*Mesaj sahibinin kimlik bilgileri bizde mahfuzdur.
Ben kendimi yazacaktım size. Ama dün eşimi görmeye gittiğim cezaevinde 2,5 yaşında bir kız çocuğu öyle yaktı ki canımı, bunu bilin istedim. Ben, eşi 9 aydır cezaevinde olan, biri 2,5 yaşında diğeri 16 aylık iki çocuk annesiyim. İnsanların vicdanı olduğuna inancım öyle azaldı ki. Ama inanan insanların bu zulme sessiz kalması ve hatta destek olması…
2,5 yaşında bir kız çocuğu. Kapkara gözleri, simsiyah saçları. Tatlı mı tatlı, kızımla yaşıt. Cezaevinde onlarca insan. Hepsi mutsuz. Kırgın. İçeride en sevdiklerini 9 aydır cezaevi önünde bekleyen bayanlarız biz. Bir süre sonra kavuşmaya başladık. Ben iki çocukla perişan olunca beni, teselli etti bir tesettürlü bayan. Sandım ki benden daha iyi durumda. Birkaç ay sonra gördüm ki 4 çocuğu varmış. Kendisi ev hanımı. Öyle inanıyordu ki eşinin çıkacağına. Şaşırıyordum iyimserliğine. Oysa tüm insanlar üç maymunu oynuyordu bizim çektiğimiz sıkıntılara. 9 ayda toplamda 4-5 kere kavuşmuştuk. Ben ya geç geliyordum ancak yetişiyordum ya da gelemiyordum.
Birinde cezaevi çıkışı gittiğim bir mağazada karşılaştık. Yanında küçük bir kız vardı. Benim de kızım vardı. Ben çocuklara kıyafet aldım. İhtiyaçlar vardı. Selâmlaştık. O da gezmişti. Ben de çok dikkatli harcıyordum. Malûm eşlerimiz ihraç edilmişti. Hani mecbur olmasak (yani mevsim geçişi var çocuklar uzuyor v.s.) hiç harcamayacağız. Birkaç poşet vardı elimde. Onun elleri boştu. Önümden çıkmıştı. Yanında kızı vardı. Muhtemelen kızı istemişti. Bir şey alamadan çıkmıştı. Elimdeki poşetlerden öyle utandım ki. Dolmuşa bindi gitti. Dün yine gördüm o küçük kızı. Elinde sürpriz yumurtadan çıkan oyuncağa bakıyordu. Yüzünde hüzün, hiç konuşmuyor. Dokunsan ağlayacak gibi. Yanında yaşlı bir kadın. Onun da yüzünde hüzün, ama dağlar gibi. Perişan mı perişan. Belli ki sağlığı da iyi değil. Yerinden kalkmakta zorlanıyor. Sonra ben kızımla ilgilenmekten unuttum onları. Oğlumu birine emanet etmiştim. (16 aylık ikisini getiremiyorum) Üstümüz aranırken yine gördüm onları. Bayan gardiyan elindeki oyuncağı almak istiyordu. Küçük kız bırakmıyordu. Sıkı sıkı tutuyordu. Başka da bir şey yapmıyordu. Yaşlı kadın “kızımı almazsanız olur mu gece bile onlarla uyuyoz” dedi. Yanında 10-11 yaşındaki ablası vardı. “Bırakmaz ki onları” dedi. “Anneleri nerede” dedim. Kadın ağlamaklı “tutuklu o da” dedi. “Ne zaman” dedim. Kız, “2 hafta oldu” dedi. 10-11 yaşındaki kız bir anda evin büyüğü olmuş. Kardeşine bakıyor. Küçük kız ağladı sonunda. Biz uzaklaştık. Oyuncağı alınınca ağlaya ağlaya girdi. Kızım sordu “Anne neden ağlıyor?” diye. Oyuncağı bozulmuş, dedim. 4 çocuk. Baba 9 aydır tutuklu. Anne de tutuklu. 4 çocuk anneleri hayatta iken öksüz ve yetim…
9 ayda gözümden yaş eksik olmadı. Babasını tanımayan bir oğlum ve babasıyla birlikte olan çocuklara uzun uzun bakan kızımla 9 aydır ağlıyorum. Ama dün o kıza öyle ağladım ki. Bu insanlar ne suçu işledi. Bir ev hanımı hangi gücüyle terör suçu işledi. O küçük kız hangi suçun cezasını çekiyor.
Son olarak sözüm kendini dinî lider olarak gören -belli grup insanların sözünü dinlediği- insanlara el insaf. Hiç mi içiniz sızlamaz? Kaç çocuk annesinden babasından ayrı kaç aydır. Sizler din adına o konumlarda bulunuyorsunuz. Öyleyse haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan değil midir? Biliniz ki eğer bu yapılanlar yanlışsa ve siz sessiz kalıyorsanız biliniz ki ben sizlere hakkımı helâl etmiyorum. Ve ölümü, hesap gününü en çok bunun için iple çekiyorum. Çünkü bu dünyada adalet olduğuna inanmıyorum. Lütfen siz sesimizi en azından o insanlara duyurun. Tanıdığınız varsa söyleyin. Ben bilmek istiyorum. Neden sustuklarını bilmek istiyorum. Sizlerden de Allah Razı olsun. Konuşmanın zor olduğu bu dönemde konuştuğunuz için.