Asker kardeşlerimizi patlatıp şehit ediyorlar. Kanımız ucuzladı, çünkü umurlarında değiliz.

Dolar 2’den 3’e çıkmış. Gelir 3’ten 2’ye düşmüş, devalüasyonla fakirleşmişiz. Buzdolabımız boşalmış, tel dolabımız yırtılmış, ama umurlarında değiliz.

Üniversite mezunları piyasada işsiz. İşsizlik zebil. İşgücü bedava, ganimet, asgarî ücret genel ücret olmuş, Suriyeliler iş piyasasında bedavadan biraz pahalı. Umurlarında değiliz. 

Bizi her alanda, biz ve diğerleri diye onlarca kampa böldüler. Çünkü umurlarında değiliz.

Milletin iradesini al-sat mantığıyla alıp satıyorlar. Umurlarında değiliz.

Her şey onlara ak. Çünkü onlar AK. Biz hepimiz zenciyiz. Umurlarında değiliz.

“Yönetirsek, ancak biz yönetiriz. Halk kim ki bize ‘beraber yönetin’ diyecek. Gerekirse sonuna kadar kaos. Ya kaos, ya biz. Ya istediğimizi verirsiniz, ya da biz almasını biliriz. Çünkü umurumuzda değilsiniz.

“Biz hesap adamıyız. 44, 41’den; ihtiraslarımız ve hırslarımız, ihtiyaçlarınızdan büyüktür. Çünkü umurumuzda değilsiniz.

“Koalisyonu reis istemiyor.” Reisin ricası emirdir. Ahmet Davutoğlu başbakandır. Harley Davidson da bir motorsiklettir. Biz ise umurlarında değiliz.

1 Kasım, Cumhuriyet tarihinin en anlamsız ve en art niyetli seçimi. Bizi zorla seçime götürüyorlar, çünkü umurlarında değiliz.

Çünkü gerçekten umurlarında değiliz.

Onların gözünde, ancak alınacak oyumuz kadar değerimiz var. “Aziz Millet” dedikleri, aslında yalnızca bir oy; gerisi ne milleti, illet illet. Umurlarında değiliz. 

1 Kasım, bakalım kime ne sunacak? Ama ameller niyetlere göre... Niyet bozuk, amel bozuksa sonucun bozuk olmama ihtimali var mı? 

Gelin, artık kalplerimizi üzmelerine izin vermeyelim. Demokrasi ve siyaset, ders verme ve ders alma sanatıdır. Güçlü ve uzun soluklu bir koalisyon kurup ülkenin önünü açmanın önündeki aşılmaz engeller neydi? Bunu herkesin öğrenmeye hakkı var. Erdoğan’ın Başkanlık Sistemini de ihtiva eden uzun dönem ikbal planları mı, rantı ve gücü paylaşmama arzusu mu? Her ne ise, gerçek sebepler gün yüzüne çıkarılmalıdır. CHP’ye bir koalisyon teklifi dahi getirilmediği biliniyor. Her ne kadar MHP’nin tavrını ben de yadırgasam da; 45 günlük sürenin 42 gününü CHP ile yalancı bir flörtle geçiren AKP’nin, son 2-3 günde MHP ile hangi koalisyonun, hangi maddesini halledebilecekti? Bu da ayrı bir soru işareti. Dolayısıyla Başbakan ve Yardımcısı Akdoğan’ın MHP’yi koalisyon kuramama konusunda suçlamasının herhangi bir mesnedi bulunmuyor.

Çocuklar bile evcilik oyununu, AKP’nin koalisyon kurma oyunundan daha ciddî oynuyor. Buna ister evcilik oyunu deyin, ister baştan Kasım’a gidecek bir tiyatronun sergilenmesi deyin, ister bile bile lades deyin, ama ülke ve devletin yönetimi bunların hiçbiri değildir. Hükümetin kurulamaması, ülkeye her gün yüz milyonlarca dolar fatura kesmektedir, garip gurebanın kursağına gidecek her lokma, her gün eksilmektedir. 1 Kasım, bu fatura bize değil size aittir, siz ödeyin deyip faturanın sahibine geri iade edilmesi vaktidir; birkaç fazla meclis sandalyesi için kursağımızdan alınanların hesabının sorulması vaktidir; “umurunuzda değilsek, umurumuzda değilsiniz” demenin vaktidir…