Ben Sivaslı bir ailenin 8 çocuğundan biriyim. Muhafazakâr bir çevrede milliyetçi duygularla büyüdüm.
Hain darbe girişiminden sonra bir anda tetörist ilân edilenler arasına dahil oldum. Gençlik ve Spor Bakanlığı sponsorluğunda yürüttüğüm bir sosyal sorumluluk projesini terör faaliyeti olarak gösterdiler. Bu tür trajikomik iddialarla 15 aydır tutukluyum. Bu süreçte sizlerin hakkaniyetli duruşu da bizlere güç verdi. Mart ayına kadar (...) Cezaevindeki hemen her koğuşumuza Yeni Asya gazetesi alınıyordu. Mart (2017) ayının ortasında bir anda abone olduğumuz gazeteyi kestiler. Hemen her fikre ait gazeteler gelirken Yeni Asya’ya yasak koyan cezaevlerinden haberimiz vardı. Her ay abone zamanı gazetenizi tekrar tekrar yazsak da kabul edilmedi. Ancak eski yazılarınızı tekrar okuyor, ailelerimize internetten çıktılar getirtiyoruz.
Ben sabırla adaletin yerini bulacağı günü beklerken, geçen hafta zulüm aileme de uzandı. Eşim 1 yaşını yeni dolduran kızımla birlikte tutuklanıp cezaevine konuldu.
4 yaşındaki diğer kızım ise ihtiyar ve hasta dedesi ve anneannesiyle dışarda kaldı. Halimi ve derdimi insanlara anlatmaktan içtinab edip sadece Rabbime anlatma düşüncesindeyken koğuş arka- daşlarım zulmün artarak devam ettiğini insanlara tekrar hatırlatmamız gerektiği düşüncesine beni ikna ederek bu mektubu yazmama vesile oldular.
Dolayısıyla bu mektubun yazılmasındaki asıl amaç bizim durumumuzu anlatmak değil, zulmün gittikçe artarak de- vam ettiğini tekrar gündeme getirmektir. Bizim vesilemizle cezaevindeki masum bebeklerin ve masum annelerin durumunu tekrar hatırlatmaktır.
Son olarak kaleminizle ve fikirlerinizle hak ve hakikatin savunucusu olarak bildiğimiz siz ve sizin gibi değerli büyüklerimiz vasıtasıyla bu yaşananların diğer medya organları, sosyal platformlar ve STK’lar gibi kurumlarda tekrar gündeme getirilerek bu haksızlığın bir an önce ortak bir çözümle sonlandırılması en büyük dileğimizdir.