"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vicdan zorbalığa karşı

M. Said ZEKİ
18 Eylül 2017, Pazartesi
Ya da Castellio Calvin’e

Vicdan; içimizdeki bizi biz yapan cevherlerimizden birisi. Yeryüzüne gönderilen insanın hayatını devam ettirip, sınavı kazanması için ruhumuza takılan elemanlardan bir pusula. Eğer vicdan bozulmamışsa hangi inançta, hangi görüşte olursa olsun; yanlışa, haksızlığa, zulüm ve zorbalığa karşı çıkar.

OKU/YORUM

Bazı kitaplar belli zamanlarda okunduğunda ayrı bir tad veriyor sanki. Avusturya’lı ünlü yazar Stefan Zweig’ın “Vicdan Zorbalığa Karşı Ya da Castellio Calvin’e” kitabını okudum yakın zamanda. Bediüzzaman’ın vicdan konusunda yazdıklarını bir daha inceledim. Bozulmamış bir vicdanın evrensel değerler taşıdığını düşündüm. Anladım ki yeri, zamanı, inancı ne olursa olsun vicdan hakikati haykırmaya devam eder.

Yayın haklarını ihlâl etmemek adına kitabın kapağındaki tanıtım yazısını aktarmakla yetiniyorum.

“Vicdan Zorbalığa Karşı Ya da Castellio Calvin’e, okuru reformcu Jean Calvin’in diktatörlüğünün hüküm sürdüğü XVI. Yüzyıl Cenevre’sine götürür. Calvin’in farklı görüşlere gösterdiği tahammülsüzlük, hümanist din adamı Miguel Serveto’un resmî öğretiye ters düşen görüşleri dolayısıyla ölüm cezasına çarptırılmasıyla zirveye tırmanır. Tam da bu noktada Sebastian Castellio, Calvin’in karşısında tarih sahnesindeki yerini alır.

Bu kitap Zweig’ın, kendi hayatını belirleyecek Nasyonal Sosyalizm de dahil olmak üzere totaliter rejimlere yönelttiği bir eleştiri olarak da anlaşılabilir. Katı ideolojilerin beraberinde getirdiği tehlikelerin göz önüne serildiği, insanca yaşamak için düşünce özgürlüğünün, hoşgörünün altının çizildiği Vicdan Zorbalığa Karşı Ya da Castellio Calvin’e, bu özellikleriyle evrensel nitelikte.”

İslâmın getirdiği, “Din’de zorlama yoktur. (Bakara, 2/256), Sizin dininiz size; benim dinim banadır (Kâfirun, 6), Sen ancak öğüt vericisin, senin vazifen ancak tebliğdir, Zalimlere meyletmeyin sonra ateş size de dokunur” vb. Kur’ânî hükümler, “Sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz. Müjdeleyiniz, korkutmayınız. Din nasihattır. Din güzel ahlâktır, Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim. Zulümden sakınıp kaçınınız. Çünkü zulüm, kıyamet gününde zâlime zifiri karanlık olacaktır” gibi Nebevî (asm) tavsiyeler hakkıyla yerine getirilse kin, nefret, dayatma, zulüm olur mu insanlık âleminde! 

Fakat âlemde zıtlar birlikte takdir edilmiş. Zulmedenler, zulme taraf olanlar veya sessiz kalanlar olduğu gibi; zulme karşı çıkan İbrahimler, Musalar (as), Castelliolar, Rachel Corrieler, Zweiglar, Bediüzzaman’lar hep oldu ve olacaklar! 

VİCDANIN DÖRT UNSURU

Bediüzzaman’a göre ‘Rabbimizi bize bildiren’ dört delilden biri. Risale-i Nur’da öğrendiğimize göre;

Fıtrat ve vicdan akla bir penceredir. Fıtrat yalan söylemez. Akıl faaliyetini durdursa bile vicdan paydos etmez. Yaratıcısını ve hakikatı inkâr edemez.

Akıl gözünü kapasa da, vicdanın gözü daima açıktır.

Hadsiz ihtiyaçlara ve hadsiz düşmanlara karşı bir dayanma noktası vicdanda mevcuttur. (Mesnevî-i Nuriye)

Vicdanın dört unsuru vardır, bunlar aynı zamanda ruhun duyu organlarıdır. Bunlar irade, zihin, his ve latîfe-i Rabbaniyedir. Nihaî gayeleri ise;

İradenin ibadetullahtır.

Zihnin marifetullahtır.

Hissin muhabbetullahtır.

Latîfenin müşahedetullahtır. (Hutbe-i Şamiye)

Bunların izahını isteyenlere; ‘bilenler bilmeyenlere anlatsın efendim!’

Okunma Sayısı: 4384
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı