"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Paris, yahut terörün anavatanı

M. Latif SALİHOĞLU
17 Kasım 2015, Salı
İnsan, her yerde insandır. Terör de her yerde terördür.

“Bunların bir yerde olanı iyi, bir başka yerde olanı kötüdür” denilmez. İyi olan şey, her yerde takdir görüp alkışlanır; kötü olanlar ise, yine her yerde takbih görüp reddedilir.

İlmimiz, imanımız, irfanımız, hatta vicdanımız, bize daima bunu söyler, bunu öğretir. Peki, çeşit çeşit bozgunculuğun merkezi olan “İkinci Avrupa”da durum böyle midir?

Ne yazık ki, Avrupa’nın büyük şehirleri, başkentleri ve özellikle Paris, terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmaktan, en azgın teröristleri bile koruyup kollamaktan sabıkalıdır. 

Üstelik, bu konudaki sabıka dosyaları bir hayli kabarıktır.

Şimdi, Paris’teki kanlı saldırılar sebebiyle bir kez daha dünyanın gündemine oturan Fransa’nın, son yüz otuz yıllık terör karnesine şöyle bir göz atmaya çalışalım.

Ermeni isyanlarının arka plânı

1880’li yıllardan itibaren, Osmanlı’nın başına yeni bir belâ, yeni bir gàile açıldı: Ermeni patırdısı.

Yaklaşık kırk sene müddetle (tâ 1920’deki Gümrü Antlaşmasına kadar), Osmanlının Müslüman nüfusu ile “millet-i sâdıka” olan Ermeni nüfusu arasında çok kanlı ve bir o kadar da dram yüklü savaşlar, çatışmalar yaşandı: Erzurum’da, Erzincan’da, Merzifon’da, İstanbul’da, Adana’da, Zeytun’da, Sasun’da, Harb-i Umumîde geniş Kafkas Cephesinde ve nihayet Tehcir Hadisesinde... 

(Ara Notu: İlk başlarda Hınçak-Taşnak gibi örgütler isyan ve çatışmaları koordine ederken, 1975’ten sonra başlayan diplomatlarımıza yönelik saldırıları ise ASALA terör örgütü organize etti.)

Yüz yıllar boyu Müslümanlarla bir arada, huzur ve sükûn için yaşamış olan Ermenilerin, birden bire böyle çatışmacı tavır içine girmelerinin önemli sebepleri arasında şunları saymak mümkün:

* Onlar Osmanlı tebaasından olup “ehl-i zimme” iken, devletin onları hakkıyla zimmetine alamaması.

* 1878’deki Ayastefanos ile Berlin Antlaşmalarında, Rusya’nın tazyiki ile onlara tanınan bazı hakların, tatbikatta yeterli bulunmaması.

* Başta Fransa ve Rusya olmak üzere, Osmanlı’yı içerden çökertmek isteyen bazı Avrupa devletlerinin, çok sayıda Ermeni militanını terör ve isyan çıkarma maksadıyla eğitip yetiştirmesi ve ardından lojistik destek sağlaması.

* Devletin kilit noktalarına yerleşen İttihat-Terakki Komitesinin, zamanla hükûmeti de ele geçirip Türkçülük-Turancılık perdesi altında başka unsurdan olanlara karşı husûmet ateşini körüklemesi ve bu ırkçı politikaların bilhassa Ermenilerde şiddetli reaksiyonlara, aksülamellere yol açması.

Bu ana sebepler nazar-ı dikkate alındığında, Ermenileri toptan suçlamanın ve bütün kabahati onlara yüklemenin doğru olmadığı hususu kendiliğinden anlaşılmış oluyor.

* * *

Gerek eski Taşnak ve Hınçak komitelerinin ve gerekse ASALA terör örgütünün hayat damarlarına ve kuvvet kaynağına baktığımızda, karşımıza ne yazık ki en çok Fransa ve Paris çıkıyor.

Arka plânda, yer yer Rusya ve İngiltere’yi de görmek mümkün. Ne var ki, yüz otuz yıllık sürenin tamamına baktığımızda, Fransa’nın, aleyhimizdeki faaliyetlerin başında geldiğini görüyoruz.

Meselâ, Ermeni halkını Osmanlı’ya karşı kışkırtan, Birinci Dünya Savaşında Rusya’nın isteğiyle Kafkas Cephesinde Ermeni Alayların Komutanı sıfatıyla birçok yerde Müslüman katliâmı yapan Antranik Paşanın (Ozanyan) yakın kurmaylarının çoğu Avrupa ve özellikle Fransa’da eğitilip çatışma için gönderilen gönüllü militanlardı.

Sayısız Müslümanı katlettiren Şebinkarahisar doğumlu Ermeni çete reisi Antranik Ozanyan'a (1865-1927), 1920'de Fransa'nın Cumhurbaşkanı Raymond Poincaré tarafından Şeref Madalyası (Légion d'honneur) verildi.

Dahası, Enver Paşanın dahildeki en büyük muarızı ve yıllarca Müslümanlara kan kusturan Antranik Paşaya en çok sahip çıkan Batı ülkesi Fransa’dır.

Nitekim, aynı Fransa Cumhurbaşkanı (1913-1920) Raymond Poincaré, katmerli kàtil Antranik Paşayı Şeref Madalyası (Légion d'honneur) ile ödüllendirdiği gibi, ABD’de ölen (1927) Atranik’in cenazesini Paris’e getirten de, yine Fransa hükûmeti oldu. 

(Atranik’in kabri, 1990’da Ermenistan’ın başkenti Erivan'a getirtildi ve şehrin ana meydanına heykeli dikildi.)

Fransa’nın terör karnesi

Bu yazı çerçevesinde çok az miktarda değinebildiğimiz “Fransa’nın terör karnesi”, ne yazık ki zayıflarla ve kırıklarla dolu.

Şimdi de, bu karnede yer alan diğer bazı notları çok kısa ifadelerle sıralamaya çalışalım.

* 1905’te Sultan Abdülhamid’i öldürmek maksadıyla tertiplenen “Bombalı Suikast” hadisesinin organizatörleri, bu işin talim ve terbiyesini Avrupa’nın mezkûr merkezlerinde görmüşlerdi. 

* 1920’de Ermeni Boğoz Paşa ile Kürt Şerif Paşa başkanlığında organize edilen hareket ile Türkiye bir kez daha bölünüp parçalanmak istendi. Bu maksatla düzenlenen Paris Konferansın arkasında da yine ön safta Fransa vardı.

* Anadolu’yu paramparça etmeyi hedefleyen aynı tarihli Sevr Antlaşmasının ev sahipliğini Fransa yapıyordu.

* PKK’cıların yönetiminde olan siyasî maksatlı Kürt Enstitüsünün merkezi yine Paris’tir.

* PKK ve aynı çizgide faaliyet yürüten kişi ve kliklerin Avrupa’daki en büyük hamisi Cumhurbaşkanı Mitterand ile eşi Danielle olmuştur.

* * *

Terör ve sömürge karnesi utanç verici tablolarla dolu olan Fransa’ya ayrıca şunları hatırlatmak isteriz:

Ey Fransa! Senin son zamanlarda yaşadıklarının acaba kaç mislini başkası yaşadı da, senin kılın dahi kıpırdamadı? Teröristler, senin bu yaşadıklarını sayısız kere başkasına yaşattılar; ama, sen hep başka türlü davrandın. Neden ve niçin? Acaba bunlara verecek bir cevabın var mı?

* * *

Son söz, Bediüzzaman’ın: Ey İkinci Avrupa!

Sen sağ elinle sakîm ve dalâletli bir felsefeyi ve sol elinle sefih ve muzır bir medeniyeti tutup dâvâ edersin ki, "Beşerin saadeti bu ikisiyledir." Senin bu iki elin kırılsın ve şu iki pis hediyen senin başını yesin ve yiyecek! (Beşinci Nota)

@salihoglulatif: Hiçbir terör saldırısı için "Oh oldu" denilmez Bu, sadistlik, vicdansızlık olur. Ama, terör belâsından herkesin ders çıkarması tavsiye edilir

Okunma Sayısı: 3560
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Besledikleri Karga Gözlerini Oyunca

    17.11.2015 19:36:30

    Paris terörü ile Ankara terörünü İŞİD üstlenmiştir. Fransız kendi başına gelen terörden bahsederken İŞİD e canavar demekle beraber Ankara terörünü asla ve kat'a ağzına almıyor. Bizim saf Avrupa Müslümanları yine kendilerini savunma zorundaymış gibi terörün İslam ve Müslümanlıkla alakası yoktur diyorlar. Ey Müslümanlar El Hakk İslam hiçbir kötülüğün kaynağı olamaz ama her defasında hedinizi müdafa pozisyonunda görmeyiniz ARTIK. Bugün İŞİD'i bu hale getiren silahlarıyla lojistiği ile besleyen BATI/Avrupa'dır. Besledikleri karga gözlerini oyunca Y. misal avazı çıktığınca bağırıyorlar. Bütün zalim koloni/müstemleke güçleri gün gelip o coğrafyanın tokatlarını yiyeceklerini hesaba katmalılar. Men dakke dukka/ Etme bulma dünyası. Müslümanların işine burnunu ne b.. var da ikide bir sokarsın, fitne fesat yayarsın ?

  • Okuyan Talebe

    17.11.2015 12:35:38

    TAŞNAK, bir yönüyle yüz sene öncesinin PKK'sı; Antranik de, yüz sene öncesinin Öcalan'ı sayılır. Bu demektir ki: Fransa'nın elinden gelseydi, Öcalan'a da bir madalya takma cihetine giderdi. Büyük ihtimalle Bay, ya da Bayan Mitterand'ın eliyle... Neyse ki, bundan sonra böyle bir şey yapamazlar artık...

  • Garib Doğu

    17.11.2015 10:01:38

    Bu yazı,tarihe karşı tutulan bir aynadır. Bu berrak aynada kimin ne yaptığı açıkça görülüyor.Tarihin tekerrür etmemesi için;tarihin doğru bilinmesine,tarihi olaylardan gerekli derslerin çıkarılmasına şiddetle ihtiyaç vardır.İstikbale emin adımlarla yürümek için bu lazım ve elzemdir. Geçmiş ile gelecek arasında sağlam ve doğru köprülerin inşa edilmesi,geçmişin hatalarını yapmamak için son derece dikkatli adımların atılması,hakkaniyet içerisinde sağlıklı strateji ve politikaların geliştirilmesi, mazi ile hazır zamanın aklı selim iyi analiz etmeleri gerekmektedir.Doğru tarih büyük şahittir.Aynı zamanda yol gösterici önemli bir klavuzdur.Nesiller, tarihi doğru bilmeleri lazım dır ki istikbale emin adımlarla yürüsünler.Yakın tarihi bize doğru bildirdiği için;yazarımızdan Cenab-ı Hak ebediyen razı olsun.

  • Hüseyin İLHAN

    17.11.2015 09:58:53

    Harika bir yazı.YENİ ASYA okuma bahtiyarlığına kavuştura,devam ettiren ve bizleri sarsılmaz,şaşırmaz ve şaşırtmayan rabbime HAMDOLSUN.Ayrı düşüp müstehcenlik,pespayelik,kizb,riya,yalan-dolanlara kananlara vahlar olsun.

  • Ramazan Yeşilsu

    17.11.2015 09:57:00

    Fransa'nın ruh-u habisini ve sabıkasını gösterdiğiniz için Allah c.c. ebeden razı olsun. Malum şahıs adına verilen barış ödülünü " bir diktatör adına verilen ödülü kabul etmem " demek Erdem ve Onurunu gösteren gayri Müslim bir liderin, takdire şayan duruşuna bakılınca; Antarik Paşa'ya verilen Löjyon Donör ödülünü aynı habis ruhlu Fransa' dan alıp göğsünde(Onur'la!) taşıyan içimizdeki sözde Aydın'lara ne demeli? Allah c.c. İslamiyet düşmanlarından ödül kabul etme onursuzluğunu gösterenleri birlikte hayretsin. Elçi Elif'i amin.

  • Abdurrahman KOÇAK

    17.11.2015 09:37:04

    Yeni Asya farkı Teşekkürler sayın yazar yakın tarihi özetlediğiniz için ve hafızamızı tazeledik...Tarih ders almak içindir...Bayan Mitterand kuzey Irakda hayvan sırtında dolaşıyordu 80 li yıllarda...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı