"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Umumî derste günlük siyaset

M. Latif SALİHOĞLU
12 Şubat 2015, Perşembe
Meslekî branşımız tarih. Özellikle son iki yüz yılın siyasî tarihini neredeyse adım adım, gün gün araştırarak öğrenmeye çalıştık; çalışmaya devam ediyoruz.

Dolayısıyla, hem yakın tarihteki siyasi gelişmeleri, hem de günümüz siyasetini en rahat konuşabilecek kimseler arasında yer alıyoruz.

Allah gurur-kibir vermesin, bu konular üzerinde saatlerce seminer, konferans verebiliriz.

Buna rağmen, yine de umuma şâmil okunan Risâle-i Nur derslerinde bilhassa günümüz siyasetine girmemeye, sorulan suâllere cevap vermemeye âzami derecede dikkat ediyoruz.

Siyasî konulara meraklı olanlarla konuşmaktan, sohbet etmekten kaçınmıyoruz; onları da kırmıyor ve fakat bu mânâdaki bir sohbeti veya müzakereyi “dersten sonra”ya tehir ediyoruz. 

Yani, onlarla derste ve umumun önünde değil, belki hususî olarak ilgilenmeyi tercih ediyoruz.

Çünkü, Risâle-i Nur’un okunduğu tahkiki imân dersine gelen kimseler, günlük siyasî konuları, yahut polemikleri, tartışmaları dinlemek için gelmiyor. 

Dolayısıyla, onları istemedikleri herhangi bir durumla karşı karşıya bırakmamalı. Esasen, buna hakkımız olmasa gerek.

Kezâ, imân dersinde, muvafık-muhalif hiç fark etmiyor. Her siyasî görüşten insan, rahatlıkla ve hiç çekinmeden iman dersine geliyor, gelmeli, gelebilmeli..

Siyasî görüşü veya tercihi ne olursa olsun, iman cihetiyle o dersten nasibini almaya geliyor. Bu onun en temel hakkıdır. Onu bu mânevî feyizden mahrûm bırakmamalı.

Dahası, siyasî görüş farklılığından dolayı, imanî derslerden kimseyi uzak tutmamalı, gelenlerin kaçıp gitmelerine de sebebiyet vermemeli. Bunda büyük vebâl var.

Günlük siyasî mevzular da elbette ki konuşulabilir ve konuşulmalı. Fakat, bunun zamanı ve zemini farklı olmalı. İmanî bahislerin okunduğu ve tarafgirliğin şiddetle red ve bertaraf edildiği Nur dersleri, bu tür konuların zemini değildir ve olamaz.

Allah muhafaza, günlük siyasî tartışmalara kapı aralanması halinde, buna en çok yüklenen ve kârlı çıkacak olan hakiki Nur şâkirdleri değil, kuvvetli ihtimalle dini siyasete âlet etme hevesinde ve mizacında olan “sâdık ahmak” kimseler olacaktır.

Zira, onlar siyasete zaten din-iman nazarıyla ve ibadet kıymetiyle bakıp tartıyorlar. Terazileri bozuk.

İşte, burada nazara vermeye çalıştığımız tehlikeleri bertaraf etmek adına, Üstad Bediüzzaman, 1950’li yıllarda “İslâm Demokrat Partisi” müdafilerinden olan Sebilürreşad ve Büyük Doğu grubundaki dostlarını kast ederek şunları ifade buyuruyor:

"Eşref Edib, kırk seneden beri iman hizmetinde benim arkadaşım. (...) 

"Fakat Nur Risâlelerinin ve Nurcuların siyasetle alâkaları yok.

“Risâle-i Nur, rızâ-yı İlâhîden başka hiçbir şeye âlet edilmediğinden, mümkün olduğu kadar Risâle-i Nur’un mensupları, içtimaî ve siyasî cereyanlara karışmak istemiyorlar.

“Yalnız Sebilürreşad, (Büyük) Doğu gibi mücahidler iman hakikatlerini ehl-i dalâletin tecavüzatından muhafazaya çalıştıkları için, ruh u canımızla onları takdir ve tahsin edip onlarla dostuz ve kardeşiz-fakat siyaset noktasında değil.

“Çünkü, iman dersi için gelenlere tarafgirlik nazarıyla bakılmaz. Dost-düşman, derste fark etmez. Halbuki siyaset tarafgirliği, bu mânâyı zedeler, ihlâs kırılır.”

(Emirdağ Lâhikası, s. 281)

İfadeler, gayet açık ve vâzıh bir sûrette kaleme alınmış.

Burada şunu da hatırlatalım ki: Düşünce ve kanaatimize göre, Bediüzzaman Hazretleri iman sahasında olduğu gibi siyaset sahasında da vazifeli bir şahsiyettir.

Dolayısıyla, mesafe değişmekle beraber, zaman zaman siyasetle de alâkadar olmuştur.

Fakat, onun bu alâkadarlığı siyaset hatırına ve siyasî menfaat temini için değil; belki, aslolan iman hizmeti zarar görmesin diye, siyaset âlemi için de müstakim düstûrlar va’zetmiş, temel bazı ölçü ve prensipleri insanlara ders vermiştir.

Şüphesiz, kendi tercihi de olmuştur; lâkin, doğru ve yanlış siyaset farkını ilgili her kesime tarif etmekten de kaçınmamıştır.

Evet, her kesimden insana hitap edebilmek ve müsbet iman dersini verebilmek için de, tarafgirlikten şiddetle kaçınmak gerekiyor.

* * *

Anadolu’daki muhtelif merkezlere birlikte seyahat ettiğimiz Sabahaddin Aksakal Ağabey, 1962’den itibaren uzun müddet Zübeyir Ağabeyin de bulunduğu Süleymaniye’deki dershanede kalmış.

Oradaki tatbikattan söz etti. Özetle, yakasında bir siyasî partinin rozetiyle propaganda için gelenlerin ders ortamına alınmaması hususunda Zübeyir Ağabeyin fevkalâde mühim tavsiyelerde bulunduğunu ve hatta kapıdaki duruş şekline varıncaya kadar bütün incelikleri uygulamalı olarak izah ettiğini bizlere aktardı.

Bu da gösteriyor ki, iman hakikatlerinin okunduğu ders ortamını tarafgir siyasetin ufunetli gazlarıyla zehirlemeye kimsenin hakkı yoktur. 

* * *

@salihoglulatif: Şüphesiz, siyasî konuları da konuşup müzakere etmeli, edebilmeli. Fakat, bunun zamanı-zemini, umuma şâmil iman derslerinin yapıldığı ortamlar değildir. Her fikirden insan, çekinmeden müsbet iman dersine gelip katılma ve rahatsız edilmeden dinleme hakkına, hürriyetine sahiptir.

Okunma Sayısı: 4842
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • süleyman Bayşu

    13.2.2015 09:30:04

    Dün yorumun ilk kısmı teknik olarak çıkmadı galiba. Simav'da 2013 yılında umumi ders ve ziyaret esnasında yaşanan siyasi gelişme akıllara ziyan . Üstadın ölçü ve tavsiyelerine rağmen nurcuların abisi Abdullah Yeğin abi alenen iktidarı muhafazaya ve desteğe çağrı yaptı. Video kayıtları mevcuttur elimde. Gizli çekim değil ulu orta kamera ile çektim. İtirazı olana masarifine katlanması şartı ile gönderebilirim. Yeni Asya ekolümü siyaset yapıyor yoksa, ona siz siyasetçisiniz diyenler mi? Bir daha sorgulanmasında ve mihenge vurulmasında fayda vardır diye düşünüyorum.

  • Hasan KOÇ

    12.2.2015 14:34:37

    latif ağbey bahsettiğiniz rozet meselesi husus zübeyir ağbeyin sadece milli nizam partisi rozetiyle gelenlerin için uyguladığı bir tedbir miş.

  • süleyman Bayşu

    12.2.2015 13:43:42

    Bediüzzaman, Abdullah Yeğin’i siyasi hareketlerin içinde bulunmaktan özellikle men etmiştir: “Üstad, ‘Sen siyasi şeylere katiyen karışma.’ dedi. Çünkü ben, kim ne derse bakarsın inanıveririm. O yanımı Üstad bildiği için böyle söylemişti.” Kaynak:http://www.hizmetvakfi.org/abdullah-yegin.html. Derslerde üstadın lahikalardaki siyasi ve içtimai meselelere bakışını da okuduğumuz için biz siyasetçi oluyoruz o kardeş ve ağabeylerimize göre. Heyhat...

  • Yusuf Beyaz

    12.2.2015 13:02:26

    Evet bizim cenahta umumi derslerde hiç siyasete temas edilmez!.... Gedikli vakıflar bir punduna getirir bir şekilde iktidara çakar..."Bunlar Siyasal İslam dünyayı cennete çevirse kabilesinden kaybediyor" anlamına gelen yorum yapmaları siyasetten sayılmaz!!!! Siyaseti başkaları yapıyor bizim mahallede olmaz

  • A.SAID YILDIZ

    12.2.2015 12:05:14

    ALLAH RAZI OLSUN...INCE VE HASSAS BIR NOKTAYI BEYAN ETMISSINIZ VE NE ACIDIR KI SIYASI CEKISMELERIN OLDUGU BIR ATMOSFERDE BU OLCU"BAZILARINCA" PEK MUHAFAZA EDILEMIYOR.. EVET LATIF BEY COK GUZEL BIR KONUYA TEMAS ETMISSINIZ... TURKIYENIN BU ATMOSFERINDE NURUN HADIMLERI TARAFINDAN COK CIDDIYETLE GOZ ONUNDE BULUNDURULMASI GEREKEN BIR DURUMDUR YOKSA RISALI NUR'UN TEMEL IMAN HAKIKATLARINA PERDE OLACAGINDAN VEBALI COK AGIR OLUR ALTINDAN KALKILMAZ...MALESEF NEGATIF ORNEKLERI MEVCUT...HER ZAMAN KITABI OLMAK GEREK..ZUBEYIR ABININ DEDIGI GIBI "SADIRDAN DEGIL SATIRDAN" OKUNURSA HER MESELESI RAHATLIKLA IHTIYACA GORE OKUNUR VE OKUNMALIDIR SADECE USTADIN TABIRI ILE ATA ET ASLANA OT ATMAMAK GEREKIYOR...NUR TALABELERINE VE BUTUN EHLI IMANA HER ZAMAN VE ZEMINDE LAZIM OLACAK ANA PRENSIPLER -MESLEK VE MESREPTEN TAVIZ VERMEDEN- UHUVVETTIR,MUHABETTIR,ITTIFAK VE TESANUDDUR.... GECICI VE FANI RUZGARLARA KAPILMAMAK VE PRENSIPLERLE AYAKTA DURMAK GEREKIYOR...

  • Yahya Yıldız

    12.2.2015 11:13:26

    Latif hoca, ne güzel ve çok önemli bir konuyu işlemişsin. Allah razı olsun. Doğrusu bu... Selam ve dua ile...

  • Hasan KOÇ

    12.2.2015 10:39:25

    Otuz beş senedir ki siyaseti bırakmıştım ve Nurculara da "Bırakınız!" diyordum Sebebi, siyaset ihlası kırar. Fakat şimdi hissettim ki, bazı münafıklar dindarları perde yapıp dini siyasete alet; sonra da siyaseti dinsizliğe alet etmeye çalıştıklarından safdil dindarların hatırı için bir-iki defa siyasete baktım, gördüm ki...Beyanat ve Tenvirler Üstat hazretleri safdil dindarların hatırı için siyasete baktım diyor. çok önemli bur husus. Dindarları siyasette kullanıp, onları perde yapıp, kendi dinsizlik siyasetini tatbik ederler diyor üstat. Bunu umuma anlatmak, uyandırmak lazım.Buna karşı bütün safdil dindarları uyarmak lazım, üstadımız gibi. Umumi derslerde ölçüsüz, nizamsız insanların siyasi mevzulardan bahsetmesi dediğiniz gibi yanlıştır.

  • Latif Salihoğlu

    12.2.2015 10:37:43

    TAVZİH: Hasan kardeşimizin nazara verdiği noktalar doğrudur ve önemlidir. Ama, bizim kast ettiğimiz sakınca, Üstad'a ait ifade ve mektupların okunmasıyla alakalı değil; kastımız, yazının başlığında da nazara verdiğimiz gibi "günlük", yani günümüz siyasetiyle ve ders okuyanın kendi ifadeleriyle, açıklamalarıyla ilgilidir... Ayrıca, doğrudan siyasetle ilgili konularda pekâlâ seminer de düzenlenebilir, konferans da verilebilir. Cevazı olmayan şey, umuma okunan Risâle-i Nur dersinde, kişinin şahıs ve parti ismi zikrederek günlük siyasî konulara girmesidir.

  • Hasan KOÇ

    12.2.2015 10:02:16

    Yalınız burada dikkate alınması gereken bir husus, üstadın bir çok yerde özellikle emirdağ lahikasında tekrar ettiği demokrat ve demokrat parti gibi ifadelerin de umumu derste okumaktan çekinilmesi de ayrıca bir tehlikedir. "Aman siyasete gireme oralardan okuma" gibi yanlışlıklarda aslında risale-i nuru siyasetçilik yapan bir eser gibi göstermek ve itham etmektir. Risale-i nurun içtima-i ve siyasi dersleri "su-i tesir yaptırmadan, günlük siyasi boğuşmalardan yanlış örneklendirmeler yapmadan, risale-i nurun gösterdiği ölçüler doğrultusunda" okunduğunda kimseye olumsuz etkisi olmaz. Üstat parti isimleri zikrederek analizlerini yapıyor, açıkça risale-i nurun içtimai rotasını gösteriyor. Demokrat azalardan ve nur talebelerinden diyerek nur mektupların altında imzalar var. Bunlar tarafgirlik oluşturur gibi bir şey olsa üstat böyle ibareleri risale- i nura aldırmaz ve yazdırmazdı. Dediğiniz gibi iman hakikatlerine muhtaç insanların bulunduğu umumi derste imani dersler önceliktir

  • Garib Doğu

    12.2.2015 09:13:29

    Maalesef tarafgir siyasetin girmediği yer kalmamış gibi..Bu siyasi tarafgirlik kadar bu davaya zarar veren başka bir şey var mı? bilmem.Zehirli bir illettir,kafaya girdimi öldürür.Tarafgirlik hastalığı ile malul, bir kafa yapısında,hak,hukuk,adalet,ölçü,denge gibi ulvi değerler pek bulunmaz.Tarafgirin azığı inat olup,muharrik unsuru kör hissiyattır.Taraf olunan tarafın kusur ve hataları görülmüyor.Akıl ve kalb gözü kapanıyor.Basiret bağlanıyor.Meleği şeytan,şeytanı melek görecek kadar cerbeze tarafgire hükmediyor.Zaten Üstadımız bu dehşetli hali gördükten sonra,şeytandan ve siyasetten Allaha sığınmıştır.Bu tip tarafgirliklerin tonlarca misalini bugün siyasi hayatta ve medyada bulabilirsiniz.Müslümanlar arasındaki en büyük fitne işte bu canipten geliyor.Bu zehirli tarafgirliklerin Kudsi iman derslerine bulaştırmamak konusunda son derece dikkatli olmak durumundayız.Bu fevkâlade önemli konuya dikkatları çekip uyardığı için yazarımızdan Allah ebediyen razı olsun diyorum.

  • Sezai Mumcu

    12.2.2015 00:35:27

    Taşlanılan şeytanın ismi her gün dilimizden düşmez ama bu istiaze yani onun şerrinden Allah a sığınmak için. Ve Risalelerden biliyoruz ki şeytanın yaratılması mükemmel hikmetleri içeriyor. Siyasete de bu yönden bakalım!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı