"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“İnsanlar zulmeder, kader adalet eder” sözü imdadıma yetişiyor.

Mağdur Kürsüsü
10 Kasım 2017, Cuma
Mektubuma nasıl başlayacağımı inanın bilemiyorum. Ben cezaevine gireli 300 gün oldu. Bu kadar uzun süre geçmesine rağmen ilk defa bu kadar çok mutlu oldum. Gönderdiğiniz Risale-i Nur Külliyatı yeni elime geçti.

Çok, ama pek çok teşekkür ediyorum. Ne kadar çok hayır duâ aldığınızı bilemezsiniz. Tekrar sizden ve sizin nezdinizde tüm Yeni Asya çalışanlarından Rabbim razı olsun. 

Ben 57 yaşındayım. 30 sene boyunca azamî derecede fedakârlık göstererek çalışan, devletimin bir tek kâğıdı veya bir toplu iğnesi zayi olmasın diye gayret gösteren birisiyim. Mayıs 2016’da uzun devlet memurluğu görevimden emekli oldum. Hiç tanımadığım bir kişinin Risale okuduğumu şikayet etmesi üzerine “Risale-i Nur okumak” suç iddiası ile gözaltına alındım. Daha sonra da 2012 yılında kayıt yaptırdığımız hac için biriktirdiğimiz cüz’î bir miktar parayı, müftülüğünde hac işlemleri için açtırdığı hesabının olmasında ve faizsiz sistemle çalışmasından dolayı Bank Asya’ya yatırdık. Hemen dosyamıza bir suç isnadı daha eklendi. “Bank Asya’ya para yatırmak” isnadı. Bunları yeterli görmemiş olacaklar ki, kim tarafından hazırlandığı belli olmayan, altında hiçbir isim veya imza dahi bulunmayan bir kâğıt parçasıyla bir de “ByLock” kullanma iddiası eklendi dosyama. 10 aydır tutuklu bulunuyorum. O kadar çok mağduriyet yaşadım ki, bu 300 gün içerisinde telâfisi mümkün değil. % 99 engelli raporu olan 91 yaşındaki annemle ilgilenemiyorum. Eşim şeker hastası, komaya girmiş ve bir hafta hastanede yattı, onunla ilgilenemedim. Biricik erkek kardeşim olan ağabeyimi kaybettim. İzin onayım geciktirildiği için cenazesine yetişemedim. Rüyalarında bile teröre, terör örgütlerine yer vermeyen, 30 senelik memuriyetim boyunca hiçbir terör örgütünün yakınından bile geçmemiş, sabıka kaydında en ufak bir çizik dahi bulunmayan ben; nasıl silâhlı terör örgütüne üye olmaktan cezaevinde bulunduğumu bir türlü anlayamıyorum. Bu yaşadıklarıma sebepler penceresinden baktığımda bir türlü çıkış yolu bulamıyorum. Ama kader penceresinden baktığımda işin rengi hemen değişiyor. “İnsanlar zulmeder, kader adalet eder” sözü imdadıma yetişiyor. Mahkemeye gönderdiğim savunmalarımda defalarca Risale okumanın suç olmayacağını, Diyanet’in bile Risaleleri bastırmaya başladığını, hatta bulunduğum cezaevinde yetersiz de olsa kütüphanede, demirbaşa kayıtlı bazı Risalelerin bulunduğunu belirtmeme rağmen dikkate alınmamış olacak ki, ben hâlâ cezaevindeyim. En önemlisi de sizin gönderdiğiniz Risaleler, cezaevi görevlilerince gerekli kontrolleri yapıldıktan sonra bana teslim edildi.

Askerlerce cezaevine götürülen Sokrates’in hanımı arkasından bağırır: “Benim eşim suçsuz” diye. Sokrates de eşine cevaben, “Bir de suçlu mu olsaydım?” der. Risale-i Nurlar’ın müellifi, “Eğer kişi sabrederek musîbetlerin mükâfatını düşünse ve şükretse o vakit her bir saati bir gün ibadet hükmüne geçer” sözü âb-ı hayat gibi imdadıma yetişiyor. Sabır içinde şükrediyorum. Hz. Eyüp’ün münacatını kendime vird-i zeban ediniyorum. Burada çok şükür günlerimin çoğu Kur’ân-ı Kerîm ve Risale-i Nur okuyarak geçiyor. Bir kez daha güneş gibi karanlıkları aydınlatan Risale-i Nur Külliyatı’nı gönderdiğiniz için en kalbî duygularımla teşekkürlerimi sunarım.

Okunma Sayısı: 10217
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı