"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur’da zelzele

Cevat Çakır
29 Ağustos 2017, Salı
Zelzeleye Risale-i Nur’un mantığıyla baktığımızda temelde insanların isyanından kaynaklandığını görürüz.

Bundan başka Risale-i Nur’un kâinatla bağlantısı noktasında ona ilişildiği ve tevakkuf ettiğinde de zelzelelerin olduğunu görüyoruz. Zelzele bahsinin yazıldığı 14. Sözün zeylinde, “ Küre-i arz, hareket ve zelzelesinde vahiy ve ilhama mazhar olarak emir tahtında depreniyor, bazan da titriyor” denilmiş. (Sözler, s. 158). 

Yine sorulan bir soruya karşılık “Madem bir kısım hatalar, unsurları ve arzı diddete getirecek derecede bir şümüllü isyandır ve çok mahlukatın hukukuna bir tahkirli tecavüzdür. Elbette o cinayetin fevkalade çirkinliğini göstermek için, koca bir unsura, külli bir vazife içinde ‘Onları terbiye et’ diye emir veremesi” şeklinde beyan edilmiştir. (Sözler, s. 159). “Beşerin bu derece umumiyet şeklini alan zulümlü, zulümatlı isyanından, kâinat ve anasır-ı külliye kızdıklarından” ifadesi de vardır. (Sözler, s. 160) Ayrıca 23. Sözde zelzele ile ilgili olarak “musahhar bir memur” (Sözler, s. 284) ifadesi kullanılmaktadır.

Risale-i Nur’da yer alan zelzele/depremle ilgili bölümlerin bir kısmını aktaralım:

“Hakim, kendisi müddei olsa, elbette ‘Kimden kime şekva edeyim, ben dahi şaştım,’ benim gibi bîçarelere dedirtir. Evet, şimdiki vaziyetim hapisten çok ziyade sıkıntılıdır. Bir günü, bir ay haps-i münferit kadar beni sıkıyor. Bu gurbet ve ihtiyarlık ve hastalık ve yoksulluk ve zafiyetle, kışın şiddeti içinde herşeyden men edildim. (...) Bu halden fazla bana tecrit ve tarassutlarıyla sıkıntı vermek ise, gayretullaha dokunup, bir belâya vesile olmasından korkulur. Mahkemede dediğim gibi, nasıl ki dört defa dehşetli zelzeleler, bize zulmen taarruzun aynı zamanında gelmesi gibi pek çok vukuat var... Hatta tahmin ederim ki; benim hukukumu muhafaza ve beni himaye etmek için çok güvendiğim Afyon Adliyesi, Denizli Mahkemesindeki Risale-i Nur hakkında müracaatıma bilakis ehemmiyet vermedi, beni meyus etti, adliyenin yangınına bir vesile oldu ihtimali var.” (1) 

Risale-i Nur’un müsaderesine ve hapsine dört zelzelelerin tevafuku küre-i arzca bir itiraz olduğu gibi, bu Emirdağı memleketinde dört ay zarfında yalnız üç Cuma gecesinde -biri leyle-i Regaip, biri leyle-i Miraç, biri de Şaban-ı Muazzamın birinci Cuma gecesinde- rahmetin kesretli gelmesi ve Risale-i Nur’un da serbestiyetinin üç devresine tam tamına tevafuk etmesi, küre-i havaiyenin bir tebriki, bir müjdesidir ve Risale-i Nur’un da manevî bir rahmet ve yağmur olduğuna kuvvetli bir işarettir.” (2) 

“Hüsrev’in müdafaatımda yazılan dört zelzele meselesini tasdik eden bu geceki şiddetli dört defa zelzele, bana ve Nurlara ve bu memlekete kat’i bir suikast eseri olarak hükumet içinde hizmetçime bağırarak bana tahkirkârane ihanet ve şetmedip ‘Git ona söyle’ diyen ve kaymakamın emr-i cebrisiyle ‘Hasta da olsa buraya getiriniz’ bekçilere ve jandarmalara emir veren ve Afyon’un perde altındaki büyük memura dayanan karakol çavuşu, hem Nur şakirtlerinin şevklerine, hem Nurların burada yazılmasına, hem bana ehemmiyetli sıkıntı vermesinin aynı vakitte, böyle burada görülmeyen bu şiddetli zelzelenin gelmesi gösteriyor ki, Risale-i Nur bir vesile-i def-i beladır; tatile uğradıkça, bela fırsat bulup gelir. Nurlara az zamanda çok hizmet eden Mustafa Osman’ın gayet tevazukârane ve mahviyetkârane mektubu, tam onun halisane sadakatini ve ihlasını ispat edip on beş senelik haslarla omuz omuza geldiğini gösterir. Zaten yazdığı Asa-yı Musa mecmuası kuvvetli bir delildir. İşte bu dakikada bunu yazarken, yine hafif zelzele başladı.” (3)

O ifademin ahirinde ve aynı zamanda demiştim ki: “Beni bu gurbette, yalnızlıkta kitaplarımın mütalaasından mahrum etmeyiniz. Yoksa hem bana, hem bu vatana yazık olur. Belki zemin, yine zelzeleyle hiddet eder” dediğimden üç dakika sonra üç saniye devam eden zelzele ve o fıkrayı mahkemede tekrar ettiğim aynı zamanda -ya gece veya gündüzde- zemin ateşle Maarif dairesine saldırması ve mahkemece dört defa ispat edilen çok defa zelzelenin Risale-i Nur’a ve şakirtlerine taarruzun aynı zamanında gelmesi-elbette bunda tesadüf olamaz. Demek bu vatanın ve milletin ve asayişin büyük bir temel taşı olan Risale-i Nur’un hakikatleridir ki, böyle vukuatlı tokatlarla, bu milletin nazar-ı dikkatini Kur’ân’ın hakiki ve hakikatli ve kuvvetli bir tefsiri olan Risale-i Nur’a çeviriyor; milleti ona teşvik edip muarızlarına şefkat tokadı vuruyor. Şimdi nasıl sadaka belayı def ediyor; öyle de, Risale-i Nur, bu memlekette belânın def’ine vesile olduğu çok hadiselerle tahakkuk etmiş. Bu defa da Risale-i Nur’a hücum edildiğinin aynı zamanda bu yangın belâsının gelmesi, Risale-i Nur belânın def’ine vesile olduğunu ispat ediyor. (4) 

“Zira Risale-i Nur’a dört defa taarruz ve hücum zamanında şiddetli zelzelelerin tevafuku, bu hakikati kör gözlere dahi göstermiştir. (5)

Bugünlerde hastalığım itibarıyla kışın pek şiddetli hiddetine tahammül edemedim. Çok tecrübelerimle, umumî bir hatanın neticesinde hava ile zemin, zelzele ile fırtına ile gazab-ı İlâhîyi haber vermek nevinden hiddet ediyorlar gibi âdete muhalif bir vaziyet gösterdiler. Ben de bundan bir mânevî fırtınaya alâmet hissettim. Kalbime geldi ki: “Acaba yine İslâmiyet ve hakaik-i imaniye zararına bir hatâ-yı umumî mi meydana geldi?” Âdetim olmadığı halde ve dünya siyasetini terk ettiğim halde bu nokta için sordum: “Ne var? Cerideler ne haber veriyorlar?” (6)

Kardeşlerim, bu zelzele benim itikadımda “şakk-ı kamer” gibi bir mucize-i Kur’ân’dır; en mütemerridi dahi tasdike mecbur eder bir vaziyete girdi.(7) 

Evet, bu mağlubiyet, aynen zelzele gibi, ihanetin cezasıdır. Burada çok zatlar kat’iyen hükmediyorlar ki, Risaletü’n-Nur’un iki merkez-i intişarı olan Isparta ve Kastamonu vilayetleri sair yerlere nispeten âfât-ı semâviyeden mahfuz kaldıklarının sebebi, Risaletü’n-Nur’un verdiği iman-ı tahkiki ve kuvvet-i itikadiyedir. Çünkü böyle âfâtlar, za’f-ı imandan neşet eden hataların neticesidir. Hadisçe, sadaka belâyı defettiği gibi, o kuvve-i imaniye dahi o âfâta karşı derecesiyle mukabele ediyor. (8) 

Nur’a girmeseler de ilişmesinler. Eğer ilişseler, yakında bekleyen yangınlar, tufanlar, zelzeleler ve taunların istilâsına uğrayacaklarını düşünsünler, akıllarını başlarına alsınlar. Madem biz onların dünyalarına karışmıyoruz, onların da lüzumsuz bir halde bu derece ahiretimize karışmalarında onlara felâket getirmek ihtimali kavîdir. (9) 

Gül fabrikası gülistanlarını ve merhum bedevî bülbüllerini konuşturan Hüsrev kardeş, Risale-i Nur, Isparta’yı, âfât-ı semaviye ve arziyeden muhafazasına sebep olduğunu, çok hadisatla beraber, bu yeni zelzele hadisesi ve muarız hocanın dolularla başının tokatlanması, yeni bir hücceti oluyor. (10) 

Evet, Risale-i Nur, sefine-i Nuh gibi Anadolu’yu Cebel-i Cûdî hükmüne getirip, küre-i arzın yangınından ve tokatından kurtulmasına bir sebeptir. (11) 

Dipnotlar:

1-Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası, 17

2- Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası, 23

3- Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası, 150

4-Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası, 250

5-Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası, 274

6-Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası, 310

7-Bediüzzaman Said Nursi, Kastamonu Lahikası, 13

8-Bediüzzaman Said Nursi, Kastamonu Lahikası, 17

9-Bediüzzaman Said Nursi, Kastamonu Lahikası, 99

10-Bediüzzaman Said Nursi, Kastamonu Lahikası, 200

11-Bediüzzaman Said Nursi,Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 163

Deprem musibetine ne kadar hazırız ve Bediüzzaman 'depremler' için ne diyor?

Okunma Sayısı: 9293
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı