"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tarih kokan şehir: İznik, Akhisar...

M. Latif SALİHOĞLU
26 Mart 2015, Perşembe
Yurdumuzun hemen her yöresinde Üstad Bediüzzaman Hazretleri için anma programları düzenleniyor.

Vefat yıl dönümü vesilesiyle, daha çok Mart ayında yoğunlaşan bu tür programlar, ilk başlarda sadece 23 Mart günüyle sınırlı kalıyordu.

Son yıllarda ise, anma programları için öyle bir talep patlaması meydana geldi ki, tamamını bir haftaya, hatta bir aya sığdırmak dahi imkânsız hale geldi.

Bu sebeple, Nisan ve Mayıs aylarında da, yani bahar mevsimi boyunca söz konusu programlar aralıksız şekilde devam edip gidiyor.

Ölüm, Nevrûz gibidir

Ölüm, ebedî dirilişin başlangıcı olduğu gibi, bahar dahi senevî diriliş mevsimidir. 

Nevrûz-i Nevbahar ise, Haşr-i Ekberi gösteren o bahar mevsimini sembolize eden diriliş gününü temsil ediyor.

Nitekim, Bediüzzaman Hazretleri de kendi ölümünü Nevrûz Bayramına benzeterek şu ifadeyi kullanıyor: “Ve’l-mevtu yevmî Nevrûzinâ/Ölüm, bizim için Nevrûz günü gibidir.”

Üstad, ayrıca “Benim mematım, hayatımdan ziyade dine hizmet edecek” diyerek, vefatından sonra ve bu vesile ile yapılacak makbul hizmet ve faaliyetlere kinâyeli de olsa işaret eder gibi konuşmuş.

Şevk ve heyecan tazeliyoruz

İşte, söz konusu hizmet ve faaliyetler cümlesinden olarak, diğer arkadaşlarımız gibi âcizâne biz de yapılan dâvetlere icâbeten muhtelif merkezlere gidip o programlara iştirak ediyoruz.

Biz güyâ konuşmacı olarak gidiyoruz; başkasının istifadesine çalışıyoruz. Lâkin, itiraf etmeliyiz ki, bu tür ziyaret ve seyahatlerden en çok istifade eden yine biz oluyoruz. Sebebine gelince...

Merkezde otururken, masa başında çalışırken göremediğimiz birçok güzelliği, hizmet mahallerine gittiğimizde ancak hakkıyla görüp derk edebiliyoruz.

Kezâ, yürüyen hizmetlerin arka plânına vâkıf oluyor, bu hizmetleri omuzlayan isimsiz kahramanları biraz daha yakından tanıma bahtiyarlığını yaşıyoruz.

İşte, yakın zamanda ve bir hafta arayla gitmiş olduğumuz İznik (Bursa) ile Akhisar (Manisa) ilçelerinde de aynı ihlâs ve gayret yüklü o parlak tablolara yakînen şahit olduk. Ve, cidden iftihar ettik.

Uzaktan bakınca, buralarda pek birşey yok gibi görünüyor; dolayısıyla, ses getirecek bir faaliyet de olmaz zannediliyor.

Ama, bilmüşahade gördük ki, harikulâde hizmetler yapılıyor. Sayıca az ve zayıf da olsalar, mânen ve hakikaten pek büyük bir kuvvet teşkil edilmiş durumda. Halkın nazarında kazanmış oldukları itibar, tek başına bir iftihar vesilesi olmaya sezâdır.

Bununla beraber, bu beldelerde hazırlıkları yapılan yeni ve müjdeli hizmet haberlerini aldığımızı da bilvesile sizlere aktarmış olalım.

İki bin yıllık tarihin izleri

Gerek İznik ve gerekse Akhisar’ın tarihi çok eskilere dayanır.

Yaşanan bütün sosyal ve fizikî sarsıntılara rağmen, mâzisi tâ millattan öncesine kadar gidip dayanan bir çok tarihî kalıntıya rastlamak mümkün.

Bunları yakından görmek için, dünyanın en uzak ülkelerinden kalkıp gelen çok sayıda turist ve araştırmacı var.

Bazı tarihî mekânlarda, Musevilik, İsevilik ve İslâmiyetin izlerini taşıyan eserler yer alıyor.

Yapılan kazı çalışmalarında ise, yer altında gizlenmiş, üstü toprakla örtünmüş muazzam evlerin, sarayların, çarşıların kalıntılarına rastlanıyor. 

Bir diğer tâbirle, yer altından adeta tarih fışkırıyor.

Yapılan araştırmalardan anlaşılıyor ki, bu yer altı şehirleri ve eserlerinin üzeri bütünüyle kasten kapatılmış falan değil. Buralar deprem kuşağında yer aldığı için, zamanla vukua gelen büyük sarsıntılar sebebiyle, eski çağlara ait yapıların önemli bir kısmı adeta toprağa gark olmuş durumda.

Dahası, temel kazısı derinleşen inşaat sahalarında deniz kumlarına rastlanılıyor ki, bu da vaktiyle buraların yer yer deniz suyu ile kaplı olduğunu haber veriyor.

Tebrik ve takdir ile...

Nihayet, kadim tarihin izlerini taşıyan bu ve benzeri şehirlerimizde gördüğümüz yeni parlak hizmetler ve nuranî faaliyetler, bizlerin şevk ve ümidini bir kat daha ziyadeleştirmiş oldu.

Bu vesile ile, o meccânî faaliyetlerde bulunan ve gönüllü hizmetlerde koşturan dâvâ arkadaşlarımızı bir kez daha tebrik ediyor, onlara selâm ve duâlarımızı iletiyoruz.

***

@salihoglulatif: 

Gökçek-Arınç kavgası yama tutar mı?

Erdoğan müdahil olursa belki tutabilir; 

Müdahale etmezse eğer, çatlak büyür, kriz derinleşir, ortalık bit pazarına döner.

* * *

UCUZA ADAM HARCAMA

Bir dönem MÜRTECİ yaftası geçerliydi; çok can yaktı.

Bir ara ERGENEKONCU damgası revaçtaydı; yaş-kuru birlikte yandı.

Şimdi PARALELCİ damgası moda...

Vur damgayı, harca adamı.

Okunma Sayısı: 2058
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Recep

    26.3.2015 20:38:01

    Benimle beraber gelen kardeşlerimiz çok istifade ettiklerini söylediler.Allah razı olsun.

  • Garib Doğu

    26.3.2015 08:42:02

    Ülkemizde İnsanları damgalamak ne kadar kolay.Evet vur damgayı,harca adamı...Burada hak ve hukuk devreden çıkıyor.Hak ve hukukun devreden çıktığı an istibdat devreye girer.Hak ve hukukun zıddı istibdattır.Kâinatın eşrefi olan insanı, indi görüş, zan ve şüphelerle damgalayıp,karalamak,doğru dürüst araştırmadan mahkum etmek hak ve hukukla bağdaşmaz.Kitleler arasında kin ve adavete sebep olur.Emniyet ve asayişi bozmar.Tarihe baktığımız zaman nice hukuklar çiğnenmiş,nice insanların canı yakılmıştır.Hukuki hatalar toplumda çok derin izler bırakıyor.Onun için idare mevkiinde bulunanlar son derece dikkat etmeleri gerekiyor.Yalnız bu,suçlu takip edilmesin,affedilsin, hak ettiği cezayı çekmesin anlamına asla gelmez.Bilakis adalet kamil manada tecelli etsin.Adalet kılı kırk yararcasına tahakkuk etsin ki başkalarına da ders olsun ve o suçu bir daha kimse kolay olay işlemesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı