"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘Komite’ iş başında

Muhammed Yusuf Akbaş
17 Mart 2014, Pazartesi
Türk siyasasını açıklayabilecek bir anahtar olarak Şerif Mardin merkez – çevre ilişkisini olarak görmüştür. Bu Cumhuriyetten süregelen bir çatışmadır. Son yıllarda ise daha önce çevrede olanlar kendilerini merkezde gördüler. Çevredekiler merkeze geldikten sonra bu çatışma yine devam etti. Dolayısıyla hep güçlü merkez- güçsüz çevre geleneği devam ediyor.

 Olması gereken merkez ve çevre kutuplaşmasını yok edecek sadece milletin hâkim olduğu bir sistem tesis edilmesiydi. Adalet, meşveret ve kanun üstünlüğünü hakim kılacak bir sistem bu çatışmayı bitirebilirdi. Ama burada herkesin merkez olma iddiası sorunu devam ettiriyor.
Gizli devlet geleneği yerine şeffaf yönetimler olması gerekirken, kendi gizli devlet geleneğine dönüştü. Adalet, hesap verilebilirlik ve şeffaflık ise bunlar sadece ders konularında kaldı. Sivil anayasada hep hayallerde kalmaya devam ediyor.
Siz bunları yap(a)masanız zalimlerin satranç oyunları tekrar başlar. Kendilerine oynayacak zemin bulurlar. Siz kiminle çatıştığınızın farkına bile varamasınız. Üstad Bediüzzaman’ı Abdülhamid Han ile görüştürmeyen zihniyet bugün yine görev başında. Sistem yerine şahıs egemenliği ile yönetilenler ve bu şahısların etrafı da aynı komite ile öğütlenmiş durumda. Algı dezenformasyonu ile bu şahıslar yanlış yönlendiriliyor. Çatışma daha da şiddetlendiriyor.
Taktik değiştiren ‘Zındıka komitesi’ toplum mühendisliğinin en önemli argümanı olan algı yönetimi ile sizi yönetmeye devam eder. Öyle algılar oluşturur ki çoğu gerçeği göremez olurusunuz. Tarafgirlik hisleriyle şaha kalkarsınız. Algı savaşı ile hiçbir şeye müdahil olmadan iki tarafı da bertaraf edersiniz.
Merkez daima çevrenin niyetlerinden kuşku duyma, çevre de merkeze duyduğu güvensizlik dolayısıyla merkezle ile aynı paydayı paylaşamadı ve sürekli bir gerilim ve çatışma ortamı doğdu. Bu gerilim merkezin rahatlıkla hukuk dışına çıkmasına sebep oluyor. Böylece bütün sorunlar algı korkusu içinde güvenlik boyutuyla idarî sorunlar olarak algılandı. Cumhuriyet, Osmanlı’daki devlet-teba çatışmasını devam ettirdi. Bürokratik seçkinlerin devlet anlayışı daha çok devlet-daha az toplum (güçlü merkez-güçsüz çevre) sonucunu doğurdu. Bürokratik seçkinlerin tarafı her zaman kazanmaya devam ediyor. Cumhuriyet bürokrasisi kazanmaya devam ediyor. Bugün yaşanan gerilim, bu tarihsel geleneğin sonucudur.
Aslında Türkiye’de demokratikleşme hareketleri daha çok çevreyi ifade eden değerlerin, merkez tarafından  durdurulmak isteğidir. Kimse, çevredeki değerleri sorun etmiyor, asıl sorun haline getirilen durum, bazı değerlerin merkeze gelme meselesidir. Merkezin yanlış iliklenen ilk düğmesi düzeltilmeden diğerlerini ne kadar düzeltirseniz düzeltin bir sonuç elde edemezsiniz. Bu da ancak sivil bir anayasa ile olur.
Türkiye’de muhalefetinde bilinçli bir şekilde bitirilmesi bu oyunları rahatlıkla oynama isteğidir. Muhalefet siyaset kantarının topuzudur. Dolayısıyla muhalefet olmadığında kantarın topuzu kaçıyor. Bazıları bu alanı doldurmaya da çalışıyorlar. Siyaset kuvvetleri kullanma san’atı idi, ama hep tersi olmuştur. Bazı kuvvetler hep siyaseti kullanmışlardır.
Çevrenin merkeze yürüyüşünden rahatsızlık duyanlara karşı millet, çevre ve merkeziyle bir bütün olmalıdır. Çünkü her vatandaş, yasalar karşısında eşittir. Çevre-merkez ilişkileri tanımının dışına çıkarak bütün farklılıklarımızı bir kilimin desenleri gibi zenginlik kaynağı olarak görürsek, sorunları rahatlıkla çözebiliriz. Katılımcı demokrasinin gelişim gücünü arttırabiliriz.

Okunma Sayısı: 1829
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı