"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Milletin derdiyle divane olmak

M. Said ZEKİ
04 Haziran 2018, Pazartesi
Divan şiirinin son temsilcisi Leskofçalı [Sırbistan] Galib (1828-1876) duâ ve feryad ediyor:

“Ey Allah’ım gönlümü milletin geleceğinden dolayı üzme;

Rahman (esirgeyen) ismini milletin işlerinden haberdar et.

Devlet dedikleri kuş, kader okuyla yaralanmıştır;

Milletin kanadından olduğu gibi, benim de gözümden devamlı yaş akmaktadır.”

***

Hürriyet Şairi Namık Kemâl’in en çok bilinen Hürriyet Kasidesi Manzumenin yazılmasına sebep şairin çok sevdiği ve etkilendiği Encümen-i Şuârâ’dan (şairler topluluğu) arkadaşlarından Leskofçalı Galib’in, yukarıda günümüz Türkçesine göre anlamını verdiğimiz “Hüdâ me’yûs kılma gönlümü ikbâl-i milletden/ Haberdâr eyle Rahman ismini ahvâl-i milletden/Olup mecrûh peykân-ı kazâdan tâir-i devlet/ Demâdem hûn akar çeşmim gibi şehbâl-i milletden” manzumesidir.

MİLLETİN DERDİYLE DİVANE OLMAK

Devletin ve milletin içinde bulunduğu acıklı durumu ifade eden bu manzume şairi çok derinden yaralar. Kendi ifadesiyle: “(...) üstad-ı celilü’l-menakıb Galip Beyefendinin yastık üzerindeki divanı gözüme iliştiğinden derhal sarılıp açınca, garib hâldir ki ibtida-yı sahifede

Olup mecrûh-ı peykân-ı havâdis tâir-i devlet 

Demâdem hûn akar çeşmim gibi şehbâl-i milletten

beyti zuhur eyledi. Kıraatinden hasıl olan teessürümü nasıl tarif edeceğimi bilemem. Dünyada ne kadar alam ü efkâr var ise cümlesi başıma üşüşüp bî-ihtiyar sokağa fırladım. Tavr u hareketimi gören mutlaka divane zannederdi.”

O gayret üzere Hürriyet Kasidesi’ni yazmaya karar verir.

MİSKİN DEĞİL ‘DURUŞ’ SERGİLEYEN BİR NESİL

Fakat ilhamını Leskofçalı Galib’in yukarıdaki manzumesinden alan Namık Kemâl, içinde bulunulan duruma ancak ağlayabilen, geri kalmışlığı ve istibdadı kader gibi görüp, razı olan bir şahsı kabul etmez.

Aksine miskinliğinden silkinen ve kendisini var eden değerleri bir kez daha hatırlayıp hatırlatarak, kökü mazide yüzü istikbale dönmüş, imanlı ve kararlı kişilerden oluşan yeni bir nesil yetiştirmek azmindedir.

Hürriyet Kasidesi’ndeki ruh, bir aşiretten cihangirâne bir devlet kuran iradenin temsil edildiği imanlı ve azimli ruhtur. Namık Kemâl bu manzumesinde her bakımdan bir ‘duruş’u temsil eder. Bunda meydan okuyan, inandığı dâvâyı ve kendi hukukunu sonuna kadar savunan, dirayetli, iradeli, küçük hesap ve oyunların içinde olmayan, vatan ve milliyetperver, hamiyet sahibi, hayatın ve dünyanın anlamını çözmüş, karakter sahibi bir gönül adamı portresi çizer. Böylece san’atla şahsiyetin birleştiği ve daha sonra incelemeyi düşündüğümüz destansı manzume vücuda gelir.

***

“Ahrâr-ı Osmaniye”den (Osmanlı Hürriyetçiler Fırkası) oldukları halde “Avrupa meftunu” olmayan Namık Kemâl ve Ziya Paşa gibi şahsiyetler, Bediüzzaman Hazretleri’nin nazarında, birer “Dâhî edip, hamiyetli Ahrar, basiretli siyasîler” idi.

Bu basiretli şahsiyetler, Osmanlı Saltanatı’nın gidişat ve âkıbetini tâ 1860’lardan itibaren gördüler ve ona göre de fikrî kaynak, idarî alternatif modelleri geliştirmeye âdeta vakf-ı hayat eylediler.

ASIL MUSÎBET DİNE GELEN MUSÎBETTİR

Rahmetli Namık Kemal ve Mehmet Âkif’in hayalini kurdukları, yetişmesi için çaba sarf ettikleri bu nesli yetiştirmek Hz. Bediüzzaman’a nasip olmuştur. ”Tedenni-i milletten (milletin geri kalmasından) ciğeri yanan” Bediüzzaman “âlemi İslâm’a gelen darbelerin en evvel kalbime geldiğini hissediyorum” der. “Neden dünya herkese terakki dünyası olsun da, yalnız bizim için tedenni dünyası olsun?” diyerek yönünü istikbale çevirir ve imanlı bir nesil yetiştirmek için bütün sıkıntıları göze alır. Ona göre ‘ekmeksiz yaşanır, ama hürriyetsiz yaşanmaz’. O ‘milletin imanını selâmette görmek uğruna; Cehennemde yanmayı dahi’ göze almıştır.

Namık Kemâl’in hürriyeti destanlaştıran “Hürriyet Kasidesi” şiiri ve “Rüyâ” başlıklı makalesi ile, Üstad Bediüzzaman’ın “Hürriyete Hitap” nutku arasında muazzam bir fikir ve mânâ irtibatı vardır. Namık Kemâl’in “Aşkına esir olmayı esaretten kurtulmak” mânâsında tâbir ve tasvir ettiği hürriyet hakikatini, Üstad Bediüzzaman “imana nisbet” ederek şu kanaate varıyor: “İman ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar. İşte Asr-ı Saadet.” (Münâzarât, s. 59)

KEMÂL’İN RÜYÂSI İLE UYANMAK!

Said Nursî, henüz 15-16 yaşlarında Mardin taraflarında olduğunu ve burada iken Namık Kemâl’in “Rüyâ” isimli makalesini okuduğunu, aynı zaman zarfında hürriyetin mânâsı ile siyasetteki “muktesit meslek” hakkında ciddî mâlûmat sahibi olduğunu şu şekilde beyân ediyor: “İnkılâptan (1908’den) on altı sene evvel (1892), Mardin cihetlerinde, beni hakka irşad eden bir zâta rast geldim. Siyâsetteki muktesit mesleği bana gösterdi. Hem, tâ o vakitte, meşhûr Kemâl’in ‘Rüyâ’sıyla uyandım.” (Münâzarât, s. 123)

“Ey hürriyet-i Şer’i! Öyle müthiş ve fakat güzel ve müjdeli bir sadâ ile çağırıyorsun, benim gibi bir şarklıyı tabakat-ı gaflet altında yatmışken uyandırıyorsun. Sen olmasaydın, ben ve umum millet, zindan-ı esarette kalacaktık. Seni ömr-ü ebedî ile tebşir ediyorum.”

SİYASETTE “MUKTESİT MESLEK”

“Muktesit meslek” tâbirinin siyasetteki mânâsı, ümmetin ekseriyetini temsil eden “vasat yol”dan gitmek, aşırılıklara sapmayan, yani radikalizme düşmeyen, dengeli ve müsbet bir idare tarzını benimsemek ve siyasî mesleğini bu müstakim hat üzere sürdürmeye çalışmak demektir. Ki, Bediüzzaman Said Nursî de ömrünün sonuna kadar, hiç inhiraf etmeyerek daima bu meslekten gitmiştir. Müsbet hareketten taviz vermemiştir. Yapılan zulüm ve işkencelere rağmen bu meslekten ayrılmamıştır.

Bu günlerde siyasetteki muktesit mesleğe, hamiyetli ve basiretli hürriyet aşıklarına her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Zaman Bediüzzaman’ın fikirlerine kulak verme zamanıdır.

Okunma Sayısı: 4773
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı