"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Seçime endeksli geçim

M. Latif SALİHOĞLU
15 Şubat 2019, Cuma
Son aylarda özellikle döviz piyasasında yaşanan anormal dalgalanmalar, hassas dengeler üzerinde giden ekonomiyi ciddî mânâda sarstığı gibi, zaten geçim derdi telâşında olan geniş vatandaş kitlesinin hayatını daha da zora sokmuş oldu.

Geçim sıkıntısı had safhaya doğru giderken, mahallî seçimlerin tarihi geldi çattı.

Vaktiyle gerekli köklü tedbirleri alamayan siyasî iktidar, tamamen “seçime endeksli” olarak palyatif bazı tedbirleri alel-acele bir şekilde tedâvüle sokmaya başladı. Son derece amatörce yapılan veya döndürülen bu işe de, tâ 1970’lerden aşırma “Tanzim Satış” adı konuldu.

* * *

Tanzim demek, düzgünlük, düzenlilik demektir. Oysa, söz konusu tanzim satış noktalarının çoğunda o düzgünlüğü, o düzenliliği göremiyorsunuz: Öncelikle, uzayıp giden kuyruklarla karşılaşıyorsunuz. İhtiyacınız olan miktarı alamıyor, kilo sınırına takılıyorsunuz. İyi ve kaliteli sebze-meyveyi, belirtilmiş olan o ucuz fiyattan alabilen var; ama alamayan da var. Zira, sıra ona geldiğinde ya bazı çeşitler bitmiş oluyor, ya da geriye çürük-çarık döküntülerle başbaşa kalınmış oluyor.

Burada söylediklerimiz, kesinlikle hayalî olmadığı gibi abartılı da değildir. Zira, o satış noktalarına gidip ucuz ve kaliteli ürünlerle dönenlere rastladığımız gibi, çok sayıda “eli boş” dönen kimselerle de görüşüp konuştuk. 

* * *

Bütün bunlar gösteriyor ki, ortaya konulan söz konusu “geçim formulü” düzgünlükten, tutarlılıktan, uzun soluklu bir ferâhlıktan fersah fersah uzaktır. Doğrudan doğruya bir “seçime endeksli geçim” tedbirinden ibarettir.

Dolayısıyla, derde devâ, sadra şifâ olacak bir ciddiyet arz etmiyor. Yer yer kısmî rahatlama getiriyor gibi görünmekle beraber, manavcılık yapanlara ve pazarcı esnafına verdiği sıkıntıların ötesinde, tüketici vatandaşlara da orta ve uzun vâdede bir ümit vermiyor. 

Bunun öncelikli sebebi de, bu tarz bir “tanzimat”ın tamamen “seçime endeksli” bir formül arayışı ihtiyacından doğmuş olmasıdır. Yoksa, dev yatırımları bile “özel”in insafına havale etmeyi âdeta politikalarının ana ekseni haline getirmiş olan bir yönetim, tutup pazarcılık-manavcılık işi yapmaz, yapamaz. 

Zaten, seçimden sonra da yapmayacak bu işi. Mesele bu kadar sığ ve basit.

***

GÜNÜN TARİHİ: 15 Şubat 1989

Kızıl ejderhanın pençesi kırıldı

Sovyet Kızıl Ordusu’nun 15 Şubat 1989’da sona eren Afganistan işgalinden söz ediyoruz.

Hadisenin seyri şöyle: Tarihinde hiç esir olmamış, sömürgeciliği hiç tatmamış olan Afganistan halkı, ne yazık ki 1979 yılı sonlarında koca Rus ordusunun işgaline mâruz kaldı.

Kızılordunun havadan ve karadan ateşli birliklerle ve en ağır silâhlarla Afgan halkına kan kusturarak başlatmış olduğu bu zâlimane işgal hareketi, tam on yıl müddetle devam etti. İşte, son işgal birliklerinin de Afganistan'dan çekildiği tarih 15 Şubat 1989’dur.

O dönemde dünyanın ikinci büyük ordusu ve süper gücü olarak gösterilen Sovyet Rusya'nın Kızılordusu, dünyanın belki de en fakir halkından biri olan Müslüman Afganlı mücahitlere karşı sonunda pes etti ve o topraklardan çekilmek zorunda kaldı... Kızılordu Afganistan'dan çekildiğinde, hemen her taraf yakılıp yıkılmış, yüz binlerce Müslümanın kanı akıtılmış, milyonlarca sivil vatandaş da ülkesini terk etmek durumunda kalmıştı.

Afgan mücahitlerinin bu kahramanca direnişi, süper devlet Sovyet Rusya'sının ve Kızılordusunun da sonunu hazırlamış oldu.

Evet, bu kanlı hadiseden sonra, Sovyet Sosyalist Rusya, hızla dağılma sürecine girdi. Komünist sistemler çökmeye, demirperde yırtılmaya, utanç duvarları yıkılmaya yüz tuttu.

Afgan mücahitler, haricî saldırıya karşı takdire şâyân bir direniş gösterdi. Müşterek hareketle, azgın düşmanı def etti. İnsan sûretindeki en vahşi canavarın diş ve pençesini kırdı. Onu, perişan halde kaçmaya mecbur etti. Ve fakat, aynı mücahitler, dahilî meselelerde aynı ruh ve mânâ birliğini sağlayamadı. İşgalcileri bertaraf ettikten sonra, bu kez dönüp birbirlerine düştüler. Aradan uzun bir zaman geçmiş olmasına rağmen, yine de birbirleriyle geçinecek hale gelmiş değiller.

Okunma Sayısı: 2488
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı