"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sarsılmaz taife

M. Said BAYRAKLILAR
17 Şubat 2015, Salı
“Ümmetim içinde öyle bir taife gelecek, ta Allah’ın emri (olan kıyamet) gelene kadar gâlibâne bir şekilde hak üzere devam edecektir” 1 (Buhari, 9:125, Müslim, 1:137)

Bediüzzaman Hazretleri Kastamonu Lâhikasında ‘Ahirzamandan haber veren mühim bir hadis’2 başlıklı mektubunda bu hadisin; Fatihadaki sırat-ı müstakim ashabının mânâca ve cifirce Risale-i Nur talebelerini ima ettiğini ve o taifenin kıyamete kadar devamını müjdelediğini ifade etmektedir.

Risale-i Nurlar “Mütekellimînden ve ilm-i kelâm ulemasından birisi gelecek, bütün hakaik-i imaniye ve İslâmiyeyi delâil-i akliye ile kemâl-i vuzuhla ispat edecek”.3 sözünün tahakkuk ettiği eserler olduğundan “dâvâmız mücerred değil, her birisi bürhan-ı katî ile müberhendir.”4

Bediüzzaman hazretleri ömrü ezeliye mazhar olmanın yolunu Nutuk adlı eserinde ‘Zaman-ı sâlifte, yani galebe-i vahşet vaktinde âlemde hükümferma vahşetin mahsulü ve tedenni ve inkırazın mahkûmu olan kuvvet ve cebrin saltanatı idi. Herhangi devletin deveran-ı demmi yerine girmiş ise, öyle devletlerin sahaif-i tarihiyeleri baykuşların aşiyâneleri gibi satırları inkırazlarını çağırıyorlar, bağırıyorlar. Tasallut-u medeniyetin zamanında alemin hükümranı ilim ve marifettir. Müvellidi medeniyet ve şânı tezayüd ve ömrü ebedî olduğundan herhangi devletin hayat ve müdebbiri olmuş ise, o hükûmeti kendi gibi kayd-ı ömrûü tabiîden ve ecel-i inkırazdan tahlis ve küre-i arz kadar yaşamasına istidat vermiş. Kitab-ı Avrupa sahaifi bunu alenen gösteriyor’5 şeklinde izah etmiştir. Buradan da anlaşıldığı gibi; insanın kuvveti ve ilminin yaşla ilişkisi birbirinden farklıdır. Kuvvet, yaş ilerledikçe önce artar sonra tekrar düşüşe geçip başladığı noktaya gelir, ancak ilim doğumdan ölüme kadar sürekli artmaktadır. Geçmişte kuvvete dayalı birçok saltanat kurulmuş ve bu saltanatlar kuvvetin fıtri sürecinin gereği gelişme gerileme ve çöküşü yaşamıştır. Ancak ilime ve marifete dayalı kurulan devletlerin ömrü emri hak vaki oluncaya kadar süreceğine Avrupa tarihi şahitlik etmektedir. Özetle ömrü ebediye mazhariyet ilim ve marifetledir, kuvvet ve saltanat çökmeye sebeptir.

Ahirzamanda en büyük imtihan hakla bâtılı birbirinden tefrik edebilmektir. Asr-ı saadette hakla bâtıl arasındaki mesafe arşla ferş arasındaki mesafe gibiyken “git gide ve gele gele sıdk ve kizb ortasındaki mesafe azala azala, omuz omuza geldi”6. Ahirzamanın şiddetli bid’a rüzgârlarına karşı lâyetezelzel bir şekilde hak üzere kalabilmenin yolu Risale-i Nur külliyatının muhtelif yerlerinde izah edilmiştir. Yukarıda zikrettiğimiz hadis ve Fatihadaki sırat-ı müstakim ashabının Nur talebelerine işaret etmesinin sebebi, Nur talebeleri Risale-i Nur’da izah edilen bu yola tam sadakat ettiklerindendir. Bediüzzaman Hazretleri Münazarat adlı eserinde ,“ Bir ince tel gibi her tarafa hevâ ve hevesin tehyîci ile çevrilmeye müstaid olan rey-i vâhid-i istibdâdı lâyetezelzel bir demir direk gibi, lâyetefellel bir elmas kılınç gibi olan efkâr-ı âmmeye tebdil eder; siz de, sefine-i Nuh gibi emniyet ediniz.”7 diyerek ilim ve marifetin ancak ortak akılla bulunabileceğini ifade etmiştir. Yine Münazaratta ‘Bir ince teli, rüzgâr her tarafa çevirebilir. Fakat içtimâ ve ittihat ile hâsıl olan hablü’l metin ve urvetü’l-vüskâ değme şeylerle tezelzül etmez. İcmâ-ı ümmet, şeriatta bir delil-i yakînîdir. Rey-i cumhur, şeriatta bir esastır. Meyelân-ı âmme şeriatta mûteber ve muhteremdir.’8 diyerek şer’i dayanağını da göstermiştir.

Risale-i Nur talebelerinden Zübeyir Gündüzalp Üstad Hazretleri’nin vefatından sonra meşveret sistemini kurmuş ve ümmet-i sâdıkayı sahili selamete çıkarmaya ve ömrü ebediye mazhar  olmasına vesile olmuştur. Allah ondan ebeden razı olsun. Amin.

Burada biz Nur talebeleri olarak Üstad Hazretleri’nin Nutuk adlı eserindeki ‘Mecmûda bir kuvvet bulunur; hiçbir fert o kuvvete mâlik olamaz: bir kalın şerit ile eczasından kalın bir telin kuvveti gibi... Veyahut efkâr-ı umumiyeyi mutazammın yeni hükûmetimiz ve eski hükûmetimiz gibi. Ey millet, biz şimdi kalın şeridiz. Her kim muhalefet ile veyahut hodserane(dik başlılık) ile bunu zayıf etse, umumun hakkına affolunamaz bir cinayettir.’9 şiddetli uyarısını hatırda tutarak hakta sebat etmeliyiz. 

Cenâb-ı Erhamürrâhimînden bütün Esmâ-i Hüsnâsını şefaatçi yapıp niyaz ediyoruz ki, bizi ve sizi geçici rüzgârlara kapılıp umumun hakkına affolunamaz bir cinayet işlemekten muhafaza etsin. Amin amin amin.

Dipnotlar

1.Buharî 9:125
2.Kastamonu Lahikası, syf. 51
3.Şualar, syf. 264
4.Sözler, syf. 591
5.Eski Said Dönemi Eserleri, syf. 176-177
6.Sözler, syf. 796
7.Eski Said Dönemi Eserleri, syf 210
8.Eski Said Dönemi Eserleri, syf 223
9.Eski Said Dönemi Eserleri, syf 176

Okunma Sayısı: 1686
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ali yeşilkaya

    17.2.2015 12:32:45

    yazar kardeşimizi tahkik ve delile istinad eden yazısından dolayı tebrik ediyorum.yeni yazılarını bekliyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı