*Mesaj sahibinin kimlik bilgileri bizde mahfuzdur.
Ben (...)dan (...) bir tutuklu polis eşi ve hemşire eskisiyim. Malûm yaşanılan olaylar. 18 Temmuz günü eşim açığa alındı sebep belirtilmeden. Akabinde 25 Temmuz günü göz altı süreci başladı, ev araması vs. Hiçbir suç belirtilmedi. 2 Ağustos gecesi çıktığı mahkemece tutukluluk kararı verildi. Hâkimin dediği söz, ‘Ankara’dan emir var, dosyanız boş, ama bunu yapmak zorundayım.’
Görev yeri (...) bilmiyorum oraları bilir misiniz? (...)’a sınır bir ilçe, mahrumiyetin tavan olduğu yurdumun Cennet köşelerinden bir tanesi... Neyse 1 ay önce geçici görev yerinden (...) gelmişti, eşim terörle sıcak temas (kurulan yer). Kaderin cilvesi olsa gerek şu an terör örgütü üyeliğinden 9 aydır cezaevinde.
Sizin dediğiniz gibi mağdur kelimesini pek sevmiyorum, ama başımdan geçenleri, yaşadıklarımı, travmalarımı paylaşmak isterim. 2 Ağustos gecesinden başlamak isterim. Bu arada 7 aylık hamileydim ve riskli bir gebeliğim vardı. İlçede zaten doktor yok. (...) Merkezde de (dr.) yoktu. Allah’a emanettik bebeğim ve ben. 2 Ağustos gecesi mahkemenin sonuçlanmasını bekliyoruz. Arkadaşımın eşi aradı ve eşimin benimle görüşmek istediğini söyledi. Eşim “Sakin ol hamilesin 1 kişi hariç hepimiz tutuklandık. Bana kıyafet hazırla sakin ol ne olur” dedi...
Ben de dediği gibi yaptım. İlçe emniyetinin önünde vedalaşmak için toplanıldı. Mahşeri kalabalık; çocuklar, anneler, eşler feryat figan sadece ağlayarak bana doğru gelen eşimin yüzünü hayal meyal hatırlıyorum. Sonrası hastanede açtım gözümü. Başımda kolu sargılı, ağlamaktan harap olmuş eşim duruyor... Ben bayıldığımda sinir krizi geçirmiş. Emniyetin önündeki demir bariyerleri yıkmış güvenlik kulübesinin camını patlatmış, kolu kesilmiş. Hastanede kimseye elletmemiş benim eşim sağlıkçı, uyanınca o dikecek diye... Uyandım “Hadi kolum kesildi, sen dik cezaevinde senden hatıra olur” diyerek ağladı. Ben de önce diktim... Tekrar ilçe emniyetinin önüne getirildik. Kızımız var 5 yaşında. Daha gözümün önünden gitmez kızına sarılıp bağıra bağıra ağlaması ve veda vakti minibüse koyup götürdüler EŞİMİ, BABAMIZI. Öylece bakakaldık çaresiz.
Biliyor musunuz nerede yaralı bir hayvan olur eşimin önüne çıkardı. Biz bakar iyileştirir salardık; terörist olmakla suçlanıyor böyle bir insan. Neyse EŞİM cezaevine, biz de baba evine döndük.
Karnımda 7 aylık oğlum, yanımda 5 yaşında kızımla, kocalı dul, babalı yetimlerimle. Doğum yaptım. Eşim cezaevinde, ne kadar acı bir durum tarifi imkânsız. Rabbim hiçbir kadına bu tramvayı yaşatmasın.
Doğum esnasında stresten dolayı kanamam kontrol edilemedi. Kaç ünite kan verildi bilmiyorum. Kalbim durmuş, tekrar döndürülmüşüm. Bebeğim bu durumdan dolayı oksijen problemi yaşadı. Ben 8 gün, bebeğim 5 gün yoğun bakımda kaldık. 10 gün sonra kucağıma alabildim. Sadece 78 gün anne sütü alabildi. Anlayacağınız sütünden de oldu yavrum, babasız dünyaya geldiği yetmezmiş gibi. Şu anda 6 aylık ve babası 20 Mart’ta gördü, ilk defa kucağına aldı. Ne kadar acı, tarifi imkânsız bir durum. Kelimeler kifayetsiz kalıyor.