"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Seyyidlik perdelendi; Mehdi, zaten perdeli - 2

M. Latif SALİHOĞLU
25 Mart 2017, Cumartesi
Mevzuya dair bir iktibasla devam edelim: “Bu dünya tecrübe ve imtihan meydanıdır. Akla kapı açılır, fakat ihtiyârı elinden alınmaz. Öyle ise, o eşhas-ı âhirzaman, hattâ o müthiş Deccâl dahi, çıktığı zaman çokları, hattâ kendisi de bidâyeten Deccâl olduğunu bilmez. Belki nur-u imânın dikkatiyle, o eşhâs-ı âhirzaman tanınabilir.” (24. Söz, 3. Dal)

İki türlü Âl-i Beyt var

Bu hususta, bize yol gösterecek Bediüzzaman Hazretleri’nin şöyle bir beyanı var: "...Kat'iyen bil ki, Resûl-i Ekrem Aleyhisselâtü Vesselâmın iki Âl'i var. Biri, nesebî Âl'dir; biri de şahs-ı mânevisi ve nuranîsinin Risâlet noktasındaki Âl'i var." (Dokuzuncu Lem'â.)

Buna benzer izahlara, daha başka eserlerde de rastlamak mümkün.

Netice itibariyle şunu söylemek mümkün: Hz. Peygamber'e (asm) neslen ve neseben bağlananlar "birinci Âl"den; O’nun (asm) Sünnet-i Seniyyesine uyanlar ise "ikinci Âl"den sayılırlar.

Bu ikinci kategoriye girenler, ayrıca "mânen seyyid" şeklinde vasıflandırılabilirler.

Üstad Bediüzzaman hem mânen, hem de neslen seyyid ve Âl-i Beyt-i Nebevi'den olduğuna işaret eden delilleri ise, bir değil, birçoktur. Ancak, şu var ki, bu deliller Risâle-i Nur'da—bir hikmete binâen—büyük ölçüde perdelenmiştir.

Bu perdeler kısmen olsun aralanmaya çalışıldığında ise, onun hakikaten hem mânen, hem de neseben Âl-i Beyt'ten olduğuna dair fikir ve kanaatler kuvvet kazanmaktadır.

Seyyidler her yerde

Pek mühim bir hikmete binaen kendi Seyyidliğini gizlemeye, perdelemeye çalışan Bediüzzaman Hazretleri, dünyanın hemen her tarafına yayılmış olan Seyyidleri "nuranî ve mübarek bir nesil" tâbirleriyle târif ediyor.

Bu tarife göre, seyyidler her milletin, her kavmin içinde bulunabilir demektir.

İşte, muhtelif risâlelerde bu hususlarla ilgili Üstad Bediüzzaman'ın bazı ifadeleri:

"Bugün tarih-i âlemde hiçbir nesil, şecere ile ve senetlerle ve anane ile birbirine muttasıl ve en yüksek şeref ve âli hasep ve asil neseple mümtaz hiçbir nesil yoktur ki, Âl-i Beytten gelen seyyidler nesli kadar kuvvetli ve ehemmiyetli bulunsun. ...Böyle bir cemaat-i azîme içindeki mukaddes kuvveti tehyiç edecek ve uyandıracak hâdisât-ı azîme vücuda geliyor." (29. Mektup, Beşinci İşaret.)

"Âl-i Beyt (seyyidler), âlem-i İslâmiyetin bir silsile-i nuraniyesidir." (19. Mektup, 4. Esas.)

"Dünyada mütesanit hiçbir hanedan ve mütevafık hiçbir kabile ve münevver hiçbir cemiyet ve cemaat yoktur ki, Âl-i Beyt'in hanedanına ve kabilesine ve cemiyetine ve cemaatine yetişebilsin." (5. Şuâ, 9. Mesele.)

"Âl-i Beytten gelen seyyidler nesli, şimdi de kemiyeten milyonları geçen bir nesl-i mübarektir." (29. Mektup, 5. İşaret.)

* * *

Yazımızın bir önceki bölümünde de ifade ettiğimiz gibi, esasen Bediüzzaman Said Nursî'nin kendisi de böyle bir "nesl-i mübarek"e mensup olduğu kanaatindeyiz.

Mevzuyla alâkalı olarak, Risâle-i Nur'daki muhtelif parçalar birleştirildiğinde, hakikat-i hâlin bu merkezde olduğunu görmek mümkün.

Evet, zahirî tarih nazarında Kürt unsurundan olan Üstad Bediüzzaman, hakikat nazarında ise hem Seyyid, hem de Şeriftir. Yani, anne tarafından Hasenî, baba tarafından Hüseynîdir.

Çoğu zaman gizlemeye çalıştığı bu mensubiyet yönünü—lüzûmuna binaen—bazı şahıslara söylemek ve onlara meseleyi izah etmekten de imtina etmemiştir.

Meselâ, bu zatlardan ikisi şunlardır: Biri, Emirdağlı Osman Çalışkan, diğeri ise Seyyid Salih Özcan’dır.

Bu iki önemli şahsın, gerek sözlü ve gerekse yazılı hatıralarından açıkça öğrenmekteyiz ki, Üstad Bediüzzaman onlara neseben de hem seyyid, de şerif olduğunu beyan etmiştir. (Bkz: Son Şahitler, ilgili şahıslar bölümü.)

(Devamı var)

@salihoglulatif: Bediüzzaman Said Nursî, bir hedefe doğru taş atıyor. Âhirzamanın en şerir şahsiyeti olan Süfyanî Deccal de, o tarafa doğru başını uzatıyor; kafası kırılıyor. Sonra, mahkemelerde kendisine hesap soruyorlar: “Niçin bizim adama taş atıyorsun?” diye...

Okunma Sayısı: 4271
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı