"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

...Odaköy, Karadon, Soma, Ermenek...

Mehmed KILIFOĞLU
01 Kasım 2014, Cumartesi
Yazımıza, Ermenek’te, vefat edenlere Allah’tan rahmet dileyerek başlamak istiyorum.

Bir mu’cize yaşanmadığı takdirde, maalesef bu on sekiz vatan evlâdının isimleri de, Türkiye’de maden kazası dolayısıyla vefat edenlerin arasına yazılmış olacak. Türkiye’nin artan enerji maliyetleri dolayısıyla ne kömürden ne diğer yerli enerji kaynaklarından vazgeçmesi mümkün gözükmüyor. Bu durum, zihniyet devrimi yaşanmadığı takdirde; üzülerek söylüyoruz ki, bu ölümlü maden kazalarının devam edeceğini ortaya koyuyor.
Madencilik, ihtisas gerektiren bir alan. Her parası olan sermayedarın “Bu sektörde para var” mantığıyla bu sektöre girmesi engellenmeli. Ülkemizde şu anda işletilen irili ufaklı yüzlerce maden ocağı var. Bu maden ocaklarını işletenlerin kaçta kaçı madenciliği biliyor.Bir maden açılırken, risk analizi yapılıp muhtemel risklerin ne olacağı değerlendiriliyor mu? Maden açıldığında, süreçler her aşamada kontrol ediliyor mu? Eminiz ki bu; maden işleticilerinin bir çoğu; risk analizi, süreç kontrolünün tanımlarını bile yapabilecek bilgiye sahip değiller. Olan maalesef madenlere inenlere oluyor. Öğle yemeği için aşağıda kalmayıp, yukarı çıksalarmış, kazaya yakalanmayacaklarmış. Peki su baskını bir saat sonra olsa, hepsi öğle yemeğinden dönmüş olmayacaklar mıydı?  Su baskını dolayısıyla maden kazasının yaşanması belki Türkiye’de bir ilk. Demek ki madencilikte riskler görünenden ve bilinenden çok daha fazla. Suyun nereden geldiği şu an için halen tesbit edilmiş değil. Yakınlarda bulunan kapatılan ocaklardan gelmiş olabileceği yönünde bir ihtimal var. Yer altı suları kaynaklı olabileceği ihtimali de değerlendiriliyor. Kimsenin üzerinde durmadığı bir ihtimal daha var. O ihtimal de 2009’dan bu yana su tutan Türkiye’nin en yüksek barajı olan Ermenek Barajı. Ermenek Barajı’nın maden kazasının yaşandığı Pamuklu Köyü’ne göre konumunu incelemek gerekli. Barajların tabanındaki toprağın yapısına göre, tuttukları suyun bir kısmını yer altına kaçırdıklarını biliyoruz. Şayet bu su baskını, barajdan yer altına kaçan su ile ilgiliyse, bölgedeki bütün maden ocaklarında çalışanlar tehdit altında olabilir. Bu ihtimalde hızlı ve sağlıklı bir şekilde değerlendirilmelidir.  Aşağıda son otuz yılda, Türkiye’de yaşanan ölümlü maden kazaları var. Durumun vehameti ortada değil mi?

•1983 Armutçuk grizu faciası: 7 Mart 1983 tarihinde Zonguldak’ın Armutçuk beldesindeki taş kömürü ocağında meydana gelen grizu patlamasında 103 işçi vefat etmiştir.
•1990 Amasya grizu faciası: 7 Şubat 1990 tarihinde Amasya’da, Yeni Çeltek Kömür İşletmesi’ne ait maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında 3 işçi yanarak 65 işçi ise göçük altında kalarak vefat etmiştir.
•1992 Kozlu grizu faciası: Türk madencilik tarihinin en büyük felâketlerinden birinde, 3 Mart 1992 tarihinde Zonguldak’ın Kozlu ilçesindeki taş kömürü ocağında meydana gelen zincirleme patlamalarda 263 madenci vefat etmiştir. 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da 301 kişinin vefat ettiği faciaya kadar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ölümlü maden kazası olmuştur.
•26 Mart 1995 tarihinde Yozgat’ın Sorgun ilçesinde, Matsan Madencilik Şirketi’ne ait kömür ocağında grizu patlaması dolayısıyla meydana gelen kazada 38 kişi göçük altına kalarak can vermiştir.
•22 Kasım 2003 tarihinde Karaman’ın Ermenek ilçesinde, özel bir firmanın işlettiği kömür ocağında grizu patlaması dolayısıyla 10 işçi vefat etmiştir. İşçilerin cesetleri olaydan günler sonra çıkarılabilmiştir. 
•8 Eylül 2004 tarihinde Kastamonu’nun Küre ilçesinde bulunan yeraltı bakır ocağında, cevherin nakledildiği 150 metre uzunluğundaki bandın alev alması dolayısıyla meydana gelen yangında, oluşan karbonmonoksit ve diğer zararlı gazların etkisiyle birisi maden mühendisi toplam 19 çalışan vefat etmiştir. 
•10 Aralık 2009 tarihinde Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesindeki maden ocağında, 19 işçi grizu patlaması ile oluşan göçük sonucunda vefat etmiştir.
•Odaköy maden kazası: 23 Şubat 2010 tarihinde Balıkesir’in Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy’de, toplam 47 kişinin çalıştığı maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında 17 kişi ölürken 30 kişide yaralanmıştır. 
•Karadon maden kazası: 17 Mayıs 2010 tarihinde Zonguldak’ta, Karadon Taşkömürü İşletme Müessesesi’nin işlettiği kömür madeninde grizu patlaması ve oluşan göçükler dolayısıyla 30 kişi vefat etmiştir.
•Küçükdoğanca maden kazası: 7 Temmuz 2010 tarihinde Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Küçükdoğanca Köyündeki madende çıkan yangın ve oluşan göçük dolayısıyla 3 kişi vefat etmiştir.
•8 Ocak 2013 tarihinde Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait kömür ocağında metan gazı patlamasının yol açtığı göçük dolayısıyla 8 işçi vefat etmiştir.. 
•2014 Soma kömür madeni faciası: Türkiye’de en büyük kaybın yaşandığı maden kazasıdır. 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa’nın Soma ilçesinde, Soma Holding tarafından işletilen kömür ocağında meydana gelmiştir. Patlamanın etkisiyle madende yangın çıkmış ve çok sayıda madenci içeride mahsur kalmıştır. Faciada toplam 301 kişi vefat etmiştir. 
•28 Ekim 2014 Ermenek Maden Kazası: 30 Ekim 2014 tarihi itibarıyla 18 madenciye halen ulaşılamadı.

Okunma Sayısı: 2609
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı