"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Uçuruma koşanlar ve ‘Durun kalabalıklar’!

M. Said ZEKİ
04 Mart 2019, Pazartesi
Kimler geldi kimler geçti şu ihtiyar dünyamızdan.

Şimdi sahnede bu asrın insanları var. Herkes kendi filminin başrol oyuncusu. Rolü biten sahneden ayrılıyor. Gelen gidiyor, giden dönmüyor. Bazıları hayatın sırrını çözmüş, niçin sahneye çıktığının farkında. Bazıları ise hayatı bir oyun ve eğlenceden ibaret sanıyor. Doymaz bir iştahla dünyaya saldırıyor. Kimileri arkasında derin izler bırakarak gidiyor, kimileri ise sahneden indiği anda unutuluyor! Ama kimse geri dönmüyor veya dönemiyor.

Yahya Kemal’ce söylersek; “Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden, / Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.”

Yahya Kemal rolü biten hayat yolcularını ‘Sessiz Gemi’ye bindirip açık denize uğurlarken; Bediüzzaman Hazretleri, hayat yolculuğunu bir trene binip seyahat eden adamın durumuna benzetir. Tren yolunun etrafında güller, çiçekler ve meyveler bulunmaktadır. Adam, tren yolu etrafında bulunan güllere izin verilmediği halde pencereden el uzatır ve koparıp kendine almaya çalışır. Ama güllerin dikenleri adamın eline batar, yırtar ve kanatır. Gayrî meşrûya uzanan elleri haram dikenlerin parçalanması bir metafor olarak kullanılır. Rolü bitenler de trenden karanlık kabir deliklerine fırlatılıyor. “Gördüm ki, tünel kapısı yerine çok delikler görünüyor. O uzun şimendiferden o deliklere adamlar atılıyorlar”.

HZ. PEYGAMBER HELÂK OLMAMIZDAN KORKUYOR!

Ümmetinin geleceğinden endişe eden Rahmet Peygamberi (asm) ikaz ediyor: “Vallahi ben bundan sonra sizin hakkınızda fakirlikten korkmuyorum. Aksine sizden evvelki ümmetlerin önüne dünyalıklar serilip birbirleriyle yarıştıkları ve onları helâk ettiği gibi sizin önünüze de serilip çekişmenizden ve sizi de helâk etmesinden korkuyorum.” (Buharı, Cenaiz, 72)

Yine buyuruyorlar ki: “Benim misalimle sizin misaliniz, şu temsile benzer: Bir adam var ateş yakmış. Ateş etrafı aydınlatınca, pervaneler (gece kelebekleri) ve aydınlığı seven bir kısım hayvanlar bu ateşe kendilerini atmaya başlarlar. Adamcağız onları kurtarmaya (mani olmaya) çalışır. Ancak hayvanlar galebe çalarak çoklukla ateşe atılırlar. Ben (tıpkı o adam gibi) ateşe düşmemeniz için belinizden yakalıyorum; ancak siz ateşe ateşe koşuyorsunuz.” (Buhari, Rikak 26)

DÜNYEVÎLEŞMEK: HERKES PAYINA DÜŞENİ ALIYOR!

Dünyevîleşmek bizi helâk edecek! Kendi ayaklarımızla bilerek, isteyerek ateş uçurumuna doğru koşuyoruz. Mal ve makam sevgisi, gurur veya korku, bencillik veya nefret veya şehvet... Her birimizi yoldan çıkaran, ayağımızı kaydıran sebepler farklı; fakat gidiş aynı. Uçuruma doğru son sür’at... Aklı başında olanlar ikaz edip, mani olmaya çalışıyor. Dünyada misafirhane sahibinin izni doğrultusunda bir yolcu, bir misafir gibi yaşamamızı öğütlüyor. ‘Asıl mükâfat yeri dünya sahnesinin arkasında, orası için çalışınız’ diyorlar.

DURUN KALABALIKLAR!

Şair haykırıyor: “Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!/ Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:/ Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,/ Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden.” (N. Fazıl)

Evet; ailede, gençlikte, ahlâkta, iş hayatında, dinî yaşayışta, ekonomi ve adalette, hak ve hürriyetlerde; hasılı ‘karanlık kubbemizden çatırtılar geliyor.’ Bu hız ve haz çağında şimdi biraz yavaşlayıp konumumuzu, durumumuzu, yaptıklarımızı gözden geçirelim. Ümitsizliğe düşmeden bir nefis muhasebesi, bir öz eleştiri yapalım. Yönümüz Hakk’a ve hakikate doğru mu; yoksa uçuruma mı? Kendimizi ve sevdiklerimizi nereye doğru götürüyoruz? ‘Köprüden önce son çıkış’a varmadan, pişmanlık günü gelmeden kendimize bir iyilik yapalım. Kendimizi ve bu dünyadaki rolümüzü bir gözden geçirelim! Yoksa durum vahim.

Ne dersiniz?

Okunma Sayısı: 1681
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı