"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yanlışlar doğruya perde olur

M. Latif SALİHOĞLU
19 Eylül 2025, Cuma
Kafalara yerleşip kökleşen bir yanlış bilgi, halı veya kumaşın içine işlemiş inatçı leke gibidir. Onun çıkarılıp temizlenmesi, hamur-çamur lekesini çıkarmaktan daha zordur. O lekeyi gidermek için daha fazla emek, çaba ve bazen de ekstrem malzeme ister.

Ama, şu da bir gerçek ki, o lekeyi çıkarıp izini silmeden rahat edemezsiniz. Devamlı şekilde göze batar, dikkat çeker, nazarı kendiyle meşgul eder.

Demek ki, doğruyu, yani temiz olanı görmek için önce yanlışı yani lekeyi görüp onu bir şekilde bertaraf etmek gerekir. Aksi halde, doğru ve temiz olandan söz etmenin tadı-lezzeti olmaz.

«

Aynı hakikatli ölçüyü, dar daireden en geniş daireye kadar teşmil ve tatbik etmek mümkün: Kişinin kalp ve kafa midesinde muzır kırıntılar, süprüntüler varsa, öncelikle onları temizlemeli ki, büyük bir nimet olan doğru hakikatler o temiz kaplara konulabilsin.

Kezâ, aile, toplum ve siyaset dairesine sirayet etmiş öyle inatçı lekeler var ki, sebebini ve kaynağını araştırdığınızda hayretler içinde kalıyorsunuz. Zira, İslâm’ın malı veya dinî ritüel zannedilen pekçok şeyin, gerçekte dinle ve İslâmiyetin ruhu ile hiçbir alâkasının bulunmadığını görüyorsunuz: Bakıyorsunuz, bir kısmı tamamen cehalet sebebiyle yol bulup içimize sokulmuş, bir kısmı İsrailiyât kaynaklı, bir kısmı Zerdüşt veya Şaman âdeti olup Müslüman mahallesindeki pazara getirilerek satışa sunulmuş.

Meselâ: Ağaç dallarına, yahut türbe demirlerine bez-çaput bağlamak. Türbe duvarlarına taş tutturmak. Kısmet için tam ezan vaktinde makara çözmek. Dünyevî işleri yoluna girsin, ticarî işi düzelsin veya bol para kazansın diye gelip türbelerden medet ummak. Vesâire… Bunlar gibi daha başka inatçı öyle âdetler var ki, hiçbirinin din-i İslâm ile bir münasebeti yoktur. Hemen tamamı hurafe olup zaman içinde gümrüksüz, filtresiz, tahkiksiz bir şekilde toplum içinde yayılma istidadını göstermiş.

İşte bütün bu yanlışlar, ne yazık ki, hakikati araştıran kimi biçarelerin önünde birer perde gibi, hatta bazen duvar işlevini görerek onun doğruya vasıl olmasına engel teşkil ediyor.

Bayram Yüksel Ağabeyin naklettiği şöyle bir hatıra var: Hz. Bediüzzaman, kendi mezarının da aynen Hz. Ali’nin mezarı gibi gizli kalacağını söylerken, bunun bir sebeb-i hikmetini de hurafecilerin akın akın gelmesinin vereceği zarar ve sıkıntıdan kurtulmak olduğunu beyan ediyor. “Fatiha ise, uzaktan da ruhuma gelir” diyor.

«

Daha geniş bir daire olan siyaset âleminde de, şu zamanda hatalar, yanlışlar, hurafeler almış başını gidiyor.

Mevcut siyaset, bir bataklığa donüşmüş. Bazıları gırtlağına kadar o bataklığa girmiş vaziyette. Bazıları da misk û amber gibi o çamuru yüzüne-gözüne sürüyor.

Özetle, yanlışların meydan alması sebebiyle “doğru siyaset” de maalesef gizlenmiş, perdelenmiş, görünmez olmuş.

Siyaset arenasının hâl-i pür-melâli böyle iken, toplumdaki ahlâkî çürüme ve yozlaşma tam gaz gidiyor. İman ve ahlâkın tehlikede olduğu böylesi zamanlarda, siyasetle fazla meşgul olmak beyhudedir. İnsanların ebedî hayat ve saadetleri tehlike altında iken, hararetli siyasî tartışmalara girmek yenine, iman ve hidayet yollarını göstermek en büyük hizmet olsa gerektir.

Nitekim, Hz. Bediüzzaman da hayatının her safhasında imân, ahlak, takva ve amel-i salih esaslarını hizmet listesinin başına koymuş. Siyaset ise, bunlara nazaran konjonktürel olarak bazen üçüncü-dördüncü, bazen de beşinci-altıncı sıralarda kalmıştır.

Bu vaziyetteki hizmet, müstebid siyasîlerin yaptıklarını hoş görmek, görmezden gelmek, yahut onlara boyun eğmek demek değildir. Belki, bu vaziyet, hizmet-i imaniye ve Kur’aniyeyi daima ön plânda tutmak ve bunları gölgede bırakacak başka hiçbir şeye meyil göstermemek ve değer vermemektir.

Okunma Sayısı: 2087
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Latif Salihoğlu

    20.9.2025 09:49:06

    FETÖ ağzıyla yapılan yorumlar, teşeffi-i bilgayz kokusu da işmam ediyor. Kusur arama, konuyu saptırma, yazdıklarınızı çarpıtma bunların şiarı olmuştur. Ayrıca, rejimi tenkit, istibdada mukabele meselini tutup devlet-hükümetle mübarezeye meselesiyle karıştırmada da pek mahirdirler. Takdir hisleri ölmüştür. İşlerine gelmeyen, hoşlarına gitmeyen bir yazıyı-yazarı nasıl tendik ederiz arayışındadırlar. Hakperest okurları takdir ederken, bu gayr-ı memnunların da farkında olunması gerektiğini bilvesile hatırlatmış olalım.

  • Latif Salihoğlu

    20.9.2025 00:48:24

    FETÖ ağzıyla yapılan yorumlar, teşeffi-i bilgayz kokusu da işmam ediyor. Kusur arama, konuyu saptırma, yazdıklarınızı çarpıtma bunların şiarı olmuştur. Ayrıca, rejimi tenkit, istibdada mukabele meselini tutup devlet-hükümetle mübarezeye meselesiyle karıştırmada da pek mahirdirler. Takdir hisleri ölmüştür. İşlerine gelmeyen, hoşlarına gitmeyen bir yazıyı-yazarı nasıl tendik ederiz arayışındadırlar. Hakperest okurları takdir ederken, bu gayr-ı memnunların da farkında olunması gerektiğini bilvesile hatırlatmış olalım.

  • Necati

    19.9.2025 15:43:58

    Hala bazı kafalar, iman hizmetini daracık kalıplar içine hapsedip, içtimai, sosyal ve siyasi meseleleri imam hizmeti dışına itmeye çalışıyorlar. Üsdat Müşrutiyeti, demokrasiyi Kur'an ayetlerine dayanarak, Kur'an ve İslâmiyet namına kabül ediyor destekliyor. Adalet Kur'an'ın dört temel esasından biri olarak kabül ediliyor. Güzel ahlâk Peygamberimizin en önemli özelliği. Muhammed'ül Emin olan Peygamberimizin yolundan gitmez ise bir idareci padişah da olsa hayduttur diyor Üsdat. Bütün bunları yok sayarak, zalimlere, müstebitlere, dinsiz komitelere karşı mücadele etmeden iman hizmeti nasıl olacak.

  • Latif Salihoğlu

    19.9.2025 10:55:31

    Birer "mütemmim cüz" hükmünde olan isabetli yorumların her birini aynen köşe yazısı kadar değelidir, faydalıdır. Ayrıca, birer duâ ve temenni hükmündedir. Allah rızası yolunda cüz-küll fark etmez. Hepsi de büyüktür. Dolayısıyla, küçük görünenler de büyüktür. Bunları görmek, bizim için büyük bahtiyarlıktır. Zira, yaptığımız "teşrik-i mesai ve taksimül-a'mâl" tarzındaki bu hizmet, ancak böylesi bir müşterek hissiyat ve fikriyat ile tekâmül eder. Tebrik ve duâlarla...

  • HASAN DOĞAN

    19.9.2025 10:50:16

    Tüm bu yorumlardan anlıyorum kimadem ki saedece iman ve kuran hizmeti yapacağızio halde gazeteye ne gerek var.ferd ferd milletin imanını kurtarmaya çalışalım.Lakin bugünkü dinci ve ırkçı siyasal iktidar milleti tüm yaptığı hukuksuzluk ve zulümler ile dinden insanları soğutmaya da ses çıkartmayalım.O halde kur'an'ın hud suresi 113. ayeti zulme en küçük bir meyil dahi göstermeyin yoksa cehennem size de dokunur emrine ne diyeceyiz.Keza Üstad'ın küfre rız aküfür olduğu gibi zulme rıza da zulümdür kaidesine ne demeli....

  • Abdullah

    19.9.2025 09:03:22

    Maalesef dindarların büyük bir kısmı siyaset şarabıyle sarhoştur.Olup bitenlerin farkında değil.Doğru muhake me yürütmüyor.İstikameti kaybetmiş, cerbezenin en üst seviyesini yaşıyor!. Topluma yön verecek, rehberlik yapacak, istikameti gösterecek olan Nur Talebelerinin büyük bir bölümü de istikamette değil.Böyle olunca dindar ların ekseriyeti yolu şaşırmış durumda Bütün siyasi ve içtema-i.keşmekeşlikle rin en büyük sebeplerinden bir tanesi de budur.Toplumun kafası siyasi ve içtima-i hurafalarlar, lekelerle dolu. Ayrıca bir şahısçılık, şahısperestlik belâsı da var.Bunlara atfedilen kudsiyet te, Hakkın kabuluna bir engeldir.Bir de dünya sevgisi de had safhadadır.

  • Eda Gül Beyaz

    19.9.2025 08:39:14

    Diyelim ki, iktidar değişti. Değiştirdik. Hizmetimizin şahlanacağına dair elimizde bir garanti var mı? Sonucu meşkuk bir iş için bu kadar yatırım fazla değil mi o zaman?

  • Eda Gül Beyaz

    19.9.2025 08:38:06

    Kazanmak derken maddi veya dünyalık bir şeyden bahsetmiyorum. Hizmetimizin inkişafı anlamında konuşuyorum. Muhalif olmak sorun değil, sorun bütün beklentiyi siyasi sahaya taşımaktan kaynaklanıyor.

  • Eda Gül Beyaz

    19.9.2025 08:37:00

    Siyasi alanı dizayn etmeye yöneldiğimiz anda aslında siyasilerin minderine çıkmış oluyoruz. Öyle bir durumda onlarla aynı sıklette mücadele etmek gerekir. Ama biz dersanelerimizdeki hizmete dönsek, kendi sıkletimizde mücadele etmiş oluruz. Siyasiler bizimle mücadele edemez. Biz kazanırız. 28 şubatta dersanelerimiz kapatılabildi mi? Hayır. Şimdi de kazanmak istiyorsak dersanelerimize dönmeliyiz. O zaman siyasi sahadan kendimizi uzaklaştırma zamanı geldi diye düşünüyorum.

  • Eda Gül Beyaz

    19.9.2025 08:33:34

    Yerinde bir tespit olduğunu düşünüyorum. Önce siyasi iktidar değişmeli, sonra hizmetler inkişaf eder zihniyeti tehlikelidir. Bizi kör dövüşü alanına çeker. Bizim gücümüz siyasilerle mücadeleye zaten yetmez. Biz Nur talebeleri olarak dersanelerimizde yetiştirdiğimiz öğrenciler kadar güçlüyüz. Siyasi alanın tanzimi ile kafa yoracağımıza hizmetlerimizin çeşitliliği fikirler üretmeliyiz. Uygulamalar yapmalıyız. Ekipler kurmalı ve yetiştirmeliyiz. Bunu söylemek sizin de ifade ettiğiniz gibi siyasi bir cereyana teslim olmak değildir. Siyasi alandaki elimizdeki tek güç önümüze sandık geldiğinde olduğuna göre seneler boyunca bir dakikalık oy verme işlemi için kıylukal etmeye gerek olmasa gerek.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı