Diyarbakır’da şevkimizi tazeleyen, ümidimizi şahlandıran nuranî bir tabloya şahit olduk.
Gazetemizin haber sayfasında geniş bir özetini okuyacağınız bu sevindirici tablodan, burada bir başka açıdan bakarak ayrıca söz etmek istiyoruz.
* * *
Yeni Asya Temsilciliği tarafından düzenlenen panel odaklı programa dâvet edilirken, içimde bir endişe vardı.
Şöyle ki: Diyarbakır gibi bir yerde, üstelik genel seçim atmosferi içinde, büyük emek ve gayretle tasarlanan program acaba hedefini bulacak mı? Acaba maksat hasıl olacak mı? Programa beklenen seviyede bir iştirak olacak mı?
İşte bu ve benzeri mahiyetteki sorular zihnimizi kurcalıyordu.
Programın yapılacağı Liluz Otelinin büyük konferans salonunu bir gün evvel gidip görünce, mevcut endişemiz doğrusu biraz daha ziyadeleşti: “Bu geniş salon nasıl doldurulacak?” diyerekten...
Programın başlaması esnasında Doğu ve Güneydoğu Bölgesinin birçok merkezinden akın akın gelenleri gördüğümüzde ise, bütün endişe ve korkularımız izâle olup gitti. Gitmekle kalmadı, tersine inkılâp etti.
Bütün samimiyetimle söylüyorum, içimizde harikulâde coşkular meydana geldi. İhvanlarda sevgi ve hasret hâleleri oluştu. Yılların eskitemediği o kardeşlik kucaklaşmaları esnasında adeta uhuvvet, muhabbet çağlayanları husûle geldi.
Harem-selâmlık şekilde oturan hanım kardeşlerimizin erkeklerden hiç de geri kalmayan ilgi ve iştirakleri ise, istikbâl nesline yönelik ümit ve beklentilerimizi büsbütün şahlandırıp kanatlandırdı. Onları ayrıca tebrik ediyoruz.
* * *
İbrahim Şengör kardeşimizin sunuculuğunda ve hukukçu Ömer Ergun kardeşimizin moderatörlüğünde bu programa Av. Kadir Akbaş, Eğitimci Tahir Ünverdi ve Şair Atilla Yılmaz Ağabeyler ile birlikte katıldık.
O koca salonu tıklım tıklım dolduran dinleyicilerde dikkat ve duyarlılık had safhadaydı. Takdire şâyan bir alâkadarlık vardı.
Özetle: Koca salona tam bir sahibiyet şuuru hâkimdi.
* * *
Diyarbakır’daki arkadaşlarımız, gencinden ihtiyarına kadar haftalar öncesinden başlatmış oldukları hizmet seferberliğini son ana kadar hiç gevşetmeden ifâ ve icrâ ettiler. Yani, istişare ile karar vermiş oldukları bir programa tam sahip çıktılar.
Diyarbakır merkez ve ilçeleri başta olmak üzere, Maraş’tan Van’a, Urfa’dan Cizre’ye, Batman’dan Midyat’a, Elazığ’dan Savur’a kadar o bölgedeki tüm dâvâ arkadaşlarımız ise, hem “Bediüzzaman Paneli”ne, hem de Bediüzzaman’a sahip çıkan Diyarbakırlı kardeşlerimize yine tam sahip çıktılar.
İşte, adeta kemâl noktasında bilmüşahede gördüğümüz bu sahibiyet şuuru, bizlerin şevk ve ümidini yeniden canlandırıp şâha kaldırdı.
Emeği geçen herkese selâm, tebrik ve duâlarımızı buradan bir kez daha iletiyoruz.
***
BİR İLK YAŞANDI
Panelde bandrol kontrolü
Diyarbakır’daki “Bediüzzaman Paneli” vesilesiyle, şimdiye kadar ilk defa şahit olduğumuz bir hususu da burada sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Program öncesi Diyarbakır Emniyet Amirliğinden iki polis memuru geldi. Salon girişinde teşhir edilen ve satışa sunulan başta Nur Risâleleri olmak üzere bütün kitaplara tek tek bakarak bandrollerini kontrol ettiler.
Bu esnada merkez ile de haberleşiyorlardı. Bazı kitapların ayrıca isimlerini bildiriyorlardı.
Bu tarz programlarda ilk defa rastlamış olduğumuz bandrol ve sâir kontrollerin çok etraflıca yapıldığını da bilvesile ifade etmiş olalım.
Özellikle “Müflis Poje: Kemalizm” isimli kitabı mercek altına aldılar: Nerede, ne zaman, kim tarafından yazılmış, basılmış? Orada kaç adet var? Vesâire... Bu noktada hayli dikkat kesildiler.
Ayrıca, güvenlik noktasında da bazı uyarılarda bulundular.
Yani, oraya gelen memurların, sadece bandrol kontrolü için değil, güvenlikle ilgili bazı tedbirlerin alınması hususunda da görevlendirildikleri anlaşılıyordu.
Güvenlik hususu bizleri elbetteki memnun etti ve etmeli. Fakat, daha çok bandrol meselesine takılmaları ve merkezle yapılan görüşmelerin daha ziyade bu noktada yoğunlaşması, hem tuhaf karşılandı, hem de bazı tereddütlerin uyanmasına sebebiyet vermiş oldu. Zira, meselenin bu tarafı bize göre olağan bir durum değildi; ilk defa yaşanıyordu.
***
@salihoglulatif: Doğu ve Güneydoğu Bölgelerindeki dâvâ arkadaşlarımızın Diyarbakır’da düzenlenen “Bediüzzaman Paneli”ne gösterdikleri yakın alâka ve tam sahibiyet şuuru, bizleri ziyadesiyle memnun ve mesrûr eyledi.