"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şahsa bağlanmanın akıbeti

M. Latif SALİHOĞLU
09 Eylül 2025, Salı
Her insan kendini geliştirmek, yetiştirmek, nihayet terakkî etmek ister.

Bu meyanda can alıcı soru şudur:

Terakkî için, selâmetli olan bir yola, sıhhatli bir fikre, bâkî bir davaya mı bağlanmalı? Yoksa, gayet zeki ve mükemmel görünen bir ferde, bir şahsa, bir fâniye mi bağlanmalı?

Bu can alıcı suale cevap olarak Kastamonu Lâhikası isimli eserde yer alan cansuyu mesabesindeki şu nuranî düstur ile mukabele edelim: “Haddinden fazla fevkalâde hüsn-ü zan ve müfritâne âlî makam vermek yerine, fevkalâde sadâkat ve sebat ve müfritâne irtibat ve ihlâs lâzımdır. Onda terakkî etmeliyiz.”

İşte manen terakkî etmenin yolu ve yöntemi, Bir şahs-ı vâhide âlî makam verip ona bağlanmak yerine, bir fikre, bir davaya, bir şahs-ı manevîye tam sadâkat, sebat, müfritâne irtibat ve ihlâsla bağlanmak lâzım.

«

Bir şahsa hak ettiği kadar değer vermek lâzım. Tâ ki, hakka-hakikate âyine olsun. Hakkından ve haddinden fazla bir fâniye değer verilmesi halinde ise, o şahsı ulvî-kudsî hakikatlerin önüne perde yapar. O perde yüzünden nurlu hakikatler görünmez hale gelir. Bu ise, şahsın kendisine de, ona bağlanan kimselere de büyük zararlar verir.

«

Hem küfür ve dalâlet canibinde, hem iman ve hidayet cephesinde manevî şahsiyetin hükmettiği bir zamanda yaşıyoruz. Birbirine zıt mahiyetteki bu iki manevî şahsiyet, bütün kuvvetiyle birbirine karşı vaziyet almış amansızca mücadele ediyor.

Dolayısıyla, küresel çaptaki küfür ve dalâlet cereyanına karşı esaslı ve uzun vadeli bir mücadelenin içinde yer almak isteyenler, imana hizmet nâmına yine bir şahs-ı manevî dairesi içinde bulunmaları lâzım geliyor. Aksi halde, karşı tarafa mağlup düşer. Dahası, bağlı bulundukları şahsın ölmesi, sönmesi, çürütülmesi halinde topyekûn birlikte mağlup düşerler. Bazen de toptan satışa gelirler. Ülkemizde ve dünyada bu acı gerçeğin örneklerini görüyoruz.

Demek ki, hem kendimizin, hem bağlı bulunduğumuz davanın sıhhati, selâmeti ve hayırlı-şerefli bir akıbet için bir şahs-ı manevî etrafında bulunmaklığımız icap ediyor. Bunun aksi durumunda nelerin olabileceğine dair görüş, tesbit ve gözlemlerimizi de kısa cümleler halinde sıralayarak konuyu toparlamaya çalışalım.

«

Şahsa bağlılık, kişinin kabiliyetini köreltiyor, âtıl hale getiriyor ve zamanla dumura uğratıyor.

Şahısperestliğin revaç bulduğu topluluklarda, figüran durumuna düşen şahıslar, başkasının menfaatine enayice çalışmış oluyor.

Şahıs merkezli yapılanmalarda, camianın fertleri, farkında bile olmadan düşünce tembelliği içine düşüyorlar. Saksıyı çalıştıramaz hale geliyorlar.

Şahısların parlatılarak zirveye oturtulduğu çevrelerde, düşünce ve muhakeme gücü işportaya düşecek derecede değerini kaybediyor.

“Şahs-ı vahid”in hükmettiği topluluklarda, insanî (hatta İslâmî) duygular, birer sömürü aracı olarak kullanılmaya başlanıyor.

Şahıs odaklı dairelerde, insanî duyguları uyandırmak ve ulvî terakkiyata doğru teşvik etmek yerine, dinleyici kitlesini daha da uyutma ve uyuşturma cihetine gidiliyor.

Şahs-ı manevî yerine “şahs-ı vâhid”in hükmettiği topluluklarda, devamlı şekilde bir tek adam konuşuyor; gerisi sadece dinleyerek figüranlık yapıyor. Figüran konumundaki dinleyici ise, ortaya atılan zırva sözlere bile bir “hikmet kılıfı” uyduranlara inanmak durumunda kalıyor.

Elhasıl: Şahıslara kul-köle olmanın yaygınlık kazandığı bir yerde, düşman-ı gaddar “cehalet ağa” baş tâcı edildiği için, orada başkaca bir düşman aramaya gerek kalmıyor. İşte, vahim akıbet budur: Cehalet üzere ölüm…

Okunma Sayısı: 2279
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    10.9.2025 07:20:22

    Şahısların arkasından gidildiği için ülkemiz şu an uyuşturucu,kumar,faiz,hak gaspları,din kardeşini siyonist katillere satanalrın cirit attığı ülke konumuna geldik. Düşünün dünkü günde terörist devlet İSRAİL'e karşı müslüman halkımız ve inanç,ibadetinde eksikliği olanalr dahi karşı duruyordu.Ya şimdi güya müslüman işadamalrı ve milliyetçi işadamalrı derneği üyesi üreticilerin siyonist devlete dikenli tel,bomba malzemeleri,gıda maddeleri ve petrol sevketmesi ne ile izah edilir.Hele hele YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ'nü 10 YAHUDİ den sonra 11'ni alan insanın izahını yapacak babayiğit var mı.

  • Latif Salihoğlu

    10.9.2025 00:16:45

    ÖRNEKLER: 12 Eylül Darbe Cuntası ve Darbe Anayasasının referanduma sunulması sürecinde, şahsa bağlı grupların toptan satışa geldiğine dair mebzul miktarda örnekler var. Keza, 1950'lerde başka odaklar tarafından kullanılan Kemal Pilavoğlu ve bugün yerlerinde yeller esen Ticaniler...

  • Tunçbilek

    9.9.2025 19:16:01

    Latif abi teşekkürler. Allah razı olsun. Çok haklısınız. Yeni Asya camiası, nurcuların en sağlam ve sarsılmaz gurubudur. Bu aziz cemaatimize de on senedir fitne sokup, birilerini parlatıp, cemaatimizin ittihadını uhuvvetini muhabbetini sarsıp, dünkü kardeşleri birbirine düşman yapanları Cenab-ı Hakka havale ediyoruz.

  • Yunus Emre Öztürk

    9.9.2025 16:19:57

    S.A.Latif kardeş.4 eylül 2025 tarihli yazınızda bahsettiğiniz Muharrem ve ahmet beylerle ilgili yazınızı okudum.konulara açıklık getirmişsiniz.bu tip insanlar araştırmadan yazıyorlar. İnsanlara yanlış bilgi veriyorlar. Sizin o zatlarla görüşüp bilgilendirmenizi bekliyorum Saglıklı huzurlu günler dilerim. Yunus E.Öztürk sincan/Ankara

  • H. Huyut

    9.9.2025 11:44:32

    “Ülkemizde ve dünyada bu acı gerçeğin örneklerini görüyoruz.” Ülkemiz için bir iki örnek verebilir misiniz? Selamlar

  • Latif Salihoğlu

    9.9.2025 11:27:51

    Hakiki, sâdık, şuurlu Nur Talebeleri, asla şahıslara bağlanmaz ve şahısların arkasından gitmez. Şunu bilmüşahede gördük ki: 12 Eylül Darbesinden sonraki "80 Hadisesi"nde, kezâ "90 Hadisesi"nde ve daha sonrasında, Risale-i Nur okuyan bazı şahıslar da, akıllarını ceplerine koydukları kimi hocaların, ağabeylerin, liderlerin, reislerin etrafında pervane gibi dönüp durdular. Ne yazık ki, hâlen de şahsa bağlanma zaafı taşıyan bazı kimseler "Tamam; ama, lâkin, fakat..."lı tevillere saparak, içlerinde taşıdıkları aynı zaafın etrafında topaç gibi dönüp duruyorlar.

  • HASAN DOĞAN

    9.9.2025 10:25:22

    Şahsa bağlanarak nur cemaatlerinden iftirak edenlerin hemen hepsi şahasa bağlı olanlardır ve o şahıslar da kendi etrafında oluşturduğu cemaatçiklerini maalesef daima despot iktidar güçlerinin emrine vermiş ve onların zulümlerine boyun eğmiş ve hiç bir haksızlık ve hukuksuzluğa da ses çıkartmamışlardır.Ancaaaak Yeni Asya nın gerçek müntesipleri hiçbir zaman despot ve zorba yönetimlerin zulüm ve hukuksuzluklarına sessiz kalmamışlardır....

  • hasan

    9.9.2025 09:45:51

    Bu güze yazı için teşekkür ederiz

  • Mustafa Yalçın

    9.9.2025 07:54:59

    Enaniyetli şahısların cerbezesi bazan o kadar ileri dereceye geliyorki, kendiside bu sonuca şaşıyor. “Ben ne imişim be abe” diye etrafa görüntülü çaka satmaya başlıyor. Yetmiyor kendisine safdiller bularak, kurtuluşun kendinde olduğuna inandırıyor. Temel problemde zaten burda başlıyor.

  • Hüseyin İlhan

    9.9.2025 07:17:11

    Merhum Mehmed KUTLULAR ağabey 28 ŞUBAT Zalimlerine karşı imanından aldığı şecaat,aziz üsadımızın dersleri ile hak'kı,hakikatı haykırmış ve biz dualarımızda o sıkıntılı günlerde hep dualar ettik ve halende ediyoruz.NEDEN.Zalimlere karşı iman ve kur'an mücadelesinde bayraktarlık yaptığı için. Risalei nur okuyan,dinleyen ve hele hele 'TALEBE,olan biri şahsa bağlı olmaz ve olamaz. Ancaaaaak bu sözler söylenirken bir saade müslüman da asla kardeşini siyonist katillere her trülü desteği veren,ülkemiz ve alem-i islamda milyonların canına,hakkına giren emperyalist ve siyonsit katil destekçilerine şu ya da bu diyerek zımni destek olamaz.Oluyorsa mazaallah bunun hesabını asla ahirette veremeeeeeeez.

  • Abdullah

    9.9.2025 06:29:58

    Fevkelâde önemli bir konu.İçtima-i ve siyasi hayatın baş belâsı! Toplumların sapıtmalarının önemli bir sebebi de işte bu şahsa bağlılık ve şahısperestlik tir.Dahili ve harici müdahalelerin de önemli bir unsurudur.Gerek dini ve gerekse siyasi sahadaki keşmekeşlik lerinin de bir kaynağı şahsa bağlılık ve şahsı her cihette öne çıkarmaktır. Bunun dünyada örnekleri çoktur.Belki tarihin bir devrinde mustakim ve adil bazı şahıslar toplumları huzur ve adalet içinde idare etmişlerdir.Ama genelde şahısların hakimiyeti istibdat ve zulümleri doğurmuştur.Asrımız ve gelecek asırlar,artık şahs-ı manevinin hükmedeceği asırlardır.Şahıslardan, şahısperestlikten kesinlikle kurtulmak lazım. Haklı Şuraların,,kolektif aklın, istişarelerin hakimiyetinde toplumların, milletlerin, devletlerin idare edilmeleri gerekiyor.Medeni insanlara,milletlere yakışan bu.Ancak bu şekilde insanlık huzura ve saadete kavuşur.

  • Mehmet Türeli

    9.9.2025 01:04:53

    Hiçbir Risale-i Nur cemaatlerde şahsa bağlılık yoktur, çünkü çağımızın Kuran tefsiri olan Risale-i Nur ortak bir rehberleri var. Her hangi bir ağabeyle tanıtılması o cemaati şahısperest yapmaz. Risale-i Nurun tek bir konusunu veya paragrafını kabul etmeyen Nur talebesi olamaz. Ancak sosyal konularda farklı yorumlar ile farklı görüşler ortaya çıkabiliyor, bu da özden ayrılma anlamına gelmez. Şahısçılık bazı tarikatlarda olabilir. Siyasi lider taraftarlarından olur. Tabu haline getirilmiş liderlere bağlı olanlarda olur, vs.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı