu muazzam şahs-ı mânevidir ki, daireye iştirak eden herkesi memnun ve mesrûr ederek aktif hizmetlere sevk edip koşturuyor.

Zaten, diyâr-ı gurbette olan insanlarımızı da ancak böylesi bir hizmet tarzı tam mânasıyla memnun ve mesrûr edip mutmain kılabilir.

Dirayetli kahramanlar

Son Almanya seyahatinde, ayrıca şunu da yakînen gördük ki: Umumî hizmetlerimizin parlamasında dirayet sahibi ehl-i tahkik kardeşlerin payı pek büyük rol oynuyor.

Bunlar, adeta yıllara meydan okurcasına, sabırla, sebatla, metanet ve sadâkatla Nur’un hizmetinde âdeta nöbettarlık yapmışlar. Gözümde, cidden her biri birer isimsiz kahraman gibi göründü.

Bunlar, hemen her türlü zahmet ve meşakkate göğüs germişler. Dâvâlarından hiç tâviz vermemişler. O bereketli topraklara sağlam tohumlar ekip, sabırla beklemeye koyulmuşlar. “Bizim vazifemiz hizmet, netice Cenâb-ı Hakk’a ait” düstûruyla amel etmişler.

İşte, o ihlâsın ve o gayretli çalışmaların kerâmetvârî bir neticesi olarak gayet sağlam ve cidden istikbâl vaad eden bir potansiyel vücuda gelmiş görünüyor.

Sizleri tebrik ile hizmetinizi takdir ediyoruz, aziz ve muhterem kardeşler. Cenâb-ı Hak, sizlerden ebeden razı olsun ve şevkinizi, şükrünüzü daim eylesin.

***

RUZNÂME 14/15 Ocak 1915 

Sarıkamış’ta dondurucu gece

Bugün ve bu gece “Sarıkamış Fâciası”nın 100. yıldönümü. Yaklaşık 90 bin askerimizin bulunduğu Kafkas Cephesinin en kritik bölgesi olan Sarıkamış’ta, 1915 senesinin bilhassa 14/15 Ocak gecesinde eksi kırklara (-40) varan şiddetli soğuklar sebebiyle binlerce Mehmetçiğin donarak şehit olduğu anlaşıldı. Muhtelif kaynaklara göre, en az 18, en çok 90 bin (Genel Kurmay Harp Dairesine göre 30-40 bin civarında) askerimizin şehit olması sabebiyle, bu elim hadise “Sarıkamış Fâciası” diye anılıyor.

Esasen, şehit sayısı ne olursa olsun, orada yaşananlar meselenin ehemmiyetini azaltmıyor, küçültmüyor. Aynı hakikat, Çanakkale Savaşı için de geçerli.

Mühim olan, vakıayı olduğu gibi dosdoğru bir şekilde yansıtmaktır.

Bu iki büyük hadisenin çarpıtılarak veya abartılarak yansıtılmasının öncelikli sebebi, İttihatçılar ve özellikle Enver Paşa hakkındaki peşin hükümlü fikirler ve kanaatlerdir. Kimisi kökten hain ilân etmiş bunları, kimisi de düşmana karşı merdane şekilde çarpışan birer kahraman olarak görmüş. Abartılı rakamların ve ifrat ile tefrit arasındaki yaklaşımların asıl sebebi budur. Oysa, dahilde çok kötü ve tarafgir bir politika izleyen İttihatçılar'ın çoğu, hariçteki düşmana karşı canla, başla çalıştı. Dönme ve masonik kesimin dışında kalanların, herhangi bir ihaneti söz konusu değil.

Kaldı ki, o hengâmede düşman kuvvete taraf olurcasına İttihat-Terakki hükümetine karşı takınılan yıpratıcı bir muhalef hareketi vardı ki, bu da yine saldırgan ve istilâcı kuvvetlerin hesabına geçiyordu. Üstad Bediüzzaman tâbiriyle bunlar "sefil" takımından kimselerdi.

Okunma Sayısı: 2635
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hasan Sinan Kosmaz

    14.1.2015 01:19:35

    Sizdende Allah razı olsun Latif ağabey. Bize Risalei Nurdan şaşmaz ölçüleri tazelediniz ve hayırlara vesile oldunuz. ALLAH hizmetinizi daim ve muvaffak eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı