*Mesaj sahibinin kimlik bilgileri bizde mahfuzdur.
Ben (...) ceza infaz kurumu koğuşunda yatmakta olan bir tutukluyum. Her gün gazetelerinizi ve yazılarınızı takip ediyorum. Daha önce size mektup göndermiştim. Takip ettiğim kadarıyla, yaşanan bazı mağduriyetleri köşenizde yer veriyorsunuz. Öncelikle bu duyarlılığınız için size çok teşekkür ederim.
Bu mektubu size tekrar göndermemin sebebi birkaç hafta önce TV programında Nedim Şener denen gazetecinin ‘’Binlerce insan tutuklanıyor hiçbirinden ses çıkmıyor. Demekki bunların hepsi suçlu’’ şekinde bir ifade kullanmasıdır. Ben bu gazetecinin ifadesi üzerine bu yazıyı yazmaya karar verdim. O gazetecinin isteği nedir bilmiyorum. Ama ben Allah katında ve hukuk önünde suç sayılabilecek hiçbir iş ve işlem yapmadım.
Ben ve eşim KHK’dan ihraç edilen öğretmenlerdeniz. Ben ve eşim ülkemizin en doğusunda bulunan (...) ve (...) illerinin köy ve mezarlarında yıllarca (ben dokuz yıl, eşim altı yıl) çalıştıktan sonra (...) ilçesine atandım. Burada da beş yıl çalıştıktan sonra hiçbir idarî ve adlî soruşturmaya gerek duyulmadan KHK ile görevden atıldık. Bu yetmedi eşimin SGK kaydı iptal edildi. Benim eşim 1997 yılında mitral kapak ameliyatı geçirmiş bir hastadır. Yirmi yıldır düzenli olarak her ay kardiyoya giden ve rutin ilâç kullanan bir hastadır. Bütün bu yaşadıklarımız bana ‘’Bırakın ağaç kabuğu yesinler’’ diyen il başkanı hatırlatıyor. Bu anlattıklarım yaşadığımız mağduriyetlerden sadece bir tanesi, diğerlerini anlatmaya sayfalar yetmez. Çocuğumun yaşadığı mağduriyetler daha acılısı ve sıkıntılısıdır. Geçen gün sadece bizim on dokuz kişilik koğuşta evli arkadaşların hepsinin otuz altı tane çocuğu olduğunu saydık, varın kırk sekiz bin kişinin çoluk çocuğunu siz hesaplayın. İlginize şimdiden teşekkür ederim.