"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tarihini öğrenme iştiyakı

M. Latif SALİHOĞLU
09 Aralık 2014, Salı
Son sekiz-on günlük süre içinde baş döndürücü bir seyahat-ziyaret trafiği yaşadık.

Günlük yazıları da aksatmamaya gayret ederek, sırasıyla İzmit merkez, Başiskele, Bekirpaşa, Bahçecik, İst. Vefa’daki Yeni Asya Vakfı (Buraya kadar Sabahaddin Aksakal Ağabey ile beraber), ardından Yalova ve Çorlu’ya yaptığımız programlı seyahatler, tatlı bir yorgunluğa mukabil, fevkalâde sevindirici ve çok da memnuniyet verici gelişmelere sebebiyet verdi.

En büyük sevincimiz, ders, sohbet, seminer ve konferans tarzındaki programlara olan yakın alâka ve o ortamlarda görüp yaşadığımız sıcak, samimi kaynaşma, muhabbetli kucaklaşma halleriydi.
Sevinç ve memnuniyetimizi ziyadeleştiren bir diğer husus, piyasaya yeni çıkan ve bir ay zarfında ilk baskısı tükenen “Âhirzaman Tarihi” isimli kitabımızın gördüğü ilgi oldu.
Bu eseri okumaya başlayanlarda bizi mesrûr eden aşağıdaki mânâ silsilesine uygun düşen bazı yansımalar gördük, geri dönüşümlere şahit olduk. Şöyle ki:

* * *
İnsanlarımız, bilhassa okuyucu kitlemiz, tarihinden ve değerlerinden kesinlik kopmuş değil. Tam aksine, sımsıkı sarılmış durumda.

* * *
Tarih konusu, kimi insanlar için tâ ilköğretim döneminden itibaren istenmeyen ders ve konuların başında gelir. Ama, bizim yakînen görüp şahit olduğumuz manzara ise, bunun tam tersini gösteriyor. Öyle büyük bir alâka, dikkat ve iştiyaklı hallere şahit olduk ki, sevincimizle beraber ümidimizi de kat kat ziyadeleştirdi.

* * *
* Son yıllarda, bilhassa bilgisayar ve internet teknolojisi hayatın hemen her alanına girdikten sonra, insanlarımızın kitap okumaya olan meyil ve arzularında büyük bir zayıflama hasıl oldu. Bu sebeple, kitap satışlarında da çok büyük düşüşler yaşandı.
Ancak, buna rağmen, bir ihtiyaca cevap veren, bir boşluğu doldurmaya çalışan kitaplara olan merak ve talepleri gördük ki, bizi bizden alıp ümitler, güzellikler âlemine götürdü.

Görüp yaşadıklarımız, bize ayrıca şunları öğretti ki:

* Her şeyde olduğu gibi, kitap neşriyatında da arz-talep dengesine çok dikkat edilmeli. Yani, okuyucu tarafından talep edilen ne ise, onun en iyi ve en verimli şekilde karşılanmasına gayret edilmeli.

* Yapılacak olan kitabî çalışmalarda, bir ihtiyacı karşılama, bir boşluğu doldurma, zihinlerde birikmiş sorulara cevap teşkil etme, yeni yeni bilgiler edinme gibi hususlara âzami derecede dikkat edilmeli. Bu gibi hususlarda tatminkâr bilgileri ihtiva etmeyen kitapların, bilhassa günümüz dünyasında okunma ve kitlelere yayılma şansı yoktur. İnsanlar, baştan sona ansiklopedik bilgilerle doldurulmuş kitaplara niçin para versin ki? Bu tür bilgiler, artık  ücretsiz şekilde internetten de elde edilebiliyor. O halde, her kitabın kendi has bir orijinalitesi de olmalı ki, okuyucu kitlesinde yaşama ve yayılma şansına sahip olsun.

* Her insanın bazı konulara ciddi şekilde merakı, ilgisi, iştiyakı olmalı ki, onda inkişaf etsin. 
Tarih ise, cemiyet halinde yaşayan ve esasen sosyal bir varlık olan insanların tamamını ilgilendiren bir ilimdir. Tarih, insanlığın hem vicdanı, hem hafızası, hem de kök bağlantısıdır.
Köksüz bir ağaç düşünülemeyeceği gibi, tarihsiz bir toplum da düşünülemez. Kök bağlantısı ne derece sağlamsa, o ağacın dalları, yaprakları, meyveleri de o nisbette sağlam ve sağlıklı olur.
Velhasıl, mazi hakkında ne kadar emin ve güvenilir bilgi sahibi isen, ati hakkında da o derece ümitli olup güvenle bakabilirsin.

Bizler de, bugün dünden daha bir emin olup istikbâle daha bir ümitle müteveccih olmuş durumdayız.
Sizlerde görüp yakînen şahit olduğumuz talep, alâka ve iştiyakı tebrik ve duâ ile karşılıyoruz.

RUZNÂME 9 Aralık 1923

Hilâfet haberine "Hıyânet” cezâsı

Hilâfetin kaldırıldığına dair kànun, 3 Mart 1924’te kabul edildi. 
Ne var ki, bu yöndeki niyet ve teşebbüslerin tâ aylar öncesinden başladığı anlaşılıyor. Muhtemelen, Lozan’daki gizli görüşmelerden itibaren...
9 Aralık 1923’te ise, Hilâfet karşıtlığının artık iyice su yüzeyine çıktığına dair şöyle acip bir hadise yaşandı: 
Hilâfetle ilgili bir haberi yayınlayan İstanbul’daki gazetelere yönelik operasyon yapıldı. Bazı gazeteciler tutuklanarak göz altına alındı.
Ankara’da adım adım hakimiyet kurmaya başlayan yeni zihniyetin zaptiyelerini harekete geçen söz konusu haber şuydu:
Hindistan’daki Müslüman liderlerden Ağa Han ve Emir Ali isimli zâtlar, devrin Başbakanı İsmet Paşaya hitaben bir mektup yazmışlar ve "Hilâfet devam ettirilsin" şeklinde bir temennide bulunmuşlar.
İşte, o zâtların bu konudaki mektuplarını neşreden İstanbul gazetecileri, 9 Aralık 1923'te tutuklanarak mahkemeye sevk edildi.
Dahası, sırf bu maksatla, İstanbul'da ayrı bir İstiklâl Mahkemesi teşkil edildi. Haftalar, hatta aylar süren duruşmalar neticesinde, bazı gazeteciler serbest bırakılırken, bir kısmı da çeşitli cezalara çarptırıldı.
Meselâ: İstiklâl Mahkemesinin "Beş yıl kürek mahkûmiyeti" ile cezalandırdığı kişilerden biri, aynı konuda Tanin gazetesinde yazısı çıkan İstanbul Barosu Başkanı Av. Lütfi Beydir.
Bu gelişmeler açıkça gösteriyor ki, Hilâfetin kapatılacağına dair niyet ve hazırlık çalışmalarına, ilgili kànunun kabulünden tâ aylar önce başlanmış.

***

@salihoglulatif 'ten

Kitaplara ve okumaya olan ilgi ve iştiyakın büyük oranda zayıfladığı hususu, sıklıkla ifade edilir oldu.
Bunun gerçeklik payı vardır. Ancak, okuma alışkanlığını yeniden canlandırmanın mutlaka bir yolu, bir usûlü olduğuna inanıyoruz, yine de.

Okunma Sayısı: 2203
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hasan muharremokur

    9.12.2014 00:47:42

    Evet kitap okuma alışkanlığı kazandırılabilir. Çağ ekip çağı.Üstadımızın dediği gibi. Demiri getirip ocağa sokmak,,,, Cenabı gayretinizi arttırsın.İhlas ve istikametten ayırmasın.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı