"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şeytanlaşan siyaset

M. Latif SALİHOĞLU
12 Mayıs 2018, Cumartesi
Siyasetin bir iyi, bir de kötü tarafı var.

İyi tarafı, gerçekte bir “yönetim sanatı” olan siyasetin, ülke menfaati, fert, aile ve toplum hizmeti istikametinde en iktisatlı şekilde kullanılmasıdır. 

Siyasetin kötü tarafı ise şudur: İtidal yerine, fanatizmin körüklenmesi; prensipler yerine, şahsî hesap ve ihtiraslara öncelik verilmesi; tarafgirlikle, şeytan ile meleğe yer değiştirme vartası; iktidar kuvvetinin siyasî muhaliflere karşı hukuksuzca, adâletsizce kullanılmasıdır.

İşte, bu ikinci kısma giren siyasetin şeytanla ve şeytanî desiselerle doğrudan bir ilişkisi var. Çağımızda bunun ilk tesbitini yapan da, hemen herkesin bildiği gibi Bediüzzaman Said Nursî’dir. 

Nitekim, onun milyonlarca insanın hafızasına yerleşen şu sözü pek meşhûrdur: “Eûzübillahimineşşeytanivessiyaseti.” (Yani: Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım.)

Şüphesiz, onun bu şekildeki tutum ve davranışı “siyaset”in tamamına karşı değildir. Belki, menfi, bağnaz ve tarafgir olanına karşıdır. İşte, bu hususla ilgili kendi ifadeleri:

“Eski Said siyasetle, içtimaiyat-ı İslâmiye ile ziyâde alâkadardır. Fakat, sakın zannetmeyiniz ki, o, dîni siyasete âlet veya vesîle yapmak mesleğinde gitmiş. Hâşâ, belki o, bütün kuvvetiyle siyaseti dîne alet ediyormuş. Ve derdi ki: ‘Dînin bir hakîkatini bin siyasete tercih ederim.’

“Fakat, sonra gördü ki; o gizli münafık zındıkların Garplılaşmak bahanesiyle siyaseti dinsizliğe âlet yapmalarına mukabil, bir kısım dindar ehl-i siyaset dîni siyaset-i İslâmiyeye âlet etmeye çalışmışlardı.

“İslâmiyet güneşi, yerdeki ışıklara âlet ve tabî olamaz; ve âlet yapmak, İslâmiyetin kıymetini tenzîl etmektir, büyük bir cinayettir.

“Hatta, Eski Said o çeşit siyaset tarafgirliğinden gördü ki; bir sâlih âlim, kendi fikr-i siyasîsine muvafık bir münafığı hararetle senâ etti ve siyasetine muhalif bir salih hocayı tenkid ve tefsık (fasık) etti. Eski Said ona dedi: ‘Bir şeytan senin fikrine yardım etse, rahmet okutacaksın; senin fikr-i siyasiyene muhalif bir melek olsa, lânet edeceksin.’ 

“Bunun için, Eski Said: ‘Eûzübillahimineşşeytanivessiyaseti’ dedi. Ve otuz beş seneden beri siyaseti terk etti.” (Bkz: Hutbe-i Şâmiye ve Tarihçe-i Hayat, Birinci Kısım)

* * *

İşte, bu böylesine şeytanlaşan bir siyasetin bulanık girdabına kapılanlar, muhalif siyasî görüşlere karşı çok sert ve haşin davranırlar. Din ile partiyi âdeta aynileştirirler. Öyle ki, seçim ve referandumları da “Müslüman sayımı” gibi görüp göstermeye yeltenirler.

Farklı fikirlere karşı tahammülsüzdürler. Salgırgan bir mizaca bürünürler. Zamanla tanınmaz hale gelirler. Tartışmaları gibi hücumları, taarruzları da pek şiddetli olur.

Böylelerine lâf anlatamazsınız. Çünkü lâftan anlamaz, yahut anlamak istemezler. Siz lâf anlatmaya çalıştıkça, muhatabınızın harareti yükselir, her dakika biraz daha agresif olmaya başlar. Devam ederseniz, kırmaktan ve kırılmaktan başka yol-yordam kalmaz.

Bu sebeple, böyleleriyle ateşli tartışmalara girmemeli. Yatıştırmaya bakmalı. Hele ki, muhatabınızda bir parça hocalık, âlimlik varsa, münazarayı tırmandırmaktan imtina etmeli. Aksi halde, ilmî enaniyeti de kabarır ve “tekfir” derecesinde hiddetini, huşûnetini arttırır.

Bütün bu menfiliklere meydan vermemek için, münakaşayı şiddetlendirmek yerine, ya lâtifeli nüktelere yönelmeli, ya da konuyu değiştirerek o nifak, şikak ve tarafgirlik ateşini söndürmeye çalışmalı. En zararsız metot bu olduğu gibi, zararı asgariye indirgemenin yolu da bu usûlden geçer.

***

@salihoglulatif:

-Dini ticarete âlet eden, tokat yer, rezil olur;

-Dini şahsiyete âlet eden, tokat yer, rüsvâ olur;

-Dini siyasete âlet eden, rezil û rüsvâ olur;

Üzerine kahır ve gazâb-ı İlâhîyi celb eder.

***

Dini siyasete âlet eden zihniyet, sıkıştığında, her türlü mukaddesatı joker olarak, malzeme olarak kullanır. Hatta, bunları rüşvet olarak da verir-satar. Sonunda, kendini din ile aynileştirir ve fanatik taraftara şu fâsid fikri empoze eder: BEN yıkılırsam, DİN yıkılır!

Okunma Sayısı: 5846
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı