Bir çok eğitimci, çocukların kabiliyetlerinin fark edilip ona uygun eğitilmesinin, ailelerin ve okulların en önemli vazifesi olduğunu söylemektedir.
Fakat bunun nasıl yapılacağını söylemediklerinden, çocuklar da aileler de ne yapacaklarını bilememektedir. Hâlbuki bu zamanın bütün dertlerine deva olacak eserler elimizin altındadır. O eserlerde, bizim hastalıklarımızın cehalet, zaruret ve ihtilâf olduğu ifade edilmiştir. Cehalet ise zaruret ve ihtilâfın da esas sebebidir. Bediüzzaman bu meseleyi “o hamallardan binde biri bir gazeteyi okuyamıyor ki, bir tarik-ı necat bulsun”1 diyerek nazara vermektedir. Çünkü eğer okumazsak içinde bulunduğumuz fakirlikten kurtulacak yolu bulamayız.
Nasıl para kazanılacağı okuyarak öğrenileceğinden, ülkemizdeki okuma oranlarının düşük olması herkesin gözünü hükümet kapısına dikmesine veya birisinin ona iş vermesini beklemesine sebep olmaktadır. Para kazanmakla da mesele hallolmuş olmuyor, çünkü nasıl para harcanacağı da okuyarak öğrenilir. Harcama yönetimi ve iktisat ancak okumakla mümkündür. Bunlara ek olarak tasarruf yapmak ve tasarruflarını nereye yatıracağını bilmek de okumaya bağlıdır.
Böylelikle neden okuma oranı düşük olan ülkelerin fakir, yüksek olan ülkelerin zengin olduğunun sırrı anlaşılmış olur.
Cehaletten kurtulmak, ancak okumakla olabilir. İnsan herhangi bir kitabı okumaya başladığında kendini keşfedecek ve fiilen okumasıyla çocuklarına örnek olarak, çocuklarının okumasına da vesile olacaktır. Bu sayede çocuklar da ebeveyn de cehaletten kurtulacaklardır. Aksi takdirde çocuğunun kabiliyetlerini ebeveyn keşfetse ve çocuğu o konuda çalışmaya teşvik etse dahi aksülamel olacaktır. Çünkü çocuk ihtiyaç hissetmediği konuda çalışmak istemeyecektir. İsteyerek çalışmaya tutku denilmektedir. Eğer çocuk kendisini keşfedip, o tutkuyu yakalarsa çok büyük başarılar elde edeceğinden şüphe yoktur.
İnsanın kendini keşfetmesi okumakla mümkündür. Her insanda Allah’ın farklı bir ismi diğer isimlere nazaran daha fazla tecelli eder. İnsanın vazifesi üzerinde yansıyan bu esmayı önce okumak sonra da okutmaktır. Burada dikkat edilmesi gereken her insanın kendisinden sorumlu olduğudur.
Bir yazara, “okumaya hangi kitaptan başlamalıyım” diye sorulduğunda cevap olarak, “herhangi birisinden başla o kitap seni aradığın kitaba ulaştıracak” demişti.
Çocuklarını fark etmek isteyen ebeveynler işe kendilerini fark etmekle başlamalıdır. Kendini fark etmek için de bir an önce okumaya başlamalı ve nasıl daha çok okuyabileceğine kafa yormalıdır. Ancak bu sayede kendini keşfedecek ve hayatına anlam kattığı gibi başka hayatlara da anlam katma imkânı elde edecektir.
Anne babasını okurken gören bir çocuğun eğitilmesine ihtiyaç yoktur. Zira artık o çocuk balık tutmayı öğrenmiştir. Ülkemizde okuma oranlarına bakıldığında eğitimin neden bu hallerde olduğunu anlamak mümkündür. Bir an önce ekranı bırakıp okuma seferberliğini başlatmalıyız. Çünkü Asya’nın kurtuluşu okumakladır.
Demek “okumak bir şey, ama her şey o bir şeyden çıkıyor.” (Zübeyir Gündüzalp)
Dipnot: 1. Eski Said Dönemi Eserleri, 25, Y. Asya yayınları.