"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Seçim boykot edilmez

M. Latif SALİHOĞLU
08 Mart 2019, Cuma
Anket çalışması yapan, halkın nabzını tutmaya çalışan bir çok kimse, seçimleri boykot etmeyi, 31 Mart’ta sandığa gitmemeyi düşünenlerin sayısında artış olduğunu söylüyor.

Bunun sonucu olarak da, seçimlere katılım oranında nisbeten bir düşüş olacağı ifade ediliyor.

Bu yöndeki bilgiler doğru ise eğer, durum hakikaten vahim demektir... Böyle bir şeyi temenni etmediğimiz gibi, bunu demokrasi açısından da son derece yanlış ve hatalı bir davranış biçimi olarak görmekteyiz. Kısaca, bunu acizlik olarak değerlendirmekteyiz.

Her ne kadar “seçimleri boykot” etmek bir demokratik hak olsa bile, madem ki oy pusulalarında hemen her türlü tercihte bulunma imkânı var, o halde buna uzak, ilgisiz ve bigâne kalınmaması gerekiyor.

Aksi halde, mevcut zorluğu kendi elimiz ve irademizle daha da zorlaştırmış oluruz. Buna ise, bir seçmen, bir vatandaş ve bilhassa bir insan olarak hakkımız olmasa gerektir.

* * *

Bir yerde demokrasi varsa eğer, orada çare de var demektir. Buna, aklı başında hiç kimsenin itiraz edeceğini sanmıyoruz.

O halde, seçimi boykot niye? Sandığa gitmemek neden, niçin? Asıl sebep ne?

Önce, bu tür hallerin muhtemel bazı sebeplerine bir bakalım. Şöyle ki:

Seçmen kitlesinin mühim bir kısmına, maalesef bir bezginlik gelmiş, adeta yılgınlık hâkim olmuş durumda. Sebebini sorup soruşturduğumuzda, halk ağzıyla karşımıza şu iki önemli husus çıkıyor:

BİR: Geçim sıkıntısı belimizi büktü. Her geçen gün, bütçemiz daha da kötüye gidiyor. Vaatler tutulmuyor. Gelirimiz, enflasyon karşısında eriyip gidiyor. Bu durumda, çaresizliğe mahkûm gibi hissediyoruz kendimizi.

İKİ: Siyasî iktidar, yıllardır alternatifsiz görünüyor. Ona karşı hiçbir parti tam güven vermiyor. Değişik partilere tutup oy veriyoruz; ama, Meclis’in genel tablosunda yine de değişen bir şey olmuyor. Hep aynı, hep aynı. Ümit yok, güven de kalmadı. Eh, madem öyle, işte böyle...

Evet, bunlar birer tesbit. Aynı zamanda birer acı gerçek. Ancak, gerçeklerin tamamı bunlardan ibaret değil. İnsan şeref ve haysiyetine yakışan asıl gerçeklik şudur:

Hemen her şeyde olduğu gibi, demokratik sistemlerde de bazı eksikler, hatalar, kusurlar, zaaflar, noksanlıklar yahut hastalıklar vardır.

Ama, bu böyledir diye, acziyet içinde bundan yüz çevirmek, buna sırtını dönmek olmaz. Küsüp gidilmez, kaçıp uzaklaşılmaz. Tutup “nemelâzım” da denilmez. Aksi takdirde, durum daha da zorlaşır, hal ve gidişat daha müşkil ve daha karmaşık bir hale gelir.

Sorumluluk sahibi insanlar olarak, bu ülkenin vatandaşları ve birer aslî unsuru olarak, daha kötü bir gidişata sebebiyet vermek gibi bir lüksümüz de, hakkımız da yoktur. O halde, yapmamız gereken şey, yarım yamalak da olsa var olan demokrasinin eksiklerini gidermeye, yaralarını sarmaya, noksanlarını ikmâl etmeye bütün kuvvetiyle çalışmak, bu yolda gayret göstermektir. Aynen şairin dediği gibi: “Yol varsa budur, bilmiyoruz başka çıkar yol.”

Evet, gelişmiş, tekâmül etmiş bir demokrasi istiyorsak—ki, mutlaka istemek durumundayız—bunun yolu seçimleri boykot etmek, sandığa küsmek falan değil. Bilâkis, daha bir şevk ve gayretle, milletin bütün fertlerinin tercih ve iradesini bu metotla yansıtmaya, tecelli ettirmeye çalışmak gerekiyor.

Bunlar yapılmadığı takdirde, kısmen var olan söz hakkımız gibi itiraz hakkımızı da kaybetmiş oluruz. Dahası, şikâyet edip durduğumuz istibdat, diktatörlük, şahıs ve zümre hâkimiyeti daha da kuvvet bulur.

Hülâsa: 

Demokrasinin gelişmesine ve hür iradenin sandıkta bihakkın tecelli etmesine canla-başla öyle bir çalışmalıyız ki, hem bu nimetlere zarar vermeye kimse cesaret edemesin, hem de bunlar elimizden kaçmasın, zayi olup gitmesin. Doğrusu budur.

Konuyu Doğu Ergil’in şu sözü ile noktalayalım: Bilenlerin veya şahitlerin söylemeye cesareti olsaydı, pek çok kusur, yanlış veya suç önlenebilirdi. Yalan söylemek kadar, doğruyu söylememek de zararlı bir davranıştır.

Okunma Sayısı: 2601
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    8.3.2019 14:24:46

    Tebrikler iyimser gerçekçi bir yazı.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı