"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suriye’de son durum - II

Mehmed KILIFOĞLU
25 Kasım 2015, Çarşamba
Son yazımda, ABD ve AB ülkelerinin, kendi iç kamuoyu baskıları ve devasa maliyetler dolayısıyla IŞİD’e karşı herhangi bir kara harekâtına girişemeyeceklerini öngördüğümü bildirmiştim.

Gerçekten, ABD 4747 asker kaybı ve 1 trilyon dolara yakın maliyete rağmen; El Kaide’yi bitirememiş, ABD bölgeden çekildikten sonra bu örgüt adeta küllerinden yeniden doğmuştu.

Bugün Batı’da da benzer bir korku hakim. IŞİD ilk planda El Kaide gibi yenilgiye uğratılsa bile, geri çekildiklerinde, bu örgüt de El Kaide gibi daha da güçlenecek mi? Galibiyet, para ve askerle gelseydi; sahadaki binlerce ABD askeri ve harcanan 1 trilyon dolarla El Kaide’nin halledilmesi gerekirdi. Yani, IŞİD’le mücadelede, Batı’nın karşısında kocaman bir El Kaide sendromu duruyor. 

Kanımca, Batı’nın bu korkusu, yerinde bir korku. Keza, El Kaide ve IŞİD buzdağının yalnızca görünen kısmı. Sorun aslında geçen yazımızda bahsettiğimiz maddî ve görünür sebeplerden çok daha derin. ABD işgali ve Ortadoğu’daki totaliter yönetimlerin bu tip örgütlerin doğuşuna zemin hazırladığı kesin. Fakat tek sorun II. Avrupa ve totaliter rejimler değil. Bugün İslâm coğrafyasının önemli bir bölümü bilhassa Ortadoğu, radikalizm konusunda enfekte olmuş durumda ve bu durum adeta kanserli hücre üretiyor. Her defasında tam bu kanser yenildi diye düşünülürken, kanserin başka organlara sıçradığı görülüyor. 

Yeni Asya gazetemizin uzun süredir yayınlarıyla bütün dünyaya ilân ettiği bir “Doğru İslâm” olgusu var. “Doğru İslâm” olgusu, kendini bu asırda en mükemmel şekilde Bediüzzaman Said Nursî perspektifinde ve Risale-i Nur’da buluyor. 

Bugün dünya basınını takip ettiğimizde de, dünyada bir “Doğru İslâm” arzusu görüyoruz. Aslında bu son dönemlerde arzudan da öte hayatî bir ihtiyaç haline geldi. Çünkü İslâmın yanlış yorumlanması, artık bütün dünya için bir tehdit oluşturuyor. 

Bediüzzaman Risale-i Nur’da, hem imanî hem sosyal anlamda bireyi esas aldı. Toplumun düzelmesi için bireyin düzelmesinin gerekliliğini öngördü. Seyyid Kutup ve sonrasında Humeyni yaklaşımı ise devleti ele geçirmeyi hedefledi. Arkasından devlete göre şekillenecek bir toplumu ve bireyi öngördü. Sonrasında bu devletçi anlayış, giderek daha “cihad”çı bir hal almaya başladı. Bugün aynı yaklaşım Basra Körfezi coğrafyasına da egemen olmuştur. Bu cihadçı anlayış, kendilerinden başka herkesi münafık veya kâfir olarak görüp kanını dökmeyi helâl görmektedir. Bugün Suudi Arabistan dahil bütün Basra Körfezi ülkelerinde eğitim sistemi ve din kurumları radikal ve uç bir anlayışla İslâmı yorumlamaktadırlar. Radikalizmle ve slogan dinciliğiyle enfekte olan beyinler, insan kaynağı olarak kendilerini radikal örgütlere sunmaktadırlar. 

Tekrar Bediüzzaman’ın “Doğru İslâm” konseptine dönecek olursak, bu gerçeği dünyada farklı ağızlardan da sıklıkla duyar hale geldik. Princeton Üniversitesi Siyasal Bilimler Profesörü A. Jamal Amaney, konu ile ilgili olarak, İslâmın yorumlanmasında doğru bir tanımlamaya ihtiyaç var ifadesini kullanmaktadır. Bugün ABD’de Müslüman liderler, dinin extremist (uç, radikal) versiyonlarına karşı alternatif bir şeyler teklif etmek lâzım demektedirler. 

Virginya’da yaşayan Müslüman dinî lider İmam Mohamed Magid ise şöyle diyor: “Güçlü bir dini kimliğe ihtiyacımız var; bu kimlik insanları aksiyona çağırmalı, ama bu aksiyon yapıcı olmalı, yıkıcı olmamalı; hayatı ödüllendirmeli ölümü değil.”

Görüldüğü üzere, bugün Batı dünyası da, Risale-i Nur’un açık ve net olarak anlattığı ‘Doğru İslâm’ perspektif ve konseptini arıyor…

Okunma Sayısı: 1531
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı