"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üzmez ve üzücü Malatya Hadisesi - 2

M. Latif SALİHOĞLU
17 Ekim 2014, Cuma 00:01
Gençliğinin on yılını hapiste geçiren 1931 doğumlu Üzmez, 2008'de başına gelen “şuyuu vukuundan beter” bir başka hadise sebebiyle, ömrünün âhirini de hapiste geçirmek gibi bir bahtsızlığa düçâr oldu.

Son bir kaç gününü hastahanede geçirmesi ise, fark edilen ölümcül hastalığının ağırlaşması sebebiyledir.

* * * 

1952’de henüz bir lise talebesi olan Hüseyin Üzmez, her halde durduk yerde gidip cinayet işlemedi. 
O, başkaları tarafından bu işe sevk edildi. Gerek Üzmez'in kendisinden dinleyerek ve gerekse o tarihte yaşanan hadise hakkında bilgisi ve hatta dahli bulunan bazı zatlardan duyup öğrendiğimiz kadarıyla, o tarihteki Malatya Hadisesi aşağıda özetlediğimiz şekilde cereyan ediyor...
Büyük Doğucular, Milliyetçiler Derneği ve İslâm Demokrat Partisiyle fikren ve siyaseten irtibatlı olup onlarla müşterek çalışan taşradaki dindar kesimden “Malatya Grubu”, o tarihlerde bir toplantı yapıyor.
Bu toplantıda, Başbakan Menderes'le birlikte Malatya'ya geleceği yönünde haber verilen Vatan gazetesinin sahibi ve başyazarı (dönme) Ahmet Emin Yalman'ın vurulup vurulmaması konusu müzakere ediliyor. 
Neticede, heyetten Yalman’ın vurulması kararı çıkıyor. 
(Mansur Hoca, bir görüşmemiz esnasında, kendisinin aleyhte oy kullandığını söyledi... Hayrettir ki, Üzmez ile de bir müddet sonra aynı yerde karşılaştık.) 
Bu kararın infazı için ise, bir tetikçiye ihtiyaç duyuluyor. Kısa bir mülâhaza neticesinde, aranan tetikçi de bulunuyor: Hüseyin Üzmez...
Gizlice alınan bu karar, esas yaşı 21 (resmî yaşı 17) olan Hüseyin Üzmez'e iletiliyor. Ne var ki, Yalman'ın nerede vurulmasının daha uygun olacağı ona söylenmiyor. O da gidip Yalman’ı takip ediyor ve kaldığı otelin yakınlarında üzerine şarjörü boşaltıyor. 
Yalman, yaralı halde kurtuluyor. Hatta, bir müddet sonra gidip tetikçisiyle hapiste bir görüşmede bulunarak, onunla röportaj bile yapıyor.
Vatan gazetesinin haber kupüründe de görüldüğü gibi, Üzmez, bu hadisede kullanıldığını ve bu yaptığından dolayı da pişman olduğunu ifade ediyor. Dahası, şunu söylüyor Hüseyin Üzmez: “Sayın Yalman. Beni sizi vurmağa memur etmişlerdi. Eğer vurmasaydım, beni öldüreceklerdi.” 
(Vatan, 29 Kasım 1952)
  
Ve, tutuklamalar başlıyor

Yalman sûikastı hadisesi, ülke genelinde şok etkisi meydana getirdi. 
Hadiseyi bahane eden ve bu fırsatı ganimet bilen karanlık odaklar, derin devletin refleksini dindarların aleyhinde harekete geçirdi. 
Yapılan tahkikat neticesinde, Cevat Rıfat Atilhan, Necip Fazıl Kısakürek ile Osman Yüksel Serdengeçti’nin de aralarında bulunduğu Milliyetçiler Derneği, İslâm Demokrat Partisi ve Büyük Doğu Cemiyetinin ileri gelenlerinden 30-40 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. 
Bununla yetinmeyen gizli din düşmanları, emniyet ve adliyenin kuvvetini bu kez Risâle-i Nur ve Nur Talebelerinin aleyhinde de istimal etmeye yeltendi: 20-25 merkezde operasyon yapıldı. Dâvâlar açıldı, bazı yerlerde mâsum insanlar tutuklandı. 
Bütün bu operasyonlarla yapılmak istenen şeyin mânâ ve mesajı aslında şudur: Mısır ve Suriye gibi yerlerde radikal İslâmcıların faaliyetini bahane ederek dinî inkişâfı baltalayan beynelmilel şer odakları, benzer bir tatbikatı Türkiye'de de sergilemek istediler.  Bir yıl önceki (1951) Ticanî meselesi gibi, Malatya Hadisesini de bu maksatla kullanmaya yeltendiler. Ancak, gayelerinde muvaffak olamadılar, hedeflerine varamadılar. Plânları tutmadı, akim kaldı.
Çünkü, meydanda "müsbet hareket" dersini telkin ile dindar kitleleri itidâle sevk eden Risâle-i Nur vardı. Şer güçlerin plânları, bu sâyede boşa çıkarak suya düşmüş oldu.

Perde gerisine dair

Zındıkanın propagandası​

Malatya Hadisesinden sonra, zındıka komiteleri tarafından kamuoyuna pompalanan dumanlı hava analiz edildiğinde, öldürücü tesire sahip bilhassa şu tarz zehirli maddelere rastlıyoruz:
* Demokratların Ezan-Kur’ân ve sâir dinî serbestiyet yönündeki politikaları sebebiyle, irtica hortladı ve bu zeminde Hüseyin Üzmez gibi tetikçiler yetiştirildi.
* Demokrat Partinin iktidarı sayesinde, Nur Risâleleri serbestçe okunmaya başlandı. Bu Risâleleri okuyanlar, Hüseyin Üzmez gibi tetikçi oluyorlar.

 

Okunma Sayısı: 3450
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • R.Kalyoncu

    17.10.2014 11:27:04

    Malatya Hadisesinde suça teşvikle yargılanan Büyük Doğu Mecmuası Başyazarı N.F.Kısakürek, bir makalesinde; “Üzmez ama Müslümanları üzer.” şeklinde bir ifade kullanmıştı. CHP-MSP koalisyonu zamanında bir konuda görüşmek üzere Bakan Korkut Özal’ın makamına gittiğimizde, kendisiyle karşılaşmıştık. Baş Hukuk Müşaviri idi. Özel Kalem Müdürü bizi ona yönlendirmişti. Bakanla görüşebilmek için önce ondan vize almak gerekiyordu. Daha sonraki yıllarda, katıldığı TV programlarında, sert üslubu ve nev-i şahsına münhasır kişiliği ile tanınmıştı. Malatya Hadisesi; neticesi itibariyle, siyasal İslamcı hareketlerin geçerli yol olmadığı, fayda yerine zarar verdiğine örnek teşkil eden bir hadisedir. Diğer taraftan, her türlü müstehcenliği ve ahlȃksızlığı teşvikten geri kalmayan bir kısım medyanın, maalesef hasbel beşer müttehem olduğu bir meseleden dolayı, sırf kendilerine muarız olması sebebiyle, bu şahsın mahkumiyeti için seferber olması da ibret vericidir. Ne diyelim, Allah taksiratını affede..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı