"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Af düşünceleri

M. Said ZEKİ
15 Ekim 2018, Pazartesi
Adalet terazisi iki kefelidir.

Şüphelinin / sanığın / hükümlünün hakları olduğu kadar; müştekinin / mağdurun / maktülün (ölenin) de hakları vardır. Dengeleri gözetmeden sadece suçlu lehine bir af düşünmek, mağdur tarafa haksızlıktır.

***

Af yetkisi mağdur tarafa aittir. ‘Sana yapılan haksızlığı, benim affetmem mümkün değildir.’ Mağdur kendi rızası ile bağışlarsa o başka.

“Bir kötülüğün cezası yine onun gibi bir kötülüktür, ama kim affeder, bağışlarsa onun mükâfatı Allah’a aittir. Şüphesiz ki Allah, zalimleri sevmez.” (Kur’ân, 42; 40)

***

Ceza adaleti açısından af pek tasvip edilmez. Çünkü verilen cezaların tesirini kırıp, caydırıcılığını azaltır. Suç işlemeyi alışkanlık haline getirmiş olanlar ‘her 5-10 yılda bir af oluyor’ diye beklenti içine girer.

***

Devlet, kendine karşı işlenen “devletin manevî şahsiyetini tahkir ve tezyif” gibi suçları affetmiyor, ama insanların birbirine karşı işlediği adam öldürme, hırsızlık, yolsuzluk, gasp, tecavüz gibi suçları affetmek istiyor, affedebiliyor. “Devlete karşı suç affedilmez, gerisi önemli değil” diyen siyasî anlayış adil bir anlayış değildir.

***

Toplumu rahatlatmak için affa ihtiyaç duyulur hale gelmişse; önce devlete karşı suçlar affedilmelidir. Kişilere karşı bazı suçlarda ‘uzlaşma’ zaten teşvik edilmektedir. Gerekli çalışma yapılarak kapsamı genişletilebilir. Hukukî ihtilâflarda ‘arabuluculuk’ çok iyi neticeler vermeye başlamıştır. Taraflar af ve uzlaşmaya teşvik edilebilir.

***

Hakaret bazı Batılı devletlerde suç olmaktan çıkarılmış ve tazminata konu dâvâ haline getirilmiştir. Hakaret şahsın ‘kişilik haklarına, şeref ve haysiyetine’ yönelik değilse, fikir ve düşüncelerine, uygulamalarına eleştiri niteliğinde ise suç oluşmaz. AİHM kararlarında sıklıkla vurgulandığı gibi ‘sarsıcı, şoke edici, kaba ve incitici olsa bile’ fikir hürriyeti kapsamındadır.

***

Bağımsız yargı kendi rutin işleyişine bırakılsa, kendi içindeki denge-denetim mekanizması normal işlese affa gerek kalmaz. Vereceği adil kararlar tarafları tatmin eder, yanlış kararlar ise üst mahkemelerce düzeltilir.

***

‘Çocuk terbiyesinin eş seçimiyle ve anne karnında başladığı’ gibi adil kararların temeli de iyi bir hukuk eğitimi ile atılır. Hukuk eğitimi ciddî bir iştir. Eğitim sonrası sınav ve staj ciddî bir iştir. Hangi gerekçe ile olursa olsun -yatırım, para, işsizliği önlemek vs.- her şehirde mantar gibi çoğalan ‘apartman üniversitelerin hukuk fakülteleri’ yaraya çare değildir.

***

Her af kanunu; yargının zaten çok olan yükünü, daha da arttırmıştır. Dar kapsamlı çıkarılan affın; Anayasa Mahkemesi’ne müracaat edildiğinde ‘eşitlik’ prensibi gereği kapsamı genişletilmiştir. Bu da problemi çözmekten ziyade; önceki örneklerde olduğu gibi, toplumda huzursuzluğun artmasına sebep olmuştur.

***

Tutuklama, hapse atma bir tedbirdir; cezalandırma değildir. Delil toplama –iddianame –yargılama -hüküm verme –temyiz –kesinleşme –infaz aşamasından sonra ceza safhası başlar. Hapis o zaman devreye girer. Adil yargılanma bir hak olduğu gibi, tutuksuz yargılanmakta bir haktır. Özel durumlar zaten kanunda belirtilmiştir.

***

‘Cezaevleri çok doldu’ diye affı gündeme getirmek çare değildir. O zaman öncelikle gerçek suçlularla, kelimenin tam anlamıyla ‘kader kurbanı’ olanları, asılsız bir ihbarla, bir slogan, imza, mesaj, itiraz, düşünce açıklama dolayısıyla hapsedilenleri ayırmak lâzım.

***

İlk etapta Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nce bir komisyon kurulur, mağduriyet sebebiyle hapis yatanların, uzun süredir iddianamesi bile hazırlanmayanların, hâkim önüne çıkamayanların dosyaları belirlenip, ayıklanır, tasnif edilir ve onlardan özür dilenir, mümkün olduğu kadar maddî ve manevî zararları tazmin edilir.

***

‘Afta yanılmak, cezadan yanılmaktan iyidir’. Bu dünyada adaleti tamamen gerçekleştirmek mümkün değildir. Adil-i Mutlak olan Allah (cc) ‘bir Mahkeme-i Kübra’da zerre kadar iyiliğinde, kötülüğünde karşılığını verecektir.

***

Son olarak ‘suçluyu kazı, altında insan çıkar’ özdeyişi gereği; suçluların da insan olduğunu unutmadan, rencide etmeden, cezaevine konulsa bile onların ıslahı için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Topluma kazandırma -resosyalizasyon- amaç olmalıdır.

Okunma Sayısı: 45211
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sumeyye

    15.10.2018 19:54:06

    Zaten cinayeti kapsamıyor

  • Esra

    15.10.2018 17:08:46

    Ben de mahküm ablasıyım kimse durdukyere suç işlemez benim kardeşim bazı şeyleri hakim karşısında karşıtarafin yaptı ahlaksız dafranışi utancicindan aylesinde arkadaşlarından utanıp bucezayı cekiyor artık yeter af istiyoruz anneler alamasıma afffff.

  • Sumeyye

    15.10.2018 16:27:22

    Ayşe hanım zaten cinayet kasten yaralamaya af yok bizide düşünmek lazım çocuğumuza ortada kaldı baba baba diye hergün hastanelerde biz af istiyoruz affedilmek istiyoruz

  • Mustafa

    15.10.2018 15:06:41

    Yorum yapmıyorum sadece bu yazıyı okuyan hakim ve savcılar a sesleniyorum Allah rızası için kadı'lık görevinizi layıkı ile yapınız saygılarımla

  • Cenğiz

    15.10.2018 13:34:00

    Benim abimin katilini affetmek ne demek

  • Vedat TINTIN

    15.10.2018 10:20:23

    İnsanların hangi şartlarda suç işlediği ve işleyebileceği tespit edilirse af yararlı olur. Bu şartlar ortadan kaldırıldığında veya iyileştirildiğinde suç işleme ortadan kalkar.suç işleme genetik bir olay değildir sonradan oluşan bir davranıştır cezaevinde yatarak değil eğitimle çözülür.saygılarımla...

  • Ayşe pralea

    15.10.2018 10:10:48

    ya mağdur tarafı canı yanan yavrum 19 yaşında hapcilarin saldırısına uğradı bıçaklandı ağır darbe aldı ömür boyu sakat kaldı biz canı yananlarin hesabı ne olacak? ?kimleri affediyorsunuz? ?

  • Fırat Bozkoyun

    15.10.2018 05:14:47

    👏👏👏👏

  • Fırat Bozkoyun

    15.10.2018 05:14:33

    Çok güzel yazmışsınız tebrikler

  • būnyamin

    15.10.2018 01:49:59

    insanların affina ihtiyacım yok.allah affetsin.hapishanede dünyanın bir mekanıdır.hiç kimse dort duvarla ıslah olmaz.adaletle ıslah olur.bi ülkede adalet yoksa zulüm ve kargaşa vardır...

  • Sibel

    15.10.2018 01:31:46

    Ali Sevim darbe olayı olmadan 3 ay önce girdi cezaevine ve şuan haksız yere yatıyor bı 10 TL karşılığında bı arkadaşı sayesinde ne yaptıysam kocamı kurtaramadim orada hiç dusunuyormusunuz 3 evlat ve onu bekleyen bı eş her kapı çalındığında baba diyerek 4 yaşında bir çocuk ve onu her defasında o Avutan abla abi ve babaları cezaevinde çalışıyor diye belirtmek ne acı veriyor bizlere.ruhsal bozukluğu.adeta ve büyük oğlum babasına her defasında şu soruyu soruyor baba ben senin suç islediye inanmak istemiyorum arkadaşlarım bana söylüyor cezaevinde çalışılması ancak suç işleyenler orada olurlar babasina dönüp ben calismani istemiyorum yanıma gelmeni istiyorum eğer gelmezsen bı daha senin yanına gelmicem ve şuan 6 aydır babasinin yanına gitmek istemiyor biz ne yaptık insanlara guvenmekten başka Allah'ın verdiğine hamd olsun olmadığında sukrettik.benim çocuklarımın suçu ne bı erkek aglarmi. Benim kocam 4 senedir ağlıyor.ben el açmadım Allah'tan başkasına bu benim haykirisim lütfen af.

  • Aynur

    15.10.2018 01:21:51

    Ne olur kamu davalarina af çıksın benim kocam suçsuz iftira atıldı ben çocuğumla ortada kaldım

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı