*Mesaj sahibinin kimlik bilgileri bizde mahfuzdur.
Öncelikle gerçekleri dile getirmekten çekinmediğiniz için çok teşekkür ederim. Ben bir öğretmenim aynı zamanda bir polis eşiyim. Yıllarca eşimle vatanımıza hizmet ettik. 15 Temmuz gecesinden sonra hiç suçumuz yokken hayatımız altüst oldu. Eşim 18 Temmuz günü açığa alındı, 1 Eylül de ihraç edildi. Tam da esyalarımızı toplayıp yeni görev yerimiz Diyarbakır’a gidecekken.
Suçumuz ise evlendikten sonra (2014 Ağustos) takılarımızı altın hesabına yatırmak. Sadece 3 ay kaldı bu takılar sonra paraya çevirip çektik araba aldık. Kayıtlarda hepsi var. Ne bilebilirdikki yasal bir banka kullandık diye devletimiz bizi terörist ilân edecek. Geçimimizi sağlamak amacıyla (...)’e kayınvalidemlerin yanına taşındık. Eşim oğlumuzun bez mama masraflarını çıkarabilmek için oyuncak satmaya başladı. Durduğu kaldırımda pek iş yapamıyordu. Karşı kaldırıma geçse daha çok kazanacaktı, ama geçmedi.
Neden geçmedin diye sorduğumda, ordan çok insan geçiyor kaldırımda durup onların hakkına giremem dedi. Durum böyleyken iki ay sonra (...)’a geri çağrıldık. (31 Ekim) Eşim ifade diye girdiği şubede hiç ifadeye başvurulmadan apar topar gözaltına alındı. 10 gün karakolda nezarette kaldı. On gün sonrasında sebepsizce tutuklandı. Bylock denilen program şüphesiyle tutuklanmış. Delil ispat hiçbir şey yok. Gözümüzün önünde kelepçe takılıp Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Dosyada gizlilik kararı var deniliyor, başka bir şey denmiyor. Her hafta 40 dk görebilmek ümidiyle cezaevi yollarında perişan oluyoruz. Yol uzun olduğu için oğlumu götüremiyorum bile. Eşim yıllarca gece gündüz vatanı için çalıştı durdu.
Yeri geldi eve uğramadı, kaldırım taşlarında yattı. Tutuklandı, ama yine de küsmedi devletine. Karakol ile adliye arası çok yok. Ama sevk edildiği zaman tam 40 km dolaştırılmış. Görüşte bana bunu anlattı devletimin arabasını benzinini yok yere heba ettiler, yetim malıdır yazıktır günahtır dedi. Söyleyin böyle terörist olur mu? Bunların mükâfatı hapis mi olacaktı? Söylesinler şunla görüşmüşsün şunları yazmışsın, ama hiçbir şey yok. Haksız yere tutmaları vebal değil mi? Oğlumuz yeni yeni konuşuyor ve baba diyor devamlı ve babası yanında yok kim verecek geçip giden günlerin hesabını?
Üzerimizdeki bu damgayla yaşamak çok zor devlet büyükleri gazeteciler ne zaman kulak verecek bizlere? Ne olur duyun sesimizi bizler vatan haini değiliz...