"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur’da kuvvaların izahı

Cevat Çakır
10 Aralık 2017, Pazar
İmtihan gereği yaratılışta bir had konulmayan üç duygumuz vardır.

Bunlar kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye ve kuvve-i akliyedir. Şeriat, bu duyguları kullanırken vasatta olmamızı emretmiştir. Bütün duygularda vasatta olmak için de bize peygamberler birer nümune olmuşlardır. Bizim için zor olsa da saadet-i dareynimiz için istikamet üzere olmamız bir mecburiyettir. 

Bu duyguları istikamette tutabilmek için ciddî bir terbiyeye ihtiyaç vardır. O da Hz. Muhammed’in (asm) hayatını örnek almakla mümkün olabilir. Dün olduğu gibi bugün de insanlık buna çok muhtaçtır.  

Risale-i Nur’un muhtelif yerlerinde bu konudaki izahları aktarmak istiyorum:

Nasıl bir adamın kuvve-i gadabiyesi olan dafiası ve kuvve-i şeheviyesi olan cazibesi olmazsa ölmüş olur ve hayy iken meyyittir. 1

İnsandaki nefis ise, şeytanı her vakit dinler. Kuvve-i şeheviye ve gadabiye ise, şeytanın desiselerine hem kabile, hem nakile iki cihaz hükmündedir.2 Lübbü bulamayan kışır ile meşgul olur. Hakikatı tanımayan hataya sapar. Sırat-ı müstakimi göremeyen, ifrat ve tefrite düşer. Muvazenesiz ve mizansız olan çok aldanır, aldatır. 3 

Fakat insandaki kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye, kuvve-i akliye Sani tarafından tahdit edilmediğinden ve insanın cüz-ü ihtiyarisiyle terakkisini temin etmek için bu kuvvetler başıboş bırakıldığından, muamelatta zulüm ve tecavüzler vukua gelir. 4

Üstad Hazretleri İşaratü’l-İcaz’da “Sırat-ı müstakim” (Dosdoğru yol...)5 âyetinin tefsiririni yaparken üç kuvvetin vasat bölümlerini şöyle izah ediyor: Sırat-ı müstakim şecaat, iffet, hikmetin mecziniden ve hülasasından hasıl olan adl ve adalete işarettir: Şöyle ki: Tagayyür, inkılap ve felâketlere maruz ve muhtaç şu insan bedeninde iskan edilen ruhun yaşa- yabilmesi için üç kuvvet ihdas edilmiştir. Bu kuvvetlerin, birincisi, menfaatleri celp ve cezb için kuvve-i şeheviye-i behimiye, ikincisi, zararlı şeyleri def için kuvve-i sebuiye-i gadabiye, üçüncüsü, nef’ ve zararı, iyi ve kötüyü birbirinden temyiz için kuvve-i akliye-i melekiyedir. Lâkin, insandaki bu kuvvetlere şeriatça bir had ve bir nihayet tayin edilmişse de, fıtraten tayin edilmemiş olduğundan, bu kuvvetlerin herbirisi, tefrit, vasat, ifrat namıyla üç mertebeye ayrılırlar. 6 

Risale-i Nur Külliyatı’nda insanların cinlerden daha ziyade fesad yapacakları da şöyle izah edilmiş: Cinlere halife olmakla beraber, beşerde kuvve-i gadabiye ve şeheviye dahi ilâveten halkedilmiştir. Bunlar, cinlerden daha ziyade fesad yapacaklardır.7 

Cenâb-ı Hak cümlemizi sırat-ı müstakimde daim kılsın inşallah. Çünkü dünyamız da ahiretimiz de hadd-ı istikameti ihtiyar etmemize bağlı.

Dipnotlar:

1- Bediüzzaman Said Nursî, Eski Dönem Eserleri, 267. 2- B. Said Nursî, Lem’alar, 232. 3-B. Said Nursî, Muhakemat, 74. 4-B. Said Nursî, İşaratü’l İ’caz, 141. 5-Fatiha Sûresi, 6. 6-B. Said Nursî İşaratü’l İ’caz, 29. 7- B. Said Nursî, İşaratü’l İ’caz, 248.

Okunma Sayısı: 5060
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı