"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Rus’u mağlûp eden Japon Kumandanı

M. Latif SALİHOĞLU
02 Ocak 2017, Pazartesi
GÜNÜN TARİHİ 02 Ocak 1905

Bundan tam 111 sene evvel (1904) Rusya İmparatorluğu ile Japonya İmparatorluğu arasında şiddetli bir savaş başladı.

Çarlık Rusyası’nı çöküşe götüren ve sonunu hazırlayan bu savaşta, zincirleme mağlûbiyetler vuku buldu. İşte, o mağlûbiyet zincirinin ilk halkası 2 Ocak 1905’te Çin'deki Rus üssü olan Port Arthur’da yaşandı.

O esnada, Japonya Deniz Kuvvetlerine komuta eden kişi, sonradan “Japon Başkumandanı” da olan Amiral Heihaçiro Togo idi.

Bu bilgilerden sonra, şimdi de dünya tarihinin seyrini etkileyen bu müthiş hadisenin detaylarına ve kısmen de olsa mânevî yönlerine bakalım.

* * *

İlk şiddetli merhalesi Port Arthur Kalesi’nde başlayan ve 2 Ocak günü Rusların kesin mağlûbiyeti ile sonuçlanan bu büyük savaş, genelde bütün Uzak Doğu toprakları, özelde ise Kore ve bilhassa Mançurya üzerinde hâkimiyet kurma teşebbüsleri sebebiyle Rusya ve Japonya arasında yaşanan şiddetli bir rekabetin neticesi olarak ortaya çıkıp etrafa yayıldı.

Port-Arthur (şimdiki Lüshun), Çin'deki en stratejik noktalardan biri olan Bohai Körfezi girişinde yer alan bir liman-şehridir. Aynı zamanda kalesiyle de meşhûrdur.

O tarihde Mançurya'nın kuzeyinde bulunan bu liman-şehir, 1894'te Japonlar'ın eline geçti. Ancak, burayı aynı yıl içinde Çin'e geri vermek mecburiyetinde kaldılar. 1898'de yapılan bir anlaşmayla da, burası "kiralık toprak" olarak Rusya'ya bırakıldı.

Rusya, Çin'le yaptığı anlaşmalar neticesinde, Mançurya'da demiryolu inşa etme ve yeraltı kaynaklarını işletme hakkını elde etti. Bu bahaneyle, bölgeye asker yerleştirdi.

Rusya, tâ 1891'de başlatmış olduğu Trans-Sibirya demiryolunu 1904'te tamamlama noktasına geldi. Ne var ki, Rusya'nın bu tutumu Japonya'yı şiddetli rahatsız etti. Japonya, bu sebeple aynı yılın Ocak ayında Ruslar'a karşı harekete geçti. Japon ana filosu, bilâhare Başkumandan tâyin edilen Amiral Togo'nun emrine verildi. Amiral Togo, sürpriz bir saldırı ile Port-Arthur'daki Rus deniz filosunu kuşattı. İki taraf arasında şiddetli bir muharebe başladı.

Rusya ile harbe tutuşan Japonya, Şubat-Mart aylarında Kore'yi de işgal etti. Mayıs ayında ise, Mançurya'daki ana Rus ordusu ile Port-Arthur garnizonu arasındaki bağlantıyı kesti. Rus ordusu, bu feci durum karşısında mecburen geri çekildi. Ekim ayında Trans-Sibirya demiryolu istikametinde çatışa çatışa geri çekildi.

Japonya, çok pahalıya mal olan bu şiddetli savaş sonrasında nihayet Port-Arthur bölgesine yerleşmeyi başardı. İyiden iyiye zaafa düşen ve 2 Ocak’taki çatışmada en acı mağlûbiyeti tadan Port-Arthur'daki Rus Komutanlığı ise, burada ancak Haziran başına kadar dayanabildi.

Nitekim, 2 Haziran 1905'te, bağlı olduğu ordu merkezine dahi danışmaksızın,  3 aylık erzakı ve istihkâmındaki mühimmatı ile birlikte Japonya'ya teslim oldu.

Bu hadiseden sonra, Japonya'nın dünya ülkeleri nezdindeki güç ve itibarı bir kat daha büyümüş oldu. Çarlık Rusya'sı ise, hezimete uğramışlığın yol açtığı büyük bir krizin içine doğru sürüklendi.

Şahs-ı mânevînin temsili

O tarihteki dünya medyasında, Rusları mağlûp eden Japon Başkumandanı Togo Heihaçiro'nun şahsında Japonya'nın bölgedeki nüfuz ve hâkimiyet sahasını tasvir eden çeşitli resimler, karikatürler yayınlandı. İşte, o temsilî resimlerin birinde, Amiral Togo'nun bir ayağı Büyük Okyanus'ta, diğer ayağı ise Ruslar'dan alınan Port Arthur Kalesi’nde gösteriliyor.

Dönemin gazetelerinde yayınlanan o heybetli resmi mühim bir hakikati izah için misâl veren Bediüzzaman Said Nursî, Beşinci Şuâ isimli eserinin Onuncu Mesele’sinde şu tevili/yorumu yapar: "Rivâyetlerde, eşhas-ı âhirzamanın fevkalâde iktidarlarından bahsedilmiş. ve'l-ilmü indallah, bunun te'vili şudur ki: O şahısların temsil ettikleri mânevî şahsiyetin azametinden kinâyedir. Bir vakit Rusya'yı mağlûp eden Japon Başkumandanının sûreti, bir ayağı Bahr-i Muhitte, diğer ayağı Port Arthur Kalesi’nde olarak gösterildiği gibi, şahs-ı mânevînin dehşetli azameti, o şahsiyetin mümessilinde, hem o mümessilin büyük heykellerinde gösteriliyor."

* * *

Aynı meâldeki bir başka yorum 15. Mektup'ta yer alıyor. Şöyle ki:

"Sual: Rivâyetlerde gelmiş ki, 'Deccalın azamet-i bedeniyesi bu kadardır, şu kadardır...' diye târifat var.

"Elcevap: Deccalın şahs-ı sûrîsi insan gibidir. Mağrur, firavunlaşmış, Allah'ı unutmuş olduğundan, bir şeytan-ı ahmaktır ve bir insan-ı dessastır. Fakat şahs-ı mânevîsi olan dinsizlik cereyan-ı azîmi pek cesîmdir. Rivâyetlerde Deccal'a ait tavsifât-ı müthişe ona işaret eder... Bir vakit Japonya'nın Başkumandanı’nın resmi, bir ayağı Bahr-i Muhitte, diğer ayağı on günlük mesafedeki Port Arthur Kalesi’nde tasvir edilmiş; o küçük Japon Kumandanı’nın bu surette tasviriyle, ordusunun şahs-ı mânevîsi gösterilmiş."  (Age, s. 61)

Okunma Sayısı: 10099
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı