"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üstad’ın hayat düstûru: Âzamî iktisada riâyet (3)

M. Latif SALİHOĞLU
24 Mart 2019, Pazar

Yemek pişirme tarifleri

İçine bereketin girdiğine tam kanaat getirdiğimiz küçücük kaplarda yemek yapmayı herkes beceremez. Bunun için de, yine Üstadın tarifi gerekiyor. Nitekim, yıllar önce (Ağustos, 1995) hatıralarını bizzat dinleyip kaydettiğimiz Hüseyin Bülbül Ağabey, Üstadla beraber Barla Dağları’nda bir obaya misafireten gidip kaldıkları o­n iki günlük bir seyahatten söz ederek bize şunları anlatmıştı: 

“Üstad Bediüzzaman, namaz gibi farzları ihmal eden yayladaki çobanlara zaman zaman gidip nasihatlerde bulunurdu.

“Bir defasında yine öyle bir obaya gittik. Başlarında yaşlıca bir çoban vardı. Çoban Üstadı görünce, elpençe divan hürmetle selâma durdu. Üstad ise, o­na şöyle dedi: ‘Bak çoban efendi. Bu civarda o­n iki gün kadar kalmak istiyoruz. Bize kendiliğinden yağ, peynir, et, süt falan vermeyeceksin. Şayet ihtiyacımız olursa, senden parasıyla alırız. Şimdilik bizim kendi malzememiz var.’

“Oysa, yanımızda sadece büyükçe bir tas bulgur ve yarım bardak kadar da tereyağı vardı. Ve, tam o­n iki gün boyunca bunlarla idare ettik. O bir tas bulguru nasıl o­n iki kısma ayırarak pişirmişim, hâlâ da hayret ediyorum.

“Zaten bulgur pişirmeyi de bilmezdim. Tarifini Üstad’ın kendisi söylerdi. Şöyle bir avuç kadar bulgur, şu kadar su diyerek tarifi söyler, ben de o küçücük tencerenin içinde ona göre pişirirdim. Ayrıca, tereyağını da kızartmadan, yani çiğ olarak pilava karıştırmamı söylerdi. Her defasında bir tatlı kaşığı kadar da tereyağı katarak pişirirdim... Yemeği önce Üstad yer, içine bereket girer, sonra da ben doyuncaya kadar yerdim, zor bitirirdim. Halbuki, evde iken tek başıma o bulgurun tamamı kadarını bir günde yiyebiliyordum.”

Evet, bunun gibi daha birçok yazılı ve sözlü hatıradan biliyoruz ki, Üstad Bediüzzaman, iktisat ve bereketle yaşardı. Cenâb-ı Hak, bu meselede ona yüzsuyu döktürmedi, elini insanlara açtırmadı, minnet altına sokmadı, kimseye muhtaç olacak bir duruma düşürmedi.

Şartlı yemek dâveti

Şimdi de, Üstad Bediüzzaman’ın yeme-içme âdetlerine şahit olan diğer bazı şahısların anlattıklarına kulak verelim. Burdur’lu Şeyh Mehmed’in oğlu Hilmi Balkır şunları anlatıyor: “Bediüzzaman, büyük bir zattı. Babamgil kendisini rehber kabul etmişlerdi. Bediüzzaman, çok az yemek yerdi. Bir gün kendisini evimize dâvet etmiştik. Bizimle önceden pazarlık yaptı. ‘İki dilim ekmek ve bir tek çeşitten az yemek’ diye, şart koşarak geldi ve yemekte ayrı oturdu.” (Son Şahitler-1/258)

Pullu balık yemeği

Barla’da Üstad’ın o meşhur çift sarıklı resmini çeken Mustafa Çavuş’un oğlu Enver Tevfik Bey anlatıyor: “Kullandığı bir su termosu vardı. Kırılmıştı. Üzüldü. Canı sıkıldı. ‘Fesübhânallah, bunda da vardır bir hikmet’ diyordu. Sirke ve soğanla yapılan pullu balığı (sazan) severdi. Zaman zaman bizim valide yapar, ben de götürürdüm. 14-15 yaşlarında iken (1927?), Üstadla arkadaş gibi, senli benli konuşurduk. Şimdi olsa, öyle konuşamazdım.” (Age: 420)

Çaya, çorbaya limon

Üstad Bediüzzaman’ın limonu çok sevdiğini ve bilhassa içtiği çaylara limon suyu kattığını pekçok kimse biliyor.

Öyle ki, limon bulunmadığı zamanlarda, yanında taşıdığı limon tuzundan içtiği çaylara minik birer parça atarak, bu âdetini devam ettirirmiş.

Şimdi, bu limon alışkanlığı ile ilgili bazı hatıraları özet halinde sunmaya çalışalım.

Zübeyir’in hatıra notlarından:

“Üstad, seher namazını edâ ettikten sonra, bir bardak limonlu çay içerdi.

“Hz. Üstadımız, her ne zaman olursa olsun, çaya ve limon konulacak yemeklere limon damlatırdı.”

Bayram Yüksel’in hatıra notlarından:

“Üstad çayı fazla içmezdi. Harareti olduğu zamanlarda, o da limonlu olarak bir-iki bardak ancak içerdi.

“Limonu çok severdi. Yemeklerinde de limon kullanırdı. Limon bulunmadığı zamanlarda ise, çayına çok cüz’î miktarda olmak üzere limon tuzu koyardı.”

Okunma Sayısı: 1784
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı