"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yine bir gülnihal: Nisan!

M. Said ZEKİ
02 Nisan 2018, Pazartesi
Bütün güzelliğiyle bir deste gül olarak tanzim edilen bahar, gözümüze ve gönlümüze ‘yaşama sevinci’ versin diye Yüce Yaratıcı tarafından insanlığa bir kez daha takdim ediliyor. Şükür kavuşturana!

Tabiat bilmem kaç milyonuncu kez bir bayrama hazırlanıyor. Gerçi mahlûkatın bayramı ‘Nevruzî Sultanî’ ile başlar, ama; insan o günü bile politik kaygılarla kirletti. Hem yeni doğan bebeğin biraz gelişip serpilince daha sevimli olduğu gibi; kanaatimce bayramın en gösterişli günleri Nisan’la başlar, Mayıs’la devam eder.

HOŞGELDİN BAHAR!

Bakmayın siz Ankara’nın, İstanbul’un tozlu, isli, sisli, puslu havasına. Kendinize bir iyilik yapın ve biraz dışarı, mümkünse şehir dışına çıkın. Masmavi gökyüzünde saflığın sembolü bembeyaz bulutları, kıra, ovaya, dağlara serilmiş yemyeşil kudret halısını göreceksiniz. Rengârenk çiçekler sizi tebessümle karşılayacak, isimlerini bilmediğiniz kuşlar, böcekler size ilâhî bir musıkî ile ‘hoş geldiniz!’ diyecekler.

TEFEKKÜR VE TERAPİ!

Bir dere şırıltısı bunalan gönlünüze ‘terapi’ gibi gelecek, bir deniz kıyısında iseniz Celalî ve Cemalî tecelliler ruhunuzu ötelere, sonsuzluk diyarına tefekkürî yolculuklara çıkaracak.

Korkmayın, kendinizi serbest bırakın! Bedeniniz biraz gevşesin, ruhunuz özgürlüğün tadını bir kez daha hissetsin, bunalan gönlünüz sevgiyi kana kana içsin! Arada serpiştiren Nisan yağmuru da sizi tedirgin etmesin. Islanmaktan korkmayın! Mâi Nisan ilâç gibi gelecek!

Kendinize bir gün ayırsanız kıyamet kopmaz, işler karışmaz, iflâs etmezsiniz! Hem dünyanın işleri bitmez. Günler, aylar, yıllar boyu çalışsanız yine bitmez! Arzular, emeller, elemler, gelecek kaygıları, endişeler.. inanın bitmez.

İnanmıyorsanız mezarlıklardaki uyuyanlardan sorunuz; onlar dünya işlerini bitirebilmişler mi!

“KÖLE GİBİ DEĞİL, MÜŞAHİT VE MÜFETTİŞ GİBİ YAŞAYIN”!

İnsan fıtraten mükerremdir, en şerefli olarak yaratılmıştır. Yeryüzünün halifesidir. Mahlûkat insana musahhar kılınmış, emrine verilmiştir. Dolayısıyla bu dünyaya köle gibi çalışmak üzere gönderilmemiştir. Ancak kendini ve Rabbini tanıyıp, duâ ve ilim ile tekemmül etmek için; iyiye güzele ve mükemmele ulaşmak için yaratılmıştır.

Rızkı Yaratıcı tarafından taahhüt altına alınmıştır. O’nun verdiği taahhüte itimat edecek, helâlinden ve en güzelinden bütün nimetleri tadacak, tefekkür ve şükredecektir. Merde ve namerde muhtaç olmamak için elbette çalışacak, ama; köle gibi değil. Hırsla ve kendini paralarcasına değil, kendini, çevresini, sevdiklerini ve Yaratıcısını unutup ihmal ederek değil. Yine Yaratıcı hesabına ve onun isimlerinin tecellilerine mazhar olduğunun şuurunda olarak çalışacak. Kâinattaki güzellikleri ve mazhar olduğu nimetleri müşahede edecek, mahlûkatı bir müfettiş gibi kontrol ve teftiş edecek, onların yaptığı tesbihatı halife olarak Yaratıcıya arz edecektir.

HAYATI YAVAŞLATIN VE KENDİNİZE VAKİT AYIRIN!

Dünyanın bitmeyen işleriydi, savaştı, siyasetti derken ömür gelip geçiyor. Ve unutmayalım ‘hayatın tekrarı yok’. Keşke’ler, son pişmanlıklar fayda vermiyor. Önümüzde ise malın, mülkün, makamın, evlâdın, eşin dostun fayda vermediği ebedî bir hayat bizi bekliyor.

O zaman henüz fırsat varken; gelin biraz bu hız çağında biraz yavaşlayıp, kendimizi, sağımızı solumuzu bir kontrol edelim. Vazgeçilmezlerimizi gözden geçirelim. Derin bir nefes alıp nereye doğru koştuğumuzun, nereye savrulduğumuzun, kendimize, çevremize, insanlığa nasıl bir katkı sağladığımızın muhasebesini yapalım. Genelde bir insan, özelde bir mü’min olarak bu nefis muhasebesini yapmak zaten insanî görevimiz.

NİSAN YAĞMURUNDA RUH TEMİZLİĞİ!

Başa dönüyoruz; insandan başka hiçbir canlının karamsar ve ümitsiz olmadığı şu Nisan günlerinde, tabiatın bu güzellik ve coşkusundan bizde nasibimizi alalım. Bedenimizi, aklımızı, kalbimizi, gönlümüzü ve ruhumuzu bahar ve çiçek kokusu ile temizleyelim.

Biatı taze olan Nisan yağmurunda ıslanalım. Kinden ve kirlerden arınıp unuttuğumuz sevgi, dostluk ve muhabbeti yeniden keşfedelim.

Ümitsizliği ve karamsarlığı bir tarafa bırakalım. Sahip olamadıklarımıza üzülmek yerine, sahip olduklarımızın farkına ve tadına varalım. Yaşama sevinci dolsun yüreklerimize. Varsın işler biraz beklesin. Tazelendiğimizi, yenilendiğimizi, dinlendiğimizi ruhumuzun derinliklerinde hissedelim.

Baharı bir deste gül gibi bize takdim eden Yaratıcımıza şükür ve duâ edelim. Yine O’nun ikramı olan eşimize, çocuklarımıza, dostlarımıza ve işimize sahip çıkalım. Özetle güzellikler elimizden çıkmadan kıymetini takdir edip gereğini yapalım. Ne dersiniz!

Bahar ve Nisan tadında kalınız sevgili dostlar!

Okunma Sayısı: 2141
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı