"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hürriyet kasidesi

M. Said ZEKİ
16 Temmuz 2018, Pazartesi
İstibdat arzu, meyil ve kabiliyetleri mahvedip bastırırken, hürriyet bunları sümbüllenip inkişaf etmesine zemin hazırlar. Birlik beraberlikle ve düşünce hürriyeti ile bütün zorluklar aşılır, güçlükler yenilir.

Hürriyet şairi Namık Kemal önce felekten şikâyet edip sonra meydan okuyor:

“Felek her türlü esbâb-ı cefâsın toplasın gelsin/ Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azîmetten”

Çünkü felek (dünya/ talih) insanları temel gayelerinden uzaklaştıran tuzaklar hazırlar. Onları kendi esiri haline getirip tutku ve ihtiraslarının ağında düğümlemek ister.

Şaire göre uğrunda mücadele edilmesi gereken değer ‘millet yolunda bir hizmet’tir. Şairin idealize ve yetişmesini arzu ettiği yeni insan profili; kötü talihiyle, felekle de mücadele ederek millet için en hayırlı iş neyse onu yapacaktır.

FELEĞE İTİRAZ

Yeri gelmişken Bediüzzaman’ın ‘feleğe itirazın yüce Allah’ın icraat ve san’atına itiraz niteliğinde olmadığını’ beyan ettiğini hatırlatalım. Edip ve şairlerin hassas ruhları ile boğucu bir havayı hissettiklerini; ancak istibdadı bir semavî belâ zannederek tam teşhis edemediklerinden; oklarını çevirip felekten şikâyete başladıklarını belirtiyor. (Münâzarât)

HÜRRİYET ŞAİRİ NAMIK KEMAL

Türk edebiyat, düşünce ve siyaset tarihinin önde gelen şahsiyetlerinden biri olan Namık Kemal, 21 Aralık 1840 Pazartesi günü Tekirdağ’da doğmuştur. Babası Mustafa Asım Bey, annesi Fatma Zehra Hanım’dır. Çok sayıda eseri vardır. Vatan sevgisi ve hürriyet aşkı ön plandadır. Namık Kemal, 2 Aralık 1888’de Sakız Adası’nda yakalandığı Zatürre hastalığı neticesinde ölmüş ve cenazesi önce Sakız’daki bir caminin haziresine defnedilmiştir. Yakın arkadaşı Ebuzziya Tevfik, Namık Kemal’in cenazesini Padişah II. Abdülhamid’den izin alarak Sakız’dan Bolayır’a; hayranı olduğu Rumeli Fatihi Süleyman Paşa Türbesi yanındaki kabrine naklettirmiştir.

HÜRRİYET KASİDESİ

Asıl adı ‘Besalet-i Osmaniyye ve Hamiyyet-i İnsaniyye’ olan ve Besalet Kasidesi diye de anılan Hürriyet Kasidesi 31 beyittir. Kaside geleneğinde bilinenin aksine; bir şahıs veya devlet adamına övgüden ziyade, bir kavram olarak hürriyeti konu eder. O güne kadar üzerinde durulmayan vatan, vatanseverlik, hürriyet gibi kavramlarla toplumla ilgili düşünceler ve erdemler dile getirilir.

Şair millet için fedakârlık erdemlerin en üstünü olduğunu vurgular. Hürriyet, hamiyet, zulümle mücadele, insan olmanın hükmü ve değeri, vatan aşkı, korku, acizlik, hak, meşveret, millet gibi kavram ve unsurlar üzerinde yoğunlaşır.

KABİLİYETLER HÜRRİYETLE ORTAYA ÇIKAR

İstibdat arzu, meyil ve kabiliyetleri mahvedip bastırırken, hürriyet bunları sümbüllenip inkişaf etmesine zemin hazırlar. Birlik beraberlikle ve düşünce hürriyeti ile bütün zorluklar aşılır, güçlükler yenilir. İslâm ile kemalini bulan ve bin sene İslâma bayraktarlık yapan bu millet, hürriyet ortamında çok büyük işler başarabilir. Yeter ki aldatma, baskı ve zulüm ile engellenmesin.

“ESÎR-İ AŞKIN OLDUK..!”

Uzun kasidenin son beş beytini birlikte okuyalım.

“Ne efsûnkâr imişsin âh ey didâr-ı hürriyet/ Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten”

(Ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne büyülü imişsin! Gerçi esaretten kurtulduk, ama bu kez de senin aşkının esiri olduk!)

Hürriyet insanı esaretten kurtaran, fakat kendine âşık eden bir güzeldir. Böylece esaret yön değiştirerek devam etmektedir.

‘KALBİ FETHEDECEK GÜÇ SENDEDİR’

“Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme/ Cemâlin tâ ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetden” (Şimdi kalbi fethedecek güç sendedir; güzelliğini gizleme. Güzelliğin milletin bakışlarından sonsuza dek uzak kalmasın)

Bu bir duâ beytidir. Şair milletinin sonsuza kadar hürriyet içinde yaşamasını dilemektedir. İstiklâl Marşı şairine çok ilhamlar veren bu beyit, bir dönemin bitip, yeni bir dönemin başladığına inanmak isteyen bir şairin dileği olarak da anlam kazanmaktadır.

ÜMİDİNİ KAYBEDEN, MÜCADELE EDEMEZ

“Ne yâr-ı cân imişsin âh ey ümmîd-i istikbâl/ Cihânı sensin âzâd eyleyen bin ye’s ü mihnetden” (Ey geleceğin umudu! Sen ne can dostuymuşsun; dünyayı bütün üzüntü ve sıkıntılardan kurtaran sensin)

Kötü zamanlar yaşayan her duyarlı fert gibi; şair de geleceğe olan inancını dile getirmektedir. İstikbâl ümidi, her insan için elde edilmesi mümkün bir hazine gibi heyecan vericidir. Geleceğe inanmaktan ve ondan çok şey beklemekten başka çare yoktur. Çünkü Allah’ın rahmetinden ümit kesilmez. Ümidini kaybeden mücadele edemez. Bediüzzaman ümitsizliğin bütün iyi ve güzel şeylere engel olduğunu belirtir.

ÇAĞ HÜRRİYETLER ÇAĞI

“Senindir devr-i devlet hükmünü dünyâya infâz et/ Hüdâ ikbâlini hıfz eylesin her türlü âfetten” (Hükmetme çağı şimdi senindir, hükmünü dünyaya duyur; Allah ikbalini her türlü belâdan korusun)

Artık bir ‘hürriyet çağı’na girilmiştir. Tarihin bu akışını hiçbir güç durduramayacaktır. Şair bunu yaklaşık 150 yıl önceden müjdelemektedir. Bugün onun hayal ettiği çizgi zaman zaman sekteye uğrasa da gerçek olmuştur. ‘Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal’dir. Geçici aldatmalara rağmen hürriyet güneşi hükmünü icra edecek, istibdat karanlıklarını dağıtacaktır.

EY YARALI KÜKREYEN ASLAN!

Son beyitte kesintiye uğratanları ‘zulmün köpeklerine’ benzeterek millete tarihi bir ihtarda bulunur: “Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar/ Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletden”

(Ey yaralı kükreyen aslan! Senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı, artık gaflet uykusundan uyan!)

Hürriyetler çağı başladı, ama ona sahip çıkılması gerekir. Gaflet uykusuyla istibdat başka bir surette, başka bir kâsede millete içirilebilir

‘EKMEKSİZ YAŞARIM, HÜRRİYETSİZ YAŞAYAMAM’

Şairin aslan diye hitap ettiği kişi, manzumenin başından beri ümit ve samimiyetle çizmeye çalıştığı yeni insan tipinden başka bir şey değildir. Bu Âkif’in özlediği ‘Asım’ın Nesli’dir. Bediüzzaman’ın yetiştirmeye muvaffak olduğu ‘Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam’ diyen hürriyet aşığı, imanlı ve faziletli nesildir.

Ümitsiz olmaya gerek yoktur. Bazen önüne bulutlar perde yapsa da hakikat ve hürriyet güneşi parlayacaktır.

Okunma Sayısı: 2874
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ahmet Şahin

    16.7.2018 09:57:42

    Allah(cc) razı olsun.Hürriyet aşıkı Namık Kemal ile bağlantılı güzel ve ümit verici tesbitler yapmışsınız."Geçici aldatmalara rağmen, bazen bulutlar perde yapsa da hakikat ve hürrüyet güneşi parlayacaktır" inşaallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı