"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Said Nursî’nin gözüyle Isparta (5)

Cevat Çakır
27 Ağustos 2017, Pazar
Kalemlerini ümmîliğime yardım veren Medrese-i Nuriye’nin üstadı Hacı Hafız ve mahdumu ve iki kardeş Mustafa ve Salih ve iki kardeş Ahmed ve Süleyman ve beş kardeş beraber talebe olup, üçü bize yardım etmeleri ve Babacan da, Âsım’ın ruhunu şâd edip, o sistemde yardımımıza koşması ve Zekâi de Lütfü’nün ruhunu mesrur edip, eski Zekâi gibi vazifesine sarılması ve Marangoz Ahmed ve Kâtip Osman ve Mehmed Zühtü (afallahu) ve Nuri ve Tenekeci Mehmed gibi, eski kıymettar hizmetleriyle Isparta’yı nurlandıran diğerleri gibi 59 Merhum Mehmed Zühtü’nün vefatı, Risale-i Nur’un hizmeti noktasında bizi çok müteessir etti.

Fakat birden, geçen sene, Hafız Mehmed’in bütün müsadere edilen risalelerini, on gün zarfında, köyündeki Risale-i Nur şakirtleri tarafından yazıp ona vermek, çok merdâne taahhütleri hatırıma geldi ve anladım ki, arslanlar yatağı olan Isparta ve havalisi, Mehmet Zühtü’nün hizmetini muzaaf bir surette yapacaklar ve o boşluğu dolduracaklar. 60 

İki asker, kemal-i sevinçle, gayet dostane, “Sen Ispartalısın, bizim hemşehrimizsin.” Ben de dedim: “Maaliftihar, her cihetle Ispartalıyım. Isparta taşıyla, toprağıyla benim nazarımda mübarektir, benim vatanımdır ve herbiri yüze mukabil, yüzer ve binler hakikî kardeşlerimin meskat-ı re’sleridir.” Evet, bu havaliye gelen Ispartalılar asker olsun, başkalar olsun, ekseriyet-i mutlakayla beni hemşehri biliyorlar. 61 Risale-i Nur, Isparta’yı, âfât-ı semaviye ve arziyeden muhafazasına sebep olduğunu, çok hadisatla beraber, bu yeni zelzele hadisesi ve muarız hocanın dolularla başının tokatlanması, yeni bir hücceti oluyor. 62 Mübarek Isparta’ya ve mânevî Medresetü’z-Zehrâya üçüncü defa geldiğim zaman işittim ki, o mübarek âhiret hemşirelerim olan taife-i nisâ, benden bir ders bekliyorlarmış.63 Evet, lillâhilhamd, hem vefat eden Van medresesini Isparta medresesiyle ihyâ edip, oradaki ahbapları dahi, daha çok, daha kıymettar talebeler ve ahbaplarla mânen ihyâ etti 64 Zındıkların rağmına olarak, bilâkis, Barla kürsî-i ders olup, Isparta gibi çok yerler medrese hükmüne geçti. 65 Risâle-i Nur müellifi ve Risâle-i Nur, bütün ehl-i imânın, husûsan Isparta vilâyetinin mânevî terakkiyatlarına ve imânlarının inbisâtına mühim bir medâr olduğundan,66 Medrese-i Horhor yerine Isparta’yı medrese; ve müfârakat eden talebe ve dostlara bedel daha çok talebe ve dostlar vermesiyle sırr-ı hikmetini ve rahmetini ve şefkatini gösteren bir Rabb-i Rahîmin dergâhına yakınlaşan 67 Risale-i Nur’un Isparta’ya medar-ı bereket olduğunu çok emarelerle gördük ve görüyoruz. Fakat Risale-i Nur ile alâkaları olanların şüpheleri kalmadı ki, Şükrü Efendi Risale-i Nur’un telifine bu iki köşkü verdiği için, onun bereketiyle, harika bir surette, hem kendi hanesi, hem merhum kardeşinin hanesi o müthiş yangından kurtuldu.68 Kardeşim Feyzi madem sen Isparta vilâyetindeki kahramanlara benzemek istiyorsan, tam onlar gibi olmalısın. 69 Isparta’da Risale-i Nur’un telifine menba olması ve mânevî Medresetü’z-Zehra hükmüne geçmesi, pâyansız kusurlarımızın belki de setrine inşaallah vesile olmasını Cenâb-ı Erhamürrâhimînden dileyerek, işbu destgâh-ı mânevîyi tahkîmen Osman-ı Hâlidînin kıymettar ve mânidar, sadık ve meşhur ihbaratının hedef ve masruf-u lehi günden daha âşikâr bir halde zuhur etmiştir.70 Hem Hafız Ali’nin, Sav gibi yerler, karyeler ve Isparta birer medrese-i Nuriye hükmüne geçmesi ve Risale-i Nur’un sadık şakirtleri harikulâde olarak günden güne yükselmeleri ve tenevvür etmeleri, bizleri, belki Anadolu’yu, belki âlem-i İslâmı mesrur ve müferrah eden bir hakikatli haber telâkki ediyoruz. 71 

Ben, sizin yüzünüzden Isparta’yı ve havâlisini taşıyla, toprağıyla seviyorum. 

Hattâ diyorum ve resmen de diyeceğim: Isparta hükümeti bana ceza verse, başka bir vilâyet beni beraet ettirse, yine burayı tercih ederim 72 Kardeşlerim, Ben kalben arzu ederim ki, çelik ve demir gibi sebatkâr Isparta ve civarındakiler gibi metin kahramanlar (Hüsrev’ler, Hâfız Ali’ler gibi) Kastamonu tarafından dahi burada görünsün. Hadsiz şükür ediyorum ki, Kastamonu vilâyeti benim arzumu tam yerine getirdi, müteaddit kahramanları imdadımıza gönderdi. Hayalimde her vakit bulunan, fakat isimlerini yazamadığım için yanınızda fedakâr kardeşlerime birer birer selâm ve selâmetlerine dua ederim.73 Hakikaten Hâfız Ali, Hâfız Mehmed ve Mehmed Zühtü’nün vefatları, değil yalnız bize ve Isparta’ya belki bu memlekete ve âlem-i İslâma büyük bir zayiattır. 74, Isparta havalisinde, erkek, kadın, genç ve ihtiyarlardan binlerce Nur Talebesi, hatta Nur dershanesi olan Sav Köyü bin kalemle, senelerce Nur Risalelerini yazıp çoğaltıyorlardı. Risale-i Nur, telifinden yirmi sene sonra teksir makinesi ile neşredilmiş ve otuz beş sene sonra da matbaalarda basılmaya başlanmıştır. İnşaallah, bir zaman gelecek, Risale-i Nur Külliyatı altınla yazılacak ve radyo diliyle muhtelif lisanlarda okunacak ve zemin yüzünü geniş bir dershane-i Nuriyeye çevirecektir. 75 Sizler, koca Isparta değil, belki büyük bir memleketi tenvir edecek elektriklerin makinistleri hükmündesiniz... 76 Fakat, Cenâb-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki, o medresenin manevî hüviyeti Isparta vilayetinde tesis edildi. Risale-i Nur’u tecessüm ettirdi. İnşaallah istikbalde, Risale-i Nur şakirtleri, o alî hakîkatin maddî sûretini de tesis etmeye muvaffak olacaklar... 77 işte bu dakîk sırrı senin Ispartalı kardeşlerinin bir kısmının akılları görmese de umûmunun keskin kalbleri görmüş ki; benim gibi bir bîçare, günahkâr bir adamın arkadaşlığını evliyalara, eğer bulunsaydı müçtehidlere dahi tercih ettiler. Bu hakîkate binaen, bu şehre bir kutub, bir gavs-ı azam gelse, “Seni on günde velâyet derecesine çıkaracağım” dese; sen, Risale-i Nur’u bırakıp onun yanına gitsen, Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın! 78 Bugünlerde Risale-i Nur’a sû-i kast edenlerin ve sizlere sıkıntı verenlerin, haklarında bana verdiği bir hiddet neticesinde bedduâya teşebbüs ettim. Birden Isparta’ya kıyamadım, bedduâ yerine, “Ya Rab! Isparta, Risale-i Nur’un bir Medresetü’z-Zehrasıdır. Oradaki fena memurları dahi ıslâh eyle, hüsn-ü akıbet ver” diye duâ eyledim ve ediyorum. 79

Dipnotlar:

59- Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, 190.

60- Bediüzzaman Said Nursi, Kastamonu Lahikası, 193.

61- Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, 197.

62- Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, 200.

63- Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, 201.

64- Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, 250.

65- Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, 347.

66- Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, 387.

67- Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, 404.

68- Bediüzzaman Said Nursî, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 24.

69- Bediüzzaman Said Nursî, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 40.

70- Bediüzzaman Said Nursî, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 45.

71- Bediüzzaman Said Nursî, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 152.

72- Bediüzzaman Said Nursî, Şuâlar, 263.

73- Bediüzzaman Said Nursî, Şuâlar, 276.

74- Bediüzzaman Said Nursî, Şuâlar, 288.

75- Bediüzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, 147.

76- Bediüzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, 187.

77- Bediüzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, 252.

78- Bediüzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, 253.

79- Bediüzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, 262.

Okunma Sayısı: 2583
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı