"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sanal gezintiler, banal görüntüler

M. Latif SALİHOĞLU
02 Temmuz 2015, Perşembe
Şu “akıllı telefon”lardan kullanan kimselerin bazı hallerini bir türlü aklım almıyor.

Kendim kullanmıyorum; ama, kullanılmasına da asla karşı değilim. Günümüzde bir ihtiyaçtır, yer yer zaruret halini almıştır. 

Bütün bunlar tamam; eyvallah...

Fakat, bir şey ki—derman olsa bile—haddini aşıyorsa, o şey dert getiriyor, yahut beraberinde ayrı bir derdin kapısını aralıyor demektir.

İşte, o şeylerden biri de “akıllı telefon” diye bilinen süper iletişim ve haberleşme cihazlarıdır: Resim, yazı, haber, video ve tabiî ki konuşma, hatta karşılıklı diyalog. Yani, adeta ne ararsan var içinde...

Bu özelliklerin tenkit edilecek bir yanı yok. Gelişen medeniyetin teknolojik ürünlerine kim ne diyebilir ki? Tenkit bir yana, keşif faaliyetleri ile kullanım hareketleri, dünya çapında baş döndürücü bir yarış halini almış durumda.

Asıl mesele başka...

Söz konusu cihazların yerinde, zamanında ve usûlü dairesinde kullanılıp kullanılmamasıdır, asıl üzerinde durulması gereken nokta.

Zira, işin bu tarafında adeta bir çılgınlık hali yaşanıyor. İşi büsbütün çığrından çıkaranlar var. Ve bu çılgınlık hali günden güne yaygınlık kazanıyor, adeta hayat ve hürriyetimizi bütünüyle esaret altına alıyor. Yer yer sizi resmen esir ediyor.

İşte, bu sınır tanımaz ölçüsüzlük ve görgüsüzlük hali hiçbir şekilde kabul edilemez, hoş görülemez ve buna asla seyirci kalınamaz...

Seyirci kalınırsa şayet, senin kullanman gereken o alet, o cihaz, kısa bir zamanda seni tutsak eder ve artık köle gibi seni o çalıştırmaya, o kullanmaya başlar.

Bu ise, insana ve insaniyete yakışır bir durum değildir. İnsan onuruna, insana karşı duyulması gereken sevgiye-saygıya yakışır bir vaziyet hiç değildir. Aksine, tam bir saygısızlık ve görgüsüzlük arenasına sürüklenmek anlamına gelir.

* * *

Pek çok yerde görüp şahit oluyoruz: Yanınızda, güya ziyaretinize gelen, güya sizinle sohbet eden/edecek olan kişi, elinde akıllı telefon, her iki kulağını da kulaklıkla tıkamış, sizi kesinlikle duymuyor bile. Gözü ise, telefon ekranında: Gel mesaj, git mesaj... 

Dünyanın hızından daha hızlıca kaydırmalarla mesaj, resim, yazı, video, vs. görüntülerin resmî geçit töreni. Size dönmeye, sizinle konuşmaya bir türlü sıra gelmiyor.

Haliyle vakit doluyor, süre bitiyor ve yarım ağızla “Hadi bana eyvallah, bay bay, görüşürüz...” kanmaca-kandırmacaları.

Yalan. Ne görüşmesi? Şimdi görüştük mü ki, daha sonra yine görüşelim, görüşebilelim?

İnsanoğlu, kendini ve muhatabını ancak bu kadar banalca kandırabilir. Daha ötesini düşünemiyorum.

* * *

Ardan Zentük, Twitter hesabıdan çarpıcı bir görüntü paylaştı. (Gördüğünüz resim.)

Bu resmi görüp dikkatlice bakınca, nice zamandır düşündüğüm bu konuyu yazmaya karar verdim.

Görüldüğü gibi, her şey ortada. Mesele o kadar açık ki, başka klavuza ihtiyaç kalmıyor: 

Gençler, güya babaannelerini ziyarete gitmişler. Babaanne, köşede, torunlarının ortasında oturmuş, onlarla hasret gidermeyi umuyor.

Lâkin, ne gezer... Yedi torundan hiçbirinin babaanne ile ilgilendiği yok. Hepsi de dalmış gitmiş, akıllı telefonun dipsiz kuyusunda gezinip duruyor. Gezinti ne zaman biter, babaanneye ne zaman dönüp bir çift kelâm edecekler, belli değil.

Üstüne üstlük, belirsizlik denilen ömür törpüsü de çok fenâ.

Hani “Bir dert bilinirse, devâsı âsan/kolay olur”muş.

Ne var ki, bu meselede birkaç bilinmeyen var ve hepsi de bir arada.

Haydi bakalım, şimdi gelin de çıkın işin içinden...

Teravihte gördüğüm

Resimdeki tablodan daha fecî bir manzaraya camide, hem de teravih esnasında bizzat şahit oldum.

Sağ tarafımda üç delikanlı gelip namaz nizamına göre oturdular.

Hiç mübalâğasız ve sizi temin ederek söylüyorum, oturur oturmaz ceplerindeki telefonu çıkarıp kullanmaya başladılar. Üçü birden mesaj alıp mukabil mesaj göndermeye koyuldular.

Bu arada, kürsüde vaaz veriliyor, kesinlikle dinlemiyorlar. Biraz sonra müezzin, ardından imam efendi devreye girdi; ezan-kamet okundu, hatta imam namaza durdu; ama, hiçbiri bu delikanlıların umurunda değil ve onlar tâ rukû ânına kadar da aynı görgüsüzlüğün gayyâsı içinde debelenip durdular.

Yetmedi ve bitmedi... Yeminle söylüyorum, her namaz arasında ve selâmdan sonra yine aynı şenaatte bulundular ki, ben bu huzursuzluğa daha fazla dayanamadım ve gereken sözü söyledikten sonra yerimi değiştirmek durumunda kaldım.

Zira, bildiğiniz gibi, namazdaki huzur fevkalâde mühim. Ama, bu haylazların zerrece umurunda değildi. Uzaktan fark edebildiğim kadarıyla, onlar teravihin sonuna kadar da aynı huysuzluğa devam ettiler.

İşte, size “Bu kadarı da olmaz” dedirten bir başka manzara. Yakînen biliyorum ki, pek çok evde ve yerde aynı sıkıntı söz konusudur. 

Allah, bu gençlere âdap, erkân, anlayış, onlara katlanmak zorunda olan büyüklere ve bilhassa ebeveynlerine sabır ihsan etsin.

Okunma Sayısı: 5491
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa BİTER

    6.7.2015 22:50:14

    Latif kardeşim,ister inanın ister inanmayın Mihrab'a geçen imam efendinin elinde telefon,önce mesajını yazıp yazmadığını bilmiyorum ama gelen mesajı okuduktan sonra telefonu sessize alıp yan tarafa koydu ve sonra namaza durduğuna , cemaatten gençleri bırakın iş adamlarımızın selamdan sonra telefonuyla konuştuklarını ya da dışarı çıkıp cevap verdikten sonra zar zor namaza yetiştiklerine sürekli şahit oluyoruz...Sonra da İslam Aleminin perişan haline bakıyor hayıflanıyoruz...O hale geldik ki cemaatte ittihadı sağlayamıyoruz ki...

  • Metin Arslan

    2.7.2015 15:32:56

    Sanal alemde tehlikelerin bertaraf edilmesi, duyarlılık oluşturma ve oto kantrol için; Telekominikasyon İletişim başkanlığı ilgili siteye; https://www.ihbarweb.org.tr/index.htmlihbar edilebiliyor. Ayrıca; http://guvenlinet.org.tr/tr/domain_sorgula.html ile girilen sitenin güvenli olup olmadığı öğrenilebiyor.

  • Metin Arslan

    2.7.2015 14:47:38

    Latif Bey, Allah razı olsun. Önemli sosyal meselelere de neşter atıyorsunuz. Sanal alem, bağımlılığı sürekli artan ve toplumu derinden yaralayan mahfiller haline geliyor. Bu daha buz dağının görünen yüzü. Daha derinleri toplumun ahlakını derinden sarsıyor. Sosyal paylaşım siteleri her türlü mebzul metaın pazarı haline getiriliyor.Gençler üzerine büyük tuzaklar var. Aile profilinde olmaması gereken bir çok hesap ve profil twitter, facebook, google plas gibi sosyal paylaşım sitelerinde gençlerimizi tehdit ediyor. Bu mecralarda hayat kadınları ve bataklık tasvirleri ile pazarlama faaliyetleri yapılılar gençlerimiz zehirleniyor. Büyük tuzaklar var. Anadan üryan profiller ve çok daha berbat içeriklerle güvenli olarak ifade edilen çocuk ve aile sitelerinde bile çeşitli açıklardan faydalanarak giriyorlar. Bu tür siteler hakkında Telekominikasyon idaresine şikayet edildiğinde işlem yapılıyor. Bilgilerinize.

  • Sema Ceyhan

    2.7.2015 11:33:44

    Evet Latif bey; bende bu konuda sizin gibi rahatsızlık duyuyorum. Bende akıllı telefonlar bizden daha mı akıllı?Başlığı adı altında bir yazı kaleme almıştım. Beni müteessir eden bir olay;yetmişe merdiven dayıyan bir amca 65 yaşındaki hanımıyla muhabbet etmek için Yalovada çay bahçesinde otururken hanımı elindeki telefonla çevredekilerin görüntüsünü çekip amcayla sohbeti unutmuştu, amca bu halden muzdarip olup eliyle hanımını işaret ederken kafasını sallıyarak durumun vahametini gösteriyordu. Evet gençlerle beraber yaşlılarda bu teknolojinin akımına kendisini kaptırmış gidiyor. Ve iletişimsizlik yüzünden aileler parçalanıyor. Durum içler acısı inşaallah herkes bu durumun farkına tez zamanda varır da ellerindekinin hangi amaçla kulanacağını bilinciyle yaşarlar. FaydalI yönünü alır zararını terk ederler. Böyle bir konuyuda gündeme getirdiğiniz için sağolun. Elinize sağlık.

  • Zübeyir

    2.7.2015 09:34:39

    Kaleminize sağlık... Cumada hutbe esnasında da cep telefonunu çıkarıp meşgul olanlarıgörünce aynı düşüncelere kapılmıştım...Allah için camiye geliyorsun mübarek, bırak dursun cebinde... Biraz vaktini Ona ayırmaya çalış..

  • garip talebe

    2.7.2015 01:19:11

    Guzel bir meseleye parmak bastiniz.Bilhassaa yazarlarimiz olan sizler sosyal medya'yi hakki ile kullandiginiz için tebrik ediyorum..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı