"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İlmihâllere sıkıştırılan dindarlığımız

Mehmet ÇETİN
06 Aralık 2014, Cumartesi
İmandan sonra en ziyade esas tutulması gereken konu takva ve salih ameldir. İbadet ve muamelâtın tanziminde Sünnet ve Âyete dayandırılarak mümkün olduğu kadar azimet, değilse ruhsatla devam eden hayatın disipline edilmesinde ilmihâllerin yeri çok önemlidir

Medenî Âyetlerin tatbiki ile zuhur eden takva ve amel-i salihin temeli Mekki Âyetlerdir. Mekki Âyetlerle şirkin bütün çeşidinin temizlenmesi ile sağlama alınan temelin üzerine muamelât inşa edildi. Asr-ı Saadetin temelinin sağlamlığını iman konusundaki tahşidatta aramak lâzım.
İman her Müslümanı ilgilendirirken diğer dini kurallar kişinin ihtiyaç ve durumuna göre bilme sorumluluğu getirir. İlmihâlin bütün konuları genellikle kişiye hayatının her zamanında lâzım da olmayacak. Ama teneffüs ve gıdaya her an ihtiyaç hissetmesi kesinliğinde iman konusuna ehemmiyet vermelidir. 
İlk ilmihâl muhtemelen İmam-ı Azam’ın Fıkh-ı Ekberi’dir. Bu eser akaid ağırlıklıdır. Köklü bir geleneğe sahip olan ilmihâl geleneği, alanında çok eserler vermiş ve halen de vermektedir. Günümüz ilmihâllerin bahsettiğimiz ihtiyaca cevap vermesi tartışılır bir konudur. 
Mevcut ilmihallerle dinin darlaştırılıp, sınırlandırılıp, şekil ve formaliteci dindarlığın doğmasıyla zayıflatılmış din anlayışını netice vermesinden endişeliyiz.  
Bin yıl öncesinin gündemi ile tanzim edilen ilmihâl geleneği, imansızlık hastalığı karşısında aslî ihtiyaca göre güncellenerek düzenlenmelidir. Bazı ilmihâlleri istisna tutarak geneline baktığımızda teferruata çok yer verildiğine şahit oluyoruz. Meselâ, Bilmen Hoca’nın 460 sahifelik Büyük İslâm İlmihâli’nin “400 sayfasının namaz, oruç, zekât, hac ve kurbana; ahlâka ve davranışlarla ilgili kurallara da 60 sayfa ayrılmıştır. 
İlmihâlde sadece bilgiler verilmemeli yanı sıra hikmet tarafı iman ile tevhid edilmeli. Tasavvufî noktaların bahsinde dikkatli olunmalı. Batılı tasvirden sakınılarak hak anlatılmalı. Hem malûmat fazlalığına ve hem de ihtilâfî konulara boğdurmadan doğrudan istikametli olanı nazara verilmeli. Günün bilim ve teknolojisini de istimal ederek yapılan izah asrımız insanınca daha uygulanır olmaktadır. Kişisel farklılığı unutmadan muhatabı geniş ve genel tutmalı. Bilgilerle kuralcılığı değil ihlâsı esas almaya yönlendirmeli. İslâmiî eserler ve bilgiler altındaki Âyet ve hadisi nazara verecek şekilde şeffaf olmalı. Aradaki nakilcilere nazarın takılmasına izin vermemeli. Böylece nakilcinin hatasını Kur’ân’dan anlaşılmasının önü alınmış olur. Dinî ihtiyaçlara cevap veren eserlerde mü’minlerin nazarını doğrudan doğruya Kur’âni mu’cizelikle meczederk daima imanın ve vicdanın ihtizazını tahrik edip Allah’a tevcih edilmelidir. 
Günümüz gerçeklerine cevap veren, ferdî ve içtimaî derinliği olan İslâmî şuur tesisinde yardımcı olarak insanı, Rabbi karşısında imanî şuur, tefekkür derinliğinde kulluk yapmaya vesile olacak bir ilmihala ihtiyaç vardır.  Bunun da şahıslardan ziyade sahalarında ehil, günümüz gerçekliğine vakıf heyet tarafından tanzim edilmesi isabetli olacaktır.  

Okunma Sayısı: 1261
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı