"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Rus ayısına neden vurduk?

Mehmed KILIFOĞLU
28 Kasım 2015, Cumartesi
Ayı ismi nereden geliyor. Rus ayısı, Rusların da kendileri için zaman zaman kullandığı Ruslarla özdeşleşmiş bir semboldür.

Angajman kurallarını ileri sürerek bir Rus uçağını Suriye sınırında vurduk. Kişisel görüşüme göre, görünür sebep hava sahasının ihlâli, ikincil sebep uçakların Bayır Bucak Türkmenlerini vurma hedefinin engellenmesi, diğer bir sebep Esad’ı düşürme kabiliyetindeki muhaliflerin ezilmesinin engellenmesiydi. Sonrasında, Rusya’ya “sizin ne işiniz var buralarda hadi evinize dönün” mesajı vermekti. En nihayetinde, Esad ve Putin’in Suriye’deki faaliyetlerine karşı NATO’yu olaya dahil etme isteğiydi. Tabiî ki işin tam arka planını bilmiyoruz. Uçak düşürmeyle aramız bir süredir limonî olan ABD’ye göz kırpıp, mesaj mı verdik? Obama da elindeki Turkey’i, yani hindiyi şükran gününde geleneksel olarak affetti. Siyasî bir anlamı da var mıydı acaba? Rusya’ya şüphesiz, hava ihlâlleri ile ilgili birçok uyarı yapılmıştır. Rusya ise, bir uçağının Türkiye tarafından vurulmaya cesaret edilmeyeceğini mi düşünmüştür yoksa; önünde Suriye uçağının düşürülmesi gibi yakın zamanda gerçekleşen bir örnek varken, bu tahrikleri Türkiye’yi Suriye bataklığına iyice çekmek için mi yapmıştır? Uçaklar bir yem miydi? Bilebilmek mümkün değil. 

Uluslar arası ilişkilerde duygusallığa pek yer yoktur, ülke menfaatleri en ön plandadır. Atılacak her adımda fayda-maliyet hesaplanmalıdır. Siyasî iktidar, bir Rus uçağını vurmanın getireceği faydanın, vurmamanın maliyetinden yüksek olduğuna o an için bir şekilde inanmış olmalı ki, beklenmeyen sıra dışı bir kararla bu faaliyeti gerçekleştirdi.

Uçak vurulduğunda, ilk önce NATO haberdar edildi. NATO’dan böyle bir durumla karşı karşıya kalınırsa vur emir ya da tavsiyesi alınmış mıydı? Açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla hayır. Diplomatik bir dille NATO’nun en büyük gücü ABD kenara çekildi. Pentagon’un “Bu olay Türkiye ile Rusya arasındadır” açıklaması Türkiye açısından buz gibi bir duş anlamına geliyor. Obama’nın “Türkiye’nin sınırlarını koruma hakkı var” deyip, NATO’suz, yalnızca Türkiye ibaresi ihtiva eden tekil bir ifade kullanması, Türkiye’nin bu eyleminin sahiplenilmediğini gösteriyor. Avrupa’nın etkisiz yetkililerinin yaptığı destek açıklamaları ise; “Biz ayıya vuramadık, Türkiye ayıya vurdu aferin” türünden bir gaz vermeden başka bir şey değil. 

Türkiye, bir savaş uçağını düşürmüş olsa da, Rusya’yı askerî anlamda durdurabilme gücü yok. Ayıya bir tokat attı, ama bu tokat ayıyı korkutup caydırmaktan çok ayının öfkelenmesine yol açtı. Yani Rusya uçağının düşürülmesinden sonra, hata yaptık kusura bakmayın demediği gibi, Akdeniz’deki güçlerini uzun menzille füzelerle takviye etme kararı aldı. Bu füzelerle değil Suriye sınırında, Ankara semalarında bile uçak ve başka hedefleri vurma kabiliyetine sahipler. Askerî bütün iletişim kanallarını kapattılar. Bu; “Söz bitti bundan sonra yumruklar konuşacak” anlamındadır. Yani durup dururken ayı başımıza musallat edildi. Kişisel kanaatim, Rus uçağının vurulması, hiçbir getirisi olmayacak, fakat götürüsü bolca olabilecek çok tehlikeli bir maceraydı. Başkanlık yeniden gündeme girmeden, arka planda yeni bir “one minute” etkisi mi oluşturulmak istenildi, bunu da bilebilmek mümkün değil, ama ABD ve Rusya birbirlerini değil vurmak, karşı karşıya bile gelmemenin planlarını yaparken, Türkiye’nin bir Rus uçağını vurmasını mantıklı gerekçelerle açıklayabilmek oldukça güç.  

Savaş önemli bir risk. Rusya askerî açıdan dengimiz değil. Türkiye’ye Rusya’dan bir tehdit gelse, yapabileceğimiz en önemli şey, NATO’nun, yani ABD’nin kapısını çalmak. Ne kadar arkamızda olurlar orası da tam bir muamma. Çünkü NATO, Varşova Paktı dönemi dahil, Ruslarla bugüne dek hiç savaşmadı. Bizim için bir 3. Dünya savaşı çıkarırlar mı, hiç sanmam. Ben şahsen, Ruslarla muhtemel bir savaş durumunda, NATO’nun dimdik arkamızda duracağına, askerî olarak yardım edeceğine inanmıyorum.  Sonrasında, “Biz NATO üyesiyiz, neden bizi Ruslara karşı korumuyorsunuz?” konumuna düşmemek lâzım. 

Ticarî ilişkiler de risk. Türkiye çok açık bir şekilde zarar eder. Bütün ticarî ilişkiler yürüyüp yalnızca Rus turistler gelmese bile, ülke ekonomisine en az 5-10 milyar dolar arası zarar yazar. Adamlara “Neden ülkemize gelmiyorsunuz?” deme hakkımız var mı? Yok. Çünkü turizm güven, dostluk ve gönüllülük işidir. 

Erdoğan, “Bu bir Rus uçağı olduğu belli olmuş olsaydı, belki uyarıların türü farklı olabilirdi” diyerek ilk kez frene basmış oldu. Rusya’nın uçağının tanınmaması imkânsız. Erdoğan’ın bu ifadesi, “kusura bakmayın yanlışlıkla oldu” nev’inden, dolaylı bir özür anlamına geliyor. Erdoğan’ın bu davranışı doğru ve zararın neresinden dönülmeye çalışılsa kârdır. Davutoğlu da birkaç gündür “Rusya dostumuzdur” türü açıklamalarla el freni yapmaya çalışıyor. Halbuki olayda, inisiyatif doğrudan pilotun üzerine atılabilir, siyasî sorumluluk üstlenilmeyebilirdi. Bu aşamadan sonra Rusya ile ilişkilerin normalleştirilmesinde etkin olması gereken taraf, maalesef Türkiye. Rus uçağının vurulup düşürülmesi benim kişisel kanaatime göre de acemice ve bir anlık bir dürtü ve duygusallıkla yapılmış, hiçbir şeye hizmet etmeyen fahiş bir hata. Ama Rusya tarafı da, olayı çok fazla duygusallaştırıp büyütmemeli. Çünkü her iki ülkenin de makro ekonomik dengeleri bıçak sırtı ve birbirlerine en azından ekonomik mânâda ihtiyaçları var. Her iki ülke de uluslar arası ilişkilerde sorunlu bir dönem geçiriyorlar. Bu nazik şartlarda ilişkilerin daha da bozulması her iki ülkeye de ciddî zarar verecektir. Uçağın düşürülmesi dolayısıyla, Rusya ve Türkiye arasındaki siyasî ilişkiler çok uzun süre, belki de hiçbir zaman 26.11.2015 öncesi dostluk sınırlarına geri dönemeyebilir, ama her iki ülkede bu olayın düşmanlık konseptine girmesine izin vermemeli. 

Erdoğan ve yeni hükümetin artık Suriye politikasını da değiştirmesi gerekiyor. Tamam Suriye’dekiler de din kardeşlerimiz, ama Türkiye’nin Suriye’de üstleneceği rol, insanî rolden fazla olmamalı. Bu insanlık görevimizi de fazlasıyla yapıyoruz. Yani Türkiye, Suriye sorununa kendi hayatî sorunuymuş gibi bakmaktan vazgeçmeli. Türk Hükümeti öncelikle kendi 78 milyon insanına karşı sorumlu. 2,5 milyon mülteciye kapılarımızı açmışız, 6-7 köylük Bayırbucak Türkmenlerine de açabiliriz. Ama Bayır Bucak Türkmenlerini korumak için Rus uçağı düşürerek, Rusya’yı karşınıza almak, şaka gibi bir şey. Rusya vurmak istedikten sonra, o coğrafyayı Akdeniz’den de vurur ve zaten de vuruyor.

Okunma Sayısı: 4498
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Muhittin

    28.11.2015 15:06:35

    Obama'nın affettiği hindinin rengi bembeyazdı. Yani AK'tı. Kesinlikle siyasi bir mesaj vardı Türkiye'ye

  • Ersan Erman

    28.11.2015 08:06:45

    Görelim mevlam neyler, neylerse güzel eyler demek isterim size. Ayrıca Rus Ayısına Karşı duran Üstadı da hatırlatmak isterim. Ölüm bir dir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı