"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ya Cumhur, ya Demokrat

M. Latif SALİHOĞLU
15 Mart 2018, Perşembe
Türkiye’nin siyasî gündeminde “ittifak arayışları” var. Bu arayışlar, mevcut partileri gitgide iki ana blokta toplanmaya doğru götürecek gibi görünüyor.

Çünkü, yeni sisteme göre, “C. Başkan” olabilmek için, oyların yüzde 50+1’ine ihtiyaç var, hatta mecburiyetle ihtiyaç var.

Esasen, yeni seçilecek “Partili Başkan”ın rahat çalışabilmesi ve partisini tek başına iktidara taşıyabilmesi için, yine aynı nisbetteki oy oranını yakalayabilmesi gerekiyor. Bu da, şimdilik ancak ittifaklarla mümkün olabiliyor.

İki ana eksenli ittifakın teşkil edilmesi halinde, her iki tarafta da iyi ve kötü şahısların, grup ve kliklerin olması gayet normaldir. Tercihler, seçmene göre “iyi ve kötü”den hangisinin hangi tarafta ağır bastığı noktasına ve bakış açısına göre şekillenecek.

* * *

Söz konusu ittifaklardan biri hemen hemen hazır gibi. AKP ile MHP arasında gerçekleştirilen bu ortak blokun adı, kamuoyuna “Cumhur İttifakı” ismiyle duyrulmuş oldu.

Bunun karşısında, ister istemez bir başka ittifak (ya da ittifaklar) arayışı ve nihayet teşekkülü kaçınılmaz hale gelecektir. Dahası, böyle bir ittifakı partiler gerçekleştiremezse şayet, seçmen kitlesinin bunu sandıkta tahakkuk ettireceği kuvvetle muhtemeldir.

Bu arada, konuyla ilgili herkes gibi, biz de oluşturulacak yeni ittifak (blok) için gayr-ı ihtiyarî olarak bir isim arayışına girmiş bulunduk. İçimize sinerek bulduğumuz isim “Demokrat İttifak”tır. Yani, “Cumhur İttifakı”na karşı “Demokrat İttifak.”

Bunu önce sosyal medya hesaplarımızdan duyurduk. Çokça alâka gördü. Demek ki, bir umumî kabule mazhar oldu ki, ciddî manada hemen hiçbir reaksiyonla da karşılaşmadık... Bakalım, seçim takvimi yaklaştığında, bloklaşmaya mecbur kalacak partilerin bu konuya ve ortak isim bulma meselesine yaklaşımı nasıl olacak.

Biz kendimize göre ortak bir isim teklifinde şimdiden bulunmuş olalım dedik. Bunu düşünürken, bir gerekçemiz de ABD’deki iki ana bloklu siyasî yapılanma idi. Bazı kimselerin “Küçük Amerika” diye isimlendirdiği Türkiye’nin mevcut demokratik gelişimi, genel hatlarıyla Amerika’nın hayli gerisinde ve fakat, diğer Müslüman ülkelerin de ilerisinde bir noktada bulunuyor.

ABD’de birçok parti var; fakat, aynı yüzde 50+1 sandalye sayısı gerekçesiyle, seçimlere sadece iki partinin asılma şansı var: Cumhuriyetçiler ve Demokratlar. Diğer partilerin hemen hiçbir şansı görünmüyor. 

Büyük ihtimalle, Türkiye’de de ortaya benzer bir tablo çıkacak. Küçük partiler ve sosyal gruplar, yine aynen ABD’deki gibi lobiler ve STK’lar şeklindeki örgütlenmelerle muhtelif faaliyetlerde, etkinliklerde veyahut etkileşimde bulunmaya devam edecek.

GÜNÜN TARİHİ 15 Mart 1966

Nurcu düşmanı Cemal Tural Paşa

Dindarlara, ama özellikle Nurculara karşı katı düşmanlığı ile bilinen Org. Cemal Tural, 15 Mart 1966’da Genelkurmay Başkanlığına getirildi. 

Bu makama gelir gelmez Nurcuların aleyhinde beyanat veren Tural Paşa, daha da ileri giderek "Nurculuk tehlikesi" hakkında resmî genelge yayınladı. Genelge, bütün birliklere gönderildi. O tarihten itibaren, Orduda Nurculuk aleyhinde yalan-yanlış bilgi sunumları da başlamış oldu.

Nurculara düşmanlıkta sınır tanımayan Tural Paşa, gazetelere yaptığı açıklamalarda, "Bütün Nurcuların bir adaya toplatılarak, üzerlerine kibrit suyu dökülmesinden" bahsediyordu.

Onun Nurculara bu derece husûmet beslemesinin sebebi tam olarak anlaşılamadı.  Ancak, Tural Paşa’nın masonlara yakın bir kişi olduğu ve 1960 darbesinden sonra Bediüzzaman Hazretleri’nin Urfa'daki mezarının başka yere nakledilmesinde de aktif rol oynadığı biliniyor.

Bediüzzaman Hazretleri’nin kardeşi Abdülmecid Efendi, mezar nakli ile ilgili resmî evrakı kendisine zorla imzalatan üç generalden birinin Cemal Tural Paşa olduğunu söyler.

@salihoglulatif: Başkanlık Sisteminin % 50+1’i yakalamayı mecburi hale getirmesi sebebiyle, seçmen kitlesi de iki ana blokta ittifak etmeye mecbur kalacak. İttifaklar, şüphesiz ki homojen olmayacak, iyiler ve kötüler, gruplar, klikler, lobiler, her iki tarafta da görülebilecek. Bu noktada, terazinin hangi kefesinin ağır geldiğine bakılmalı.

Okunma Sayısı: 4378
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özdemiroğlu

    15.3.2018 08:00:52

    Kaderin garip bir tecellisi ki, yine Cumhur- Demokrat ikilemi ile Türkiye karşı karşıya. Demokratlar hiç bir zaman Mana-yı Hakikisi ile Cumhuriyet'e karşı olmadılar, ancak Cumhur diye ortalığı velveleye verenlerin demokrasi diye bir dertleri olduğu görülmediği gibi, siyasi ömürleri demokrasiye düşmanlıkla geçmiştir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı