"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Herkesi fiilî duaya davet ediyorum, hep birlikte bu imtihanı kazanalım

Mağdur Kürsüsü
08 Aralık 2017, Cuma
*Mesaj sahibinin kimlik bilgileri bizde mahfuzdur.

Merhaba,

Ben yeni avukat (...), (...)’da oturuyoruz. 5 kişilik bir aileyiz. Babam 01.08.2016 tarihinden beri (16 aydır) (...)’da, ablam 01.03.2017 tarihinden beri (8 aydır) (...)’de tutuklu. Erkek kardeşim 17.08.2017 tarihinde (...)’da gözaltına alındı 6 gün gözaltında durdu. Şu anda adlî kontrollü ve haftanın 2 günü imza atmaya gidiyor. 3 hafta önce ablamın açık görüşü için (...)’ye gittiğimizde annemin ağzından öksürükle kan gelmeye başladı. 1 hafta (...)’de hastanede yattık ciğerlerinde kitle olduğunu söylediler. Doktorlar akciğer kanserinin 4. evresinde olduğunu söylediler. Annem şu anda hastalığının boyutunu bilmiyor. Kendisine söyleyemedik. Çünkü bu hastalığı yenebilmesi için morale ihtiyacı var. Annemin hasta olduğundan tutuklu olan ablam ve babamın haberi yok. Benim hayalimde de hâkim olmak vardı. Bu süreçten dolayı avukat oldum. 

Tutuklu (...)’un kızı ve aynı zamanda avukatıyım. Babam (...), 01.08.2016 tarihinden beri (16 aydır) özgürlüğünden mahrumdur.

1) Türkiye’de 15.07.2016 tarihinde yapılan menfur darbe girişimi sonrasında; Türkiye, 26.07.2016 tarihinde ilân edilen Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi ile başlayan ve ard arda ilân edilen OHAL KHK’ ları ile bitmeyen bir OLAĞANÜSTÜ HAL sürecine girdi.

OHAL kapsamında gözaltı süreleri hukuksuz olarak 30 güne çıkarıldı. Babam, darbe girişimini evinde televizyondan öğrenmesine ve 16 Temmuz günü ablamın nişanının olmasından dahi darbeden haberinin olmadığı anlaşılacağı halde bu süreçte 12 gün gözaltında kaldı. Bunun üzerine (...) Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararı ile tutuklandı. Gözaltı şartları bir insanın kalmasına uygun olmayan şartları taşımaktadır. Şartlar adeta babamın ifadesine etki etmeye yönelik işkence niteliğindeydi. Babam gözaltı süresi boyunca 1 m2’lik yerde 2 kişi ile birlikte tutuldu, gece uyumak dahi işkence halini aldı onun için. Lavabo ve tuvalet ihtiyaçları yeterince karşılanmadı. Aşırı derecede kısıtlandı, dinî ibadetlerini yapması için gereken ihtiyaçları karşılanmadı. Polis memurları tarafından lavaboya gidip abdest almaları dahi engellendi. İfadesi gece yarısından sonra saat 02:00- 03:00 sularında uykulu ve yorgun olduğu saatlerde ifade alma esaslarına aykırı olarak alındı, yorma politikasıyla işkence edilerek hukuka aykırı deliller elde edildi ve bu deliller dosyaya konuldu.

2) Babam 01.08.2016 tarihinde sabah saat 05:00’da evinde yapılan aramada evde olmamasına ve tarlada olmasına rağmen aramayı duyduğunda aynı gün içinde Emniyet Müdürlüğü’ne kendi iradesiyle durumu öğrenmek için gitmişti. Fakat hiçbir açıklama yapılmadan doğrudan gözaltına alındı. Sağlık kontrolü için hastaneye götürülürken suçluluğu ispatlanmadığı, herhangi bir saldırgan hareketine rastlanmadığı, kendisine ya da çevresindekilere zarar verme ihtimali bulunmadığı, Emniyete kendi ayağıyla gittiği ve kaçma şüphesi olmadığı halde haksız ve hukuksuz olarak kelepçe takılmış ve azılı suçlu muamelesi gördü.          

Babam, 12.08.2016 tarihinde tutuklandı. Her ay düzenli olarak yaptığımız tutukluluk itirazlarına rağmen ne ilk tutuklama kararında ne de daha sonra verilen tutukluluğun devamı kararlarında tutuklamaya yeterli gerekçe gösterilmeksizin copy-paste yoluyla yapılan AİHM’in çeşitli kararlarında belirttiği gibi soyut, basmakalıp ve ayrıntıdan yoksun mahkeme kararlarıyla hürriyetinden yoksun bırakıldı. Babam bu tarihten beri (...) Cezaevinde tutsak olarak tutulmaktadır.

3) Babam, ilk günden beri oldukça kalabalık koğuşlarda tutuldu. 8 kişilik koğuşlarda en az 20 kişi kalmaya mecbur edildi. Şu anda bulundukları koğuş 30 m2 ve burada 21 kişiyle birlikte aynı odada yatmaktadır. Yataklara sığmayan insanlar mecburen yerde uyuyorlar. Bir insanın 24 saat boyunca 21 kişiyle birlikte aynı ortamda bulunması, bütün ihtiyaçlarını burada karşılamak zorunda bırakılması, bu kadar insanın bir arada olmasından kaynaklanan sürekli bir uğultuyla yaşaması, sessiz bir anın hiç olmaması, gürültüden ve sıcaktan dinlenememesi, tuvalete, banyoya, yemek yemeye sırayla girmesi işkence değil de nedir? Söz konusu mahkeme kararlarına imza atanlar hürriyetten yoksun bırakma ve işkence suçlarını işlemektedirler. Ayrıca bu tutumun belli bir gruba uygulanması karşısında T.C.K. İnsanlığa Karşı Suçlar oluşmaktadır.  

Babamın bulunduğu cezaevinde yaz ve kış dahil olmak üzere 20 dakikada bir sular kesiliyor, sıcak su ise sabah ve akşam birer saat geliyor.

Ayrıca Ramazan ayında babam ve koğuşunda bulunan 20 kişi dinin gereğini yerine getirmek için Ramazan’da oruç tuttular. Fakat yer darlığından dolayı hem iftarı hem de sahuru 2 grup halinde yapmak zorunda kaldılar. Bu da babamı ve koğuştakileri çok zorladı.

4) Yetkili makamlar tarafından cezaevinin incelenmesi üzerine babam ve onun gibi olan kişilerin ne kadar insanlık dışı şartlarda tutulduğu görülecektir.

Babama ve aynı suçtan tutuklu olan kişilerin her türlü hakkı kısıtlanmış ve kısıtlamalar hâlâ artarak devam etmektedir. Cezaevinde bulunan diğer suçlardan tutuklu veya hükümlü bulunan kimselerin açık görüşleri ayda 1 yapılırken, babama ve onun gibilere bu hak 2 ayda 1 olarak tanınmıştır. Görüşe gelen ziyaretçiler diğerleri için 3. dereceye kadar akrabaları olabilirken, babam ve onun gibilerin ziyaretçileri sadece 2. dereceden akrabaları olabilmektedir. Diğerleri için telefon hakkı haftada 1 ve akrabaları dışında 3 kişiyle telefonla irtibat hakkı olmasına rağmen, babam ve onun gibilere 2 haftada 1 ve sadece akrabalarla telefonla irtibat hakkı verilmektedir. 1. Derece akrabaları dışında kimseyle telefonda konuşamamaktadır. Diğerlerinin vakit geçirmek amacıyla örneğin boncuktan süs eşyaları yapma gibi sosyal faaliyet yapmalarına izin verilmesine rağmen babam ve onun gibilere izin verilmemektedir. O kadar ki sonradan diğerlerinin boncuktan yaptığı anahtarlık, kolye gibi eşyaları almaları ve ailelerine hediye etmeleri dahi yasaklanmıştır. Yani akla gelen her türlü kısıtlama yapılmakta tamamen sindirme politikası izlenmektedir.

5) MÜVEKKİLİMLE YAPILAN AVUKAT GÖRÜŞMELERİ DAHİ GARDİYAN KONTROLÜNDE, KAMERA İLE SES VE GÖRÜNTÜ KAYDI ALINARAK, PARMAK- LIKLAR ARDINDA YAPILMAKTADIR. Müvekkilimin savunma hakkı hukuka aykırı bir şekilde OHAL KHK’larına sığınılarak kısıtlanmaktadır. Bir avukat olarak evrak çantam karıştırılmaktadır, cezaevine kâğıt, kalem dahi sokmak yasak hale getirilmiştir. Müvekkilimin dosyasında gizlilik kararı bulunmaktadır. Verdiği ifadeler dahi tarafımıza verilmemektedir. Dosyada bulunan delillerden hiçbir şekilde haberdar edilmemekteyiz.

Evimizde yapılan aramada sadece babam hakkında arama kararı olmasına rağmen, evde yaşayan herkesin telefon ve bilgisayar gibi teknolojik aletlerinin tamamına el konuldu. Aradan 1 buçuk yıl geçmesine rağmen alınan hiçbir eşya iade edilmedi. Emniyette bulunan polis memurlarının ifadelerine göre alınan eşyalar incelemeye dahi gönderilmemiş hâlâ emniyette bekletilmektedir. Arama işlemi kamera ile kayıt altına alınmadı, tutanak tutmakla yetinildi. Evimizde yapılan aramada silâhlı terör örgütü üyeliğini gösterir hiçbir delil bulunamadı. İş yerinde yapılan aramada ise duvarda asılı bulunan duâ niteliğinde olan tablo örgüt üyeliğine delil olarak gösterildi. Oysa aynı duâlar camilerde dahi bulunmaktadır.

6) Babam hakkında henüz arama kararı çıkmadan 3 gün önce bütün malvarlığı değerleri hakkında el koyma kararı verilmiş. Henüz şüpheli konumunda dahi olmayan biri hakkında verilen el koyma kararı sonradan yapılan bütün itirazlara rağmen kaldırılmadı. El koyma kararından dolayı borçlarımızı ödemek için dahi satış işlemi gerçekleştiremiyoruz. Babamın ömrü boyunca alnının teriyle çalışıp kazandığı bütün malvarlığı, bir anda suç unsuru olarak gösterildi. Malvarlığının bu suçla bağlantılı olduğunu, suçtan elde edildiğini gösterir hiçbir soyut veya somut bir delil mevcut değildir. 

Babamın yönetim kurulu üyesi olduğu şirkete olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameyle el konuldu. Babamın hissesi de dahil, şirketin bütün malvarlığı devlet hazinesine aktarıldı. Şirketin bütün vergi borcundan yönetim kurulu üyeleri sorumlu tutuldu. Şirketin malvarlığı olduğu halde borçlar buradan karşılanmadı, mallarının artık devlete ait olduğu ileri sürülerek 30.000,00 TL tutarındaki vergi borcunun tamamı kanunlara aykırı olarak bizden istenmektedir.

7) İDDİANAME BİR BUÇUK YIL SONRA YAZILDI. TUTUKLULUK SÜRESİ CEZAYA DÖNÜŞTÜRÜLEREK HÜKÜM GİYMİŞ MUAMELESİ YAPILDI.

Babamın 16 aydan beri tutuklu olması sebebiyle ailesi olarak bizler de büyük mağduriyetler yaşadık. Biz 3 kardeşiz. Ablam ve erkek kardeşim var. Ablam (...) de aynı suçlamayla 01.03.2017 tarihinden beri (8 buçuk ay) tutsaktır. Hakkında uydurulan deliller ve iftiralardan dolayı haksız yere içerde tutulmaktadır.

8) Ablamın dosyasında delil olarak bir otelde kaldığı iddia ediliyordu. Sözde aynı dosya içerisindekilerden biri de aynı günlerde o otelde farklı bir odada kalmış.(...) Ticaret Sicili Müdürlüğü’nü arayıp sordum. Bana böyle bir otelin hiçbir zaman kurulmadığını, bu otelin olmadığını söylediler. Bir de bu delil emniyetin veri tabanından elde edilmiştir yazıyordu. İşte böyle hayali uydurma delillerle dâvâ yürütüyorlar (!).

9) Babam, kömür alım satımı yapan küçük esnaftır. Erkek kardeşim (...), 1997 doğumludur. (...), yurtdışından yaz tatiline geldiği sırada babam tutuklandığı için okuluna dönemedi. Babamın işlerinin başına geçmek zorunda kalmıştır. Kömür işi ağır iş statüsünde olmasına rağmen sırf babamın haksız yere tutuklanması sebebiyle mecburen bu yaşında hiç bilmediği bir işin içine atılmış, kömürcü olmuş, bizim geçimimizi sağlamak zorunda kalmış ve eğitim hayatı yarım bırakılmıştır. Babam da bu durumda işleri uzaktan idare etmek zorunda kaldı, babam ve kardeşim maddî ve manevî ciddî sıkıntılar yaşadılar. Babamın çalıştırdığı yer kiraydı. Bunun için yeni arsa satın alıp, izin alarak kömür deposu yaptık. Deponun tamamlandığı gün zabıtalar gelip depomuzu mühürledi. Yıkım ve idarî para cezası kestiler. Bu arada babam tutuklandı. Depodan dolayı en az 300.000 TL zararımız var. Depo için dâvâ açsak da şu anda sonuç; depomuz yıkıldı, 30.000 küsur TL tazminat ödedik. 

10) Yaklaşık 3-4 ay önce kardeşimi de aynı suçlamayla gözaltına aldılar. Geride kalan annem ve benim için tutuklanır korkusuyla 1 hafta geçmek bilmedi. Kardeşim 6 gün boyunca gözaltında tutuldu. Suçlama lise 4. sınıftayken askerî sınavlara girmekmiş. Kardeşimin kolunda küçüklükten kalma yanık izi vardır. Ama onun sınavı geçememe sebebi bu değil, kolun yamuk demişler. (...) bir kere itiraz etmiş 2. sinde tekrar kolun yamuk demişler. (...) sonunda sinirlenip bakın benim kolum yamuk değil, yanık benim kolum yanık diyerek kendisi göstermiş. Tabi sınavı geçemedi. Türlü türlü adaletsizlikle işte! Elhamdülillah serbest bırakıldı. Şu anda adlî kontrollü ve haftada 2 gün imzaya gidiyor.

6 günlük gözaltında da kardeşime yapmadıklarını bırakmamışlar. Geceleri polisler ışığı özellikle yakıp televizyonu son ses açıyorlarmış. Özellikle küfür etmeye gelip bağırıp çağırıp geri gidiyorlarmış. Bir keresinde ekmekleri önlerine fırlatmışlar. Kardeşim de sinirlenip elindeki su şisesini duvara çarparak patlatmış. Bunun üzerine tutanak tutacak olmuşlar, kardeşimin yanındakilerin engel olmasıyla birşey yapılmamış. Daha ilk gittikleri gün polislerden biri kardeşim ve diğerlerini hastaneye götürecekmiş. Bu çocukların en büyüğü 94 en küçüğü 98 doğumlu kişiler. Hepsini bir dolmuşa doldurmuş, şehir içinde son sür’at hastaneye gitmiş. Sırf oradaki çocukları korkutmak amacıyla. Neredeyse kaza yapacakmış. İnsan bunları polislerimizin yaptığına inanmak istemiyor, ama malesef bunlar yaşanmış şeyler.

11) Onca şeyden sonra ablamın son açık görüşü için (...)’dan (...)’ ye gitmiştik. Orada annemin ağzından öksürükle kan gelmeye başladı. Ablama belli etmedik tabi hiçbir şey. Biz (...)li değiliz, orada da oturmuyoruz. Ablam üniversiteyi orada okuduğu için oradan gelip tutukladılar. O gün (...)’de 5 tane hastane gezdik. En son (...) Üniversitesi Hastanesi annemi yatırdı. Bir hafta hastanede yattık. Tabi bu arada kardeşimin imza gününü unutmuşuz telâştan. Bir de onun için korktuk. Annemin hastane evraklarını çıkarttık, ablama da para yatırdığımız faturayı çıkartıp delil olarak emniyete ve savcılığa sunduk. Çok şükür onu kabul ettiler. 

2 gün önce annemin akciğer kanserinin 4. evresinde olduğunu öğrendik. Annem şu anda hastalığının boyutunu bilmiyor. Kendisine söyleyemedik. Çünkü bu hastalığı yenebilmesi için morale ihtiyacı var. Annemin hasta olduğundan tutuklu olan ablam ve babamın haberi yok. İçeride onları da üzmek istemiyoruz. 

12) Ben de avukat olalı yaklaşık 7 ay oldu. Babam ve ablam alındığında henüz staj yapıyordum. O yüzden onların ne ifadesine ne sorgusuna girebildim. Kardeşim alındığında avukat olduğum için ikisine de girdim. Babamın ve ablamın mahkemesi olana kadar avukatlık ruhsatımı aldım. Babamın ve ablamın mahkemelerine ben girdim. Ablamın 3. mahkemesi olacak .01.12.2017’de. Babamın ise 2. duruşmayı 4 buçuk ay sonrasına attı.

Aslında hayalimde hâkim olmak vardı. Bu süreçte beni kişisel olarak bu yönden etkiledi. Hâkim veya savcı olamıyorum. Ama diyorum demek ki ailemizin bir avukata ihtiyacı varmış. Her şerde bir hayır vardır gerçekten. Haftanın 2 günü babam ve ablamın görüşüyle geçiyor. Bu yüzden sorun olur düşüncesiyle birisinin yanında çalışmak istemedim. Oturduğumuz yerde avukatlık bürosu açtım. Elimden geldiğince bizim gibilere de yardımcı olmak istiyorum. Şu an bu satırları yeni ofisimden kaleme alıyorum. 

O yüzden herkesi fiilî duâsını da yapmaya dâvet ediyorum. Bizim sesimiz olduğunuz için sizlerden Allah razı olsun. 

Hep birlikte bu imtihandan geçebilmeyi nasip etsin Rabbim. 

Okunma Sayısı: 10486
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • havva

    17.1.2018 01:36:30

    Allah bu siteyi acandan, niyet edenden bu zulmu duyurandan razi olsun....anlatsak kitap olacak roman serisi olacak seyler yasadik yasiyoruz hala ama kula sabr dustu.

  • KHK mağduru

    10.12.2017 23:15:57

    Amin. İnşallah hepimiz bu imtihanı kazananlar olacak sabır ...sabır...

  • Hayati Binler

    8.12.2017 12:05:41

    Zulüm devam etmez, küfür devam eder. Hadis-i Şerif

  • Serkan

    8.12.2017 09:28:31

    Rabbim bütün mağdurların ve bu kardeşimizin yardımcısı olsun."Hasbünellahi ve nığmel vekil "

  • Fatih

    8.12.2017 03:57:58

    Şu yazılan satırları tek tek düşünerek okuyalım , Allah aşkına türkiye de oluyor bu olaylar, kuzey kore veya bir başka ülkede değil, bu yaşananlar gelecek nesilin sırtında bir utanç vesikası olarak anılacak, dindar nesile, dindarlık iddiasında bulunan bir iktidarın yaptığı akılalmaz uygulama ve işkenceler ile saldırılacak, tıpkı geçmişteki tek parti zulümlerini sırtında kambur gibi taşımak zorunda olan siyasi cereyan ve destekçileri gibi. Allah adil-i mutlaktır !

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı